Peri-ana ve unutulan kardeş

2263 Words
Kahvelerini içtikten sonra Rüya Han’a bakıp -gelin size civcivlerimi göstereyim dedi -Sami abi sende gel hadii deyip kalktı Rüya, iki adam okadar doğal bir ortamda nasıl bu kadar mutlu olunur bilhassa yaşayıp gördüler. Gerçekten dünyayı kadınlar güzelleştiriyordu. “Benide bekleyin” diye bağırdı elinde iki kurabiyeyle, Sami elini uzatıp Esra’nın elini tuttu, Esra’da Sami’nin ağzına tek lokmalık kurabiyeden attı. Rüya Han’ın kolun altındaydı. Iki harika çift görülmeye değer bir manzaraydı - On taneydi yedi tane kaldı deyip yere oturdu o oturunca Han ve diğerleri de oturdular çimenliklere, küçük kafesi açtı Rüya. Esra kahkahayı bastı -Rüya tek sayılardan nefret eder ona göre tek sayılar uğursuzdur. -Hahahaha Esraaaaa susss ne olur deyip başını Han’ın göğsüne koyup sakladı kendini -Hayır anlatıcam seri katil seni deyip güldü Esra -Geçen gün beni aradı ağlıyor ne oldu dedim bende sandım ki yine senin için ağlıyor deyip Han’a baktı. Meğer 8 civcivinden bitane daha ölmüş. Diyor ki Esraaa bebeklerimden bitane daha öldü ben çok mu kötüyüm,dedimki saçmalama senin ne suçun var senin mi öldürdün sanki dedim. Diyor ki çünkü bitane daha ölsün istiyorum yedi tane oldular, bitane daha ölürse altı olur. Han ve Sami kahkahayı patlattı Rüya’da Han’nın göğsünde kıkırdıyordu Esra’da gülmekten gözleri yaşardı. Ve devam etti -Kızım sakın öldürme sana yeni bitane daha alırım akşam gelirken getiririm dedim. Akşam getirdim sabah bir tanesini daha kedi kaptı deyince Sami çimenliğe attı kendini Han’da göğsünde kıkırdayan sevgilisini sıkıca sarıp sarmaladı erkeksi kahkahasını da eksik etmeden. -üzülme Rüyaa Han sana çifter çifter verir o bebeklerden deyip bombayı patlattı Sami’de Rüya dahada Han’ın göğsüne bastırdı kendisini sakladı - Aşk olsun sana Dragon bugün seni engelleyeceğim görürsün sen deyince Han Rüya’nın başını öptü - Demek çift sayıları seviyorsun Haa dedi çenesini bastırdı başına - Esraaa dedi ters ters bakıp - Tamam tamam eliyle ağzına yalancı fermuar yapıp sustum dedi Esra’da Rüyada Esra’da önlerinde duran civcivleri tutup öpüp kucağına koydu. Bu manzara erkekler için büyüleyiciydi ,iki kadında kucaklarındaki civcivleri sevip öpüyordu. Biraz daha civcivlerle oynayıp civcivleri kafese koyup kalktılar. Kalkarken iki adamda kızların elini tutup kaldırdı. Han Rüya’nın kulağına, -Engelimi kaldır bir daha engellersen cezanın popoya şaplak olduğunu bil ona göre deyip göz kırpıp Reyyan hanımın yanına gitti. Sami’de Esra’sına sarılıp -Çeyizini hazırla pinokyo burnuna yine fiske vurup oda Han gibi müsaade istedi ve herşey için herkes ayrı ayrı teşekkür edip arabaya geçtiler. Iki kadını da kızarmış yüzle bırakıp kornaya basıp gittiler. Reyyan hanım kızlara dönüp - Bir daha bana yalan söylerseniz Yavuz’la kalmam bu iki psikopatı da başınıza bela ederim küçük sinsiler. Kenan imirzalıoğluna benzeyen adamı kel bodur yaptın ya Esra sana dicek artık bir sözüm yok pinokyo deyip oda Sami gibi burnuna bir fiske atıp güle güle içeri geçti. Rüya ve Esra birbirine bakıp güldüler, sarıldılar Rüya okadar mutluydu ki “bu yaşadıklarımız gerçek miydi” diye