BORÇ

1003 Words
ATEŞ Benden birşeyler sakladığı kesin sorduğum soru üzerine bu kadar uzaklara dalması sessizliği normal gelmedi bana bu yüzden peşinden gitmedim gideceği tek yer o yaşadığı cafe orada neden kalıyor anlamadım koca mafya Mirza babasının kızı o cafe de yaşıyordu.Mirza amca evlik dışı yada öz evladı olamazdı ikisinde biri gizemi çözmem gerek babama sorsam anlatmaz bilse bile neden bilmiyorum Efsun beni kendine çekiyordu bambaşka boyuta geçiyordum onunla ne olursa olsun öğrenmem gerek. :::::::::::::::::::::::::::::::: 2 HAFTA SONRA EFSUN O günden sonra Ateş'i görmedim ama her an beni izliyormuş gibi hisse kapılıyordum neden böyle hissetiğimi bilmiyorum o gece orda olmasaydı neler olacaktı tahmin etmek dahi istemiyorum olacaklardan sonra yaşayamazdım ölürdüm ona bir borcum var. Hayatıma kaldığım yerden devam ediyorum cafede istediğim gibi işler yolunda ilerliyor. Bu akşamda ufak arkadaş grubumuzla dışarı çıkıp eğlencenin dibine vurmaya karar verdik. ::::::::::::::::::::::::: Gecenin ilerleyen saatlerine kadar kulüpte eğlencenin dozunu artırmış eğleniyorduk alkolün ayarında bıraktım yoksa geçen geceden farkım kalmazdı aynı şeyleri yaşamazdım. Yorulduğumu hissetim bizimkileri kulüpte bırakıp yola çıktım eve gitmek istemiyordum nereye gideceğimi de bilemiyorum rotasız yoluma devam ederken hiç olmadık birşeyle karşılaştım gerçekten ben bu olayların ortasına nasıl düşebiliyordum ? gecenin karanlığında tam seçemiyordum ama duyduğum o ses gidemedim. ATEŞ " neden tek çıkmadın karşıma ? köpeklerini alıp yolumu kestin ne istiyorsun?" " ne istediğimi biliyorsun Ateş hak ettiğim bana geri vereceksin" Ateş güçlü bir kahkaha attı onun öfkeli sesinden başka kahkahasını duymamış o adam ne hakkından bahsediyordu? adamın yüzünü göremiyordum bildiğimiz karanlığın sahipleri bana göre öyle sanan hüküm sürmeye çalışan mafyım diye gezinen kabadayı tip ayaklarım her ne kadar geri gitmek istesede gidemiyordum kendimi olayların ortadında buldum tam adam Ateş'i vuracağı sırada adamın kolundan tutup havaya sıkmasını sağladım. Neye uğradığını saşırmıştı " sende kimsin?" " kim olduğumun önemi yok gücünüz tek bir kişiye mi yetiyor yada yetmiyor mu demeliyim?" bu söylediklerimin üzerine delirmişti " götürün şu kadını" emir vermişti adamlarına ATEŞ " bırak onu gitsin bizimle alakası yok" beni tanıdığını belli etmedi korumak istiyordu bu belliydi.Adamlar kolumdan tutup götürmek isteselerde izin vermedim hadi göster kızım marifetini saldırı haline geçip dövüşneye başladığımda Ateş' te başta şaşırmış olsada bana eşlik etmeye başladı. Adamları bir bir yere sererken iki çift uyumlu dans eder gibi dövüşüyorduk. ATEŞ " senin burda ne işin var ?" " rica ederim ne demek teşekküre gerek yok" ATEŞ " ne saçmalamayı kes" tıslıyordu yere serdiğimiz adamlar tekrardan ayaklanıyorsun sonra enseme binen ağırlıkla gözlerim kararmaya başlamıştı sadece Ateş'in adımı seslenmesiydi.... :::::::::::::::::::::::::::::::: Sesler kulaklarımda yükselmeye başladı ne olmuştu bana ensemde ağırı hissediyordum sonra hatırlamıştım gözlerimi açmadım konuşulanları dinliyordum. Sesler çok yakımdan gelmiyordu gözlerimi hafif aralamıştım tam tahmin ettiğim gibi ellerim arkadan bağlıydı adam, Ateş ve benden başka kimse yoktu etrafta onu ağaca bağlamışlardı ipleri çözmeye çalıştım çok fazla kıpırdayamadım kendime geldiğimi bilmelerini istemedim. Ateş adamın dediklerini kabul etmiyordu aralarındaki bu istek ne anlamış değildim sonunda bana doğru gelen ayak seslerini duydum biranda yüzüme atılan o buz gibi su ile sıçramama sebep oldu gözlerimi yavaştan açtığımda Darbeli adamın gerçek adı ne bilen yok fuhuş, uyuşturucu bütün pis işleri yapıyordu babam onun işine taş koymuştu. DARBELİ " bak sen şu işe şimdi hatırladım Mirza' nın manevi kızı Efsun aradığım fırsat ayağıma geldi" o pis eli yüzümde gezinirken DARBELİ " seninle çok eğleneceğiz" diyerek boynuma dilini geziyordu bir eli ıslanmış kıyafetimin üzerinde. Ateş'in kükremesi duyabiliyordum.Atağım yeniden başlamıştı hayır bu olamaz toplamam gerek kendimde güç bulup dizