SİMYA’DAN… Boğazımı yakan duman aynı zamanda gözlerimin de yanmasına neden oluyordu. Ağzımda zehir gibi bir tat vardı. Sanırım uğultunun arasında adımı sesleniyorlardı. “Simya uyan” dedi biri kimdi ki? Levent mi? Meriç mi? “Meriç sen Mehmet dedemi tut” dedi ardından. “Ha çan burada ne oldi?” diye bağırıyordu Firdevs Teyze. “Simya aç gözünü” dedi yeniden. Melek’in feryadı yıktı ortalığı “Neneme bakın onun da bilinci kapalı.” “Başka yaralı var mı?” diye bağırıyordu Meriç. “Esra Melek siz iyimi siniz?” “Biz iyiyiz” dedi Melek. “Çocuklar?” “Meriç kolun kanıyor” dedi Esra Biri tarafından kucaklandım. “Meriç sende Zahide ebeyi al dışarıda temiz hava alsınlar” dedi. “Açılın yol verin” diyordu sanırım Levent’ti. “Korumalara söyleyin peşlerine düşsünler” dedi. “Uzaklaşmalarına izin ver