fısıldadı dostunun kulağına, Esra heyecandan kalbi duracak gibi hissediyordu. “ galiba” diyebildi. Reyyan hanım eline sihirli bir değnek alıp bu iki harika çifti birleştirmiş ve destek olmuştu. Esra sadece kızını değil onun mutluluğu için de çırpınan peri anaya minnet duyuyordu. Annesinin hasta yatağında elini tutup son isteğini fısıldadığı kadın sözünü tutmuştu. - Reyyan Esra’yı Rüya’dan ayırma olur mu kardeşim ben gelin olduğunu göremicem biliyorum, Esra sana emanet dediği anı ne Esra unutmuştu nede Reyyan hanım. Rüya için ne zaman bişey alsa onuda arar - eve gitmeden önce bize uğra ikinizdende kurtulmak için çeyizlik şeyler aldım sonra güler gelde al yavrum kendi çeyizini derdi. Rüya’ya ne alıyorsa bir diğer tekinide Esra’sına alırdı. O Nazlı’ya söz vermişti,herzaman Esra’nın yanında olucak ona annelik yapacaktı. Esra hep ona periana derdi oda peri anne desen olmuyor mu dediğinde” sen ağa karısısın hanım ağam” deyip takılırdı. Rüya Esra’nın elini tutup - hadi dedikodu zamanı iki kız mutfaktan kendilerine birer bardak buz gibi limonata doldurup sonrada havuz kenarındaki şezlonglara oturdu. Limonatalarını sehpalara bırakan iki kız hala çok şaşkındı. Bu adamları buraya Reyyan hanım mı getirmişti, yoksa Han ile Sami’mi aramıştı Reyyan hanımı kimse detay vermeden günü yaşadılar ,en coşkulu şekilde ama detayları sonradan fark ettiler. -periana değneğini kullanıp mı getirdi bunları demesi üzerine Rüya kahkaha attı. Gerçekten yıllardır Esra’nın dediği çıkmış annesi bir peri gibi tüm kara bulutu dağıtıp, güneşli bir günü getirmişti. İki kız limonatasını içip herşeyi tüm detaylarına kadar konuşup günün tüm değerlendirmesini yapmışlardı. Yine de bilmek istiyordu ikiside , annesi nasıl yapmış, nasıl gelmişlerdi. İki kızda boş olan bardaklarını alıp Peri anaya hesap sormaya gideceklerdi. Mutfağa boşları bırakınca “anne” diye seslendi Rüya evin içinde Reyyan hanım odasındaydı seslendi. Seslenmesiyle iki kızda merdivenleri koşarak çıkıp Reyyan hanımın odasına girdiler. - anne konuşalım mı deyince Reyyan hanım dünden beridir hazırlık yaptığı için ve sabahta çok erken uyandığı için yorulmuş dinleniyordu yatağında. -benim siz iki pinokyoyla konuşacak neyim var ki, yalancılar İkisinin kızaran yüzüne bakınca dudakları istemsiz kıvrıldı ve kızlara bakan yüzünü geri çevirip yan uyuma pozisyonuna tekrar geçti. İki kız yatak ucuna oturup gitmeyeceklerini belli edince Reyyan hanım ikisini de süründürmek istediği için tek kelime etmeyip gözlerini yumdu taki Esra’nın sesini duyup ağlaması kulaklarına gelince -Perianamm sen arkadaşın Nazlı’ya verdiğin sözü tuttun, bugün sihirli değneğinle beni dünyanın en mutlu kızı ettin sana yalan söylediğimiz için affet beni ve Rüya’yı ne olur deyip hıçkırarak ağladı. Reyyan hanım hemen pikesini -açıp gel bakalım benim güzel emanetim, sende gel gözbebeğim dedi. Esra hemen pikenin altına girip sarıldı annesi gibi olan ,kollarını açan kadına. Esra’nın başını öpüp kokusunu burnuna çekip -benim cennet kokulu kızlarım, çok çok mutlu olun ve sizden istediğim şeyde o iki yaralı adama derman olun tamam mı güzel kızlarım üç kadında yatakta uzanıp hem