bc

AŞKIN SEN HALİ

book_age12+
8.2K
FOLLOW
32.1K
READ
possessive
family
mafia
drama
sweet
bxg
city
secrets
wife
naive
like
intro-logo
Blurb

Korkuyordu genç kız. Yardım etmişti ama başına daha büyük bir bela açmıştı. O an oradan uzaklaşsaydı eğer şimdi bağlı olmazdı elleri ayakları ve delicesine korkmazdı kişneyen atlardan.

Atlar. Onun korkulu rüyası, kâbusu, babasını elinden alan canlılar.

Kulaklarına dolan her bir ses delicesine irkilmesine neden oluyor ama yorgun bedeni kendini deli gibi karanlığa hapsetmek isterken son kırıntısına kadar gücünü kullanmaya çalışıyordu.

Anlamıyordu. Karşısındaki adamlar merhametten yoksun, insanlıkta uzaktı. Hiç birine konuşamadığını anlayamıyorlardı. Sürekli;

"Konuş. Sana Ertuğrul Karaaslan'ı öldürme emrini kim verdi"

Diyorlardı ama ben dedikleri kişiyi bile tanımıyordum. Sadece bıçaklanmış bir adama yardım etmiştim. Hepsi buydu.

***********************

"Gitmek istiyorum" diye ellerini oynattı genç kız. Karşısındaki bal gözlü adamdan uzaklaşmayı umuyordu. Yoksa dudaklarının tadına bir kez daha varırsa kurtuluşu yoktu.

Dudağının ucu kıvrılan adam "Gitmek yok Asya'm. Artık tüm gidişlerin banayken nefesimden uzağı sana yasaklı bölge" deyip usulca kavradı her defasında mayhoş bir vişne tadı aldığı dudakları.

Aşk ne engel tanıdı ne de acabalara meyil verdi.

Adam aşkı kadının sessizliğinde tattı. Ona bulandı iki beden bir ruh oldu.

chap-preview
Free preview
A.S.H. TANITIM
Doğduğu gün annesini kaybeden altın saçlı küçük bebek, babasının kucağında yaşayacağı çiftliğe getirildiğinde herkesin hüzünlü gözleri üzerindeydi. Nefes aldığı an annesiz kalmıştı. Ne de çok sabretmişti annesi onun için. Bir defa koklayamadan evladını önce Allah'a sonra da canından çok sevdiği kocasına emanet edip vadesini tamamlarken içi buruktu. Küçük kızı onsuz yarım ve muhtaç büyüyecekti. Çiftliğin hanımı Meryem Hanım aldı ilk kucağına öksüz kuşu. Kafasındaki bir tutam sarı saçı parmak uçları ile severken bakışları babası Rıza seyisi buldu. Adamın ömründen bin yıl gittiğine şahit olsa da güç vermek ister gibi "Allah sabrını versin Rıza kardeş. Bu küçük sabinin yüzü suyu hürmetin yıkılmadan eşinin emanetine sahip çık. Ben bu yavruyu ayırmam evlatlarımdan. Büyür gider çiftlikte" diyebildi. Daha ne denir nasıl denir bilmiyordu. Kocası Nedim Bey de karısının kucağındaki altın kıza bakıp "Maşallah, bahtı da ömrü de bereketli olsun inşallah. Adını ne koydun Rıza Efendi" diye merak ettiği suali dile getirdi. İki evladı vardı bu küçük altın kızı da üçüncü olurdu. İnsanlık ölmemişti. O da babasından annesinden bunu görmüştü. Rıza efendi, hanımının kollarındaki kıza bakarken iç çekti. Gözünden süzülen bir damla yaş ile "Asya" dedi. "Rahmetli Nazlı'm Asya koyacaktı kızımızın adını" Asya kız o günden sonra çiftliğin göz bebeği oldu. Evdeki çalışan Meşure Hanım bir yaşındaki bebesiyle birlikte emzirdi küçük kızı. Ona da anne oldu. Üç sene geçti. Ömürden üç sene eksildi. Asya kız çiftlikte "Altın kız" diye anılır oldu. Sarı saçları açık renk kahve gözleri bıcır bıcır halleri ile maskot gibiydi. Meryem annesini de Meşure annesini de çok sever Nedim amcasının onun için getirdiği bebeklere bayılırdı. Hele yanına oturup kitap okuyan adamı anlamasa da dinlemek en büyük meşgalesi olmuştu. Bir gece iki atta doğum için sancılandı. İşten anlayan seyisler onlarla ilgilenirken erkenden uyuyan kızını küçük evinde yalnız bırakamayan Rıza Efendi Meşure Hanıma emanet etti. Uyuyan Asya kötüydü aslında. Ateşi vardı hem de çok. Meşure hanım küçük kızı odaya yatırıp evin kızı Yeşim'in isteği üzerine pasta yapmaya girişirken olanlar oldu. Kızamık geçiren Asya o gece yüksek ateşten havale geçirdi. Son anda eve gelen Meryem Hanım fark edince yetiştirildi hastaneye. Günler geçti. Ölümden döndü Altın kız ve kendine geldiğinde doktorların korktuğu kalıcı etki; kaybettiği konuşma yetisi ve sesi ile oldu. Babasına açıkladıklarında ise adam bir kez daha yıkıldı. Kızı hastane odasında neden konuşamadığını anlamaya çalışırken o karısının mezarında ondan özür diledi. Ağladı. İçindeki biriken zehri gözünden damla damla düşürerek geri evladının yanına geldi. İşler o günden sonra zorlaştı. Çiftliğin neşesi derin bir sessizliğe büründü. Her yaş gününde onun için hazırlanan çikolatalı pastanın mumunu "Lütfen bu yıl konuşayım" diye dilek dileyerek üfledi. Meryem Hanım özel durumlu çocuklar için açtığı kurumlardan birinde işaret dili öğretmeniydi. Asya içinde öğretmenlik yaptı ve elinden geldiğince sabrederek küçük kıza öğretmeye başladı. Asya yedi yaşına girdiğinde bir akşam yağmurun çok yağdığı bir anda ahırdan çağrılan babası ile duramadı yerinde. O da gitti. Bir at vardı. Siyah iri ve hırçın. Ahırda tutulmak değil kırlarda özgür olmak istiyordu. O gece babası atın şaha kalkıp ön ayakları ile başına vurması sonucu beyin kanamasından öldü. Asya'da yine yalnız kaldı. Öyle korktu ki küçük kız çiftlikten onu götürmek için gelen teyzesi ve eniştesi ile arkasına bakmadan gitti. Babasının "Bir kez daha baba dediğini duyar mıyım acaba Altın kızım" sözleri içine ukde olarak döndü arkasını, yedi senesi geçen çiftliğe. Asya gittikten sonra geldi evin büyük oğlu ailesinin yanına. Olanları öğrendiğinde merak ettiği küçük Altın kız çoktan Trabzon'a giden otobüste teyzesinin kucağında yeni hayatına eksik kalan sevgileri ile "Merhaba" dedi. ****** Hayat her şey gibi onları da değiştirdiğinde, babası kaybettikten sonra karanlığa bürünen oğul annesi ve kardeşi için savaştı. En çok da kendiyle. Nereden bilebilirdi ki sesine muhtaç olduğu kadının dudaklarında aşka bulanacağını? Ya da aşkı ilk o haliyle tadacağını...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Leyl Tutkusu

read
424.0K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
8.9K
bc

HÜKÜM

read
165.8K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
19.6K
bc

Kalbimin Derininde

read
11.6K
bc

Ufaklık | Texting

read
2.8K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
12.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook