Kahyadan gelen haberle eli ayağına dolaşan haşim, beyim haberim yoktu diye terlerken.
Çok çalışmak istedi diye konuştu bir yandan.
Beyin oğlu buradaydı Haşim canından
olmak istemiyorsan bu olayı hemen kapat.
Tamam Kazım Beyim derken ecel terleri döken Haşim bir an önce yola koyuldu.
Bu kız bir gün başımı yakacak, baş belası diye söylenirken hastaneye doğru yol aldı .
Hastaneye ulaştığında baş belası kızını yatarken buldu.
Neyse ki Beyin oğlu gitmişti.
Hemşireyi çağıran Haşim ne zaman çıkarız diye sordu.
1 gün kalması lazım sonra taburcu edeceğiz yaraları çok derin polis çağıracağız.
Ben babasıyım polislik iş yok işine bak sen hele diye söylenen adama kaşlarını çatan hemşire buralarda böyle işlere karışmaması gerektiğini çoktan öğrendiği için hızla uzaklaştı.
Gözlerini aralayan Şirin yanında babasını görünce korkudan küçük dilini yuttu.
Kolunu kavrayan babasıyla acıyla bakışlarını kaldıran Şirin
Seni kimsede almaz vebali gibi bayıldın bide tarlada, ormanda inmi cinmi geziyor diye kulağıma gelen laflarda cabasi millet adını büyücüye çıkardı.
Seni kapıya atmama az kaldı zaten kıt kanaat geçiniyoruz. İki lokma boğazımıza zar zor giriyor.
Korkuyla yerine sinen Şirin korktuğu başına gelmesin diye dua ederken içinden, yaralarının yanmasıyla acıyla inledi.
Kara kara düşünürken içine yayılan acıyla gözlerinden yaşlar bir bir döküldü.
Yaşadıklarına gözündeki yaşlarla sabır dilerken daha ne kadar bu acılara katlanacaktı.