ağladılar, hem güldüler. Reyyan hanım herşeyi en baştan anlatınca kızlar şok üstüne şok yaşıyordu. Rüya annesine birkez daha hayran kaldı, annesi onun idolüydü, o çok güçlü, çok zeki , fedakar ve hoşgörülü bir kadındı. - anne keşke bende sen gibi güçlü olabilseydim dediğinde annesi doğrulup oturdu yatak başlığına sırtını yaslandı. -ben gücümü babandan aldım güzel kızım, sizlerde güçlüsünüz ve sizde gücünüzü kocalarınızdan alacaksınız Rüya bu sözle annesinin ne demek istediğini çok iyi anladı. Babası annesi için herşeyi göze almış koca yürekli bir adamdı. İki kız tekrar peri anaya sarılıp öpüp teşekkür etti. Hayatlarının en güzel gününü bir sihirli değnekle güzelleştiren kadın onların en büyük şansıydı... Han’dan Her şey mükemmel ilerlemişti Reyyan hanım öyle bir anda yetişmişti ki artık delirecek noktadaydım. Sami’nin de olmayışı beni büsbütün sarsmış, aklıma gelen birkaç yanlış fikriden son anda vazgeçmiştim. Ya Rüya’yı kaçıracaktım yada Mehdi beyin karşısına çıkıp kızını isteyecektim. Haklı olarak kızımı nerde gördün, nerden tanıyorsun diyecekti elbette bunada cevabım vardı. Biz görüşüyoruz ama kızınız benden ayrıldı bende niyetimi belli etmek için size geldim demeyi düşüyordum. Planlarımı kafamda kurmuştum o benden vazgeçmişti ama ben ondan asla vazgeçmeyecektim. Sağ olsun Reyyan hanım Hızır gibi yetişmişti bu buhranda olan ruh halime, Sami’de bende muradımıza kavuşmuş mutluluktan arada sırıtıp duruyordu, hoş benimde ondan bir farkım yoktu ya neyse... Mukaddes ablayla da yolda konuşmuş her iki kıza da bayılmıştı, biran önce ablamı aramamı söylemişti ve çok haklıydı. Ben araba kullandığım için Sami’ye söyledim -ara ablamızı da gelsin söyle adam gönderiyorum hazırlansın Sami lafımı ikiletmeden hemen aldı telefonu aradı. - Aloo Handan sultan nasılsın ablaların gülü Ablam ne dediyse Sami kahkahayı bastı, bana bakıp alt dudağını içe alıp dişledi ve başını sağ sol yaptı. Bu şu demek oluyor Handan ağzımıza sıçacak - Durrr yaa abla geldiğinde getirirsin oklavanı, terliğini şimdi sana diyeceklerim var. Hazırlan yarım saat sonra adam göndericez gelip seni alacak, hayırlı şeyler konuşacağız sultanım lütfen sakin ol. Telefonu kulağından çekip uzaklaştırdı, ablamın bağırma sesi bana kadar geldi. Haklıydı çok ihmal etmiştik onu, arkada Mukaddes abla eliyle ağzını kapatmış kıkırdıyordu. Belli oldu canımıza okuyacaktı bu cadı, Sami tam kulağına koydu telefonu abla dedi ses yok, telefonu suratına kapatmıştı. -Han Mukaddes ablayı eve bırakıp kaçalım, bu bizi çiğ çiğ yer demesiyle ablam Mukaddes ablayı aradı bu kez, ben dikiz aynasından Mukaddes ablayı izlerken Sami kocaman açtığı gözleriyle ve koca cüssesiyle arkaya dönmüş izliyorduk onu. Telefonu kapatınca, bir cevap beklediğimizi bildiği için -hemen araba göndersinler bana, biyerde kaybolmasınlar ben gelene kadar, yoksa o clupu onların başına yıkarım deyince hafif utandı Mukaddes abla , tabi benle Sami anladık neden utandığını “ o kerhaneyi onların başına yıkarım” demiştir kesin. Bu ablamın her zamanki tehdidiydi ama Mukaddes abla utandı öyle demeye clup demişti. Sami hemen arkamızdan gelen Kadir’i arayıp -Handan ablayı alması için bir araba gönder, beraber yalıya gelsinler dedi. Bu işte hallolduğuna göre, müziği açtım, güneş gözlüklerimi çıkartıp taktım. Eve geldiğimizde ikimizde odalarımıza çıkıp spor kıyafetler giyip indik. İndiğimde ablam gelmiş Mukaddes abla ile mutfaktaydı. Hemen kollarımı açıp başını tuttuğum gibi göğsüme yasladım onu, beni iteklemeye çalışsa da bırakmadım şakağına bir öpücük kondurdum. Oda göğsüme hafif bir yumruk atıp - Evleneceğini davetiye göndererek mi söyleyecektin yoksa dedi -Abla ne desen haklısın ama vallahi her şey çok karışıktı ve biran da oldu. Yoksa ben sultanıma anlatmaz mıydım dememle başını kaldırıp gözleri dolu dolu yüzüme baktı. Onu ne kadar incittiğimizi o an anladım ve vicdan azabı duydum. Bu kez anlını öpüp özrümü dilediğim vakit Sami geldi elleri cebinde gevşek gevşek gülerek -Ooo Handan sultan demesiyle ablam tezgahta gördüğü tahta kaşığı fırlattı, Sami hemen yan döndü kaşık sırtına geldi -Dur kız zalımın kızı acıdı hepimiz güldük. Babamdan dolayı hep bunu derdi ablama, oda ablamın belinden kavrayıp döndürdü, hem gülüyordu ablam hemde - başım döndü dur ulan diyordu. Sami durup sarıldı hemen, ablam Sami’ye hiç kıyamazdı oda kollarını açıp sarıldı beline Sami’nin, sonra onu bırakıp elleriyle başımı tutup - Oyyy benim aslanlarım damat mı oluyor diye sevmeye başladı bir beni , bir Sami’yi Biri bizim bu halimizi görse vallahi madara olurduk. Aynı küçüklüğümüzdeki gibi yanağımızı mıncıklayıp durdu. - Mukaddes sultan sihirli şerbetinden varsa koyda birer bardak, bahçeye çıkıp konuşalım. Sami’de birden arkasını dönüp Mukaddes ablaya - Yoksa keramet bu şerbette miydi, abla aman ha bunu mutfaktan eksik etme artık Demesiyle Sami ben ve Mukaddes abla bastık kahkahayı. Kıyamam yaa ablam olaya Fransız kaldığı için tabiki anlamamıştı mevzuyu, biz iki erkek mutfak kapısından bahçeye çıktık. Ablamda Mukaddes ablaya - ne şerbeti ne diyor bunlar diyordu. Sami ile ben bahçedeki masaya geçip oturduk, ablamlarda gelince olan biten ne varsa herşeyi bir ben, benim yorulduğum yerlerde de Sami anlatıyordu. Ablam herşeyi öğrendikten sonra - Kaynananın numarasını ver deyip telefonunu cebinden çıkarttı. - Abla napıcan dememle ters ters yüzüme diklenip ikimize ayrı ayrı bakıp ta beni yok sayamazsınız!! Dedi Sami ablamın gözündeki o deliliği görünce -ver ulan numarayı damat olduğunu göremicem yoksa dedi. Telefonumu çıkartıp numarasını söyledim ablamda hemen kaydetti Reyyan hanım diye. Ve beklemediğimiz o şeydi yaptı aradı kadını - Alo merhaba Reyyan hanım, Ben Han’nın ve Sami’nin ablası Handan - Teşekkür ederim Reyyan hanım iyiyim ya siz nasılsınız? - Allah iyilik versin. Benim şimdi haberim oldu bilseydim bende gelirdim. Çok teşekkür ederim nazik davetiniz için ama sizinle ve gelinlerimle bende tanışmak isterim. Sizler içinde uygun bir zaman ayarlayıp bana çaya bekliyorum olur mu - Ohalde sizden haber bekliyorum. Peki Reyyan abla bundan sonra böyle derim. En yakın zamanda görüşürüz iyi günler Ablam hiçbir şey demeden bardağını alıp - hadi Mukaddes abla gel akşam için yemek yapalım. Burak ve Murat’a akşam buraya gelmelerini söylicem. Biz bizede bir açıklama yapacak sanırken o golünü atmış kankisiyle kol kola girip keyiflini yaşıyordu. - Bu şimdi bizden intikamını mı aldı - Öyle oldu Dedim ve gerçekten öyle yapmıştı. Neyse biz Mukaddes abladan detayları illaki öğrenirdik diye düşünürken telefonum çaldı. Telefonu cebimden çıkarttığımda arayan kişi ile yüzüm güldü Sami kaş göz işareti yapınca arayanı gösterdim Rüya’m arıyor. Gözlerini devirip elinin tersiyle bana git yaptı kıskanç köpek, tabi avukat hanım aramadı ya kudursun it oğlu it -Güzelim - Han merhaba canım nasılsın? - Han diyen güzel dudaklarını yerim senin, hayatımın en güzel gününü yaşıyorum mutluyum ya sen, sen nasılsın? - bende çok mutluyum, hala çok şaşkınım annemi sıkıştırıp herşeyi öğrendik demesiyle kahkahayı bastım. - meraklı yârim illa herşeyi öğreneceksin dimi? Tatlı tatlı gülüp cilveli bir şekilde “hı hı” dediğinde ne akıl kaldı ne fikir. Hemen içeri geçip yukarı odama çıktım. Ablam faktörünüde hesaba katınca kilitledim kapıyı. Ortalarda yokum diye pat diye girebilirdi odaya ,oyüzden önlemimi aldım. Yatağa uzanıp sohbet etmeye başladık iki saat on yedi dakika boyunca ne konuştunuz diye hiç sormayın, nefes alışverişini duymam bile yetiyordu taki annesi seslenene kadar. - Seni seviyorum deyip pat diye kapattı. Iki söz iki mucize söz... Telefonu kapattıktan sonra gözlerimi kapatıp sevdiğim kadını hayal ettim. Birden hayatımın merkezi olmuştu, aklımı başımdan alacak kadar güzel ve masum oluşu beni mest ediyordu. Yatağındaki halini gözümün önüne getirdim bi an Allah’ım... Yeni uyanmış olmasına rağmen peri kızı gibiydi dudakları dünyanın en güzel meyvesi gibi ağız sulandırıcıydı, ona dokunan ilk ve tek erkek bendim. Bana aitti , birçok kadınla birlikte olmuştum, nihayetinde her sağlıklı erkek gibi benimde ihtiyaçlarım vardı. Mankenler, sinema oyuncuları, clube sırf Sami yada benim için gelen sayısız kadın vardı. Beğendiklerimle de beraber olmuştum, ama Rüya çok başka bir kadındı öncelikle sadece bana ait olması bile aklımı başımdan alırken, güzelliği, ahlakı,ailesi,kendini erkeğine saklamış olması her şey ama her şey çok güzeldi ve ben ilk kez kendimi çok şanslı hissetmiştim. İçimden dualar ettim babası Mehdi bey beni ve bu evliliği onaylasın diye. Bu akşam Reyyan hanım konuşacam demişti. Yatağımda biraz kestirip birkaç saat sonra aşağı indim. Ablamla Mukaddes abla yemekleri hazırlamış mutfakta oturuyordu. Sami’de televizyonda son zamanlarda popüler olan Hasan Can’ın programını izliyordu. Oturdum bende yanına az biraz bende izleyince kapı çaldı. Yeğenim ve eniştemde gelince oturduğumuz yerden kalkıp - Hoş geldin deyip elini sıktım eniştemin -Ooo aslan oğlum deyip sarıldım yeğenime de. Biz sohbet ederken kadınlarda sofrayı kurdu. Ve sonra hep beraber sofraya geçtik. Ablam varken Mukaddes abla bizimle yerdi onun dışında gecemiz, gündüzümüz belli olmadığı için o mutfakta takılırdı. Ablam eniştemlerde durumu hafif çıtlattı. Eniştemde tebrik edip çok mutlu olduğunu söyledi. Geçen haftaki ruh halimiz, ev ortamımızla şuaınki ev hali ve ruh halimiz ne kadarda farklıydı ve bunu bir kadın sağladı...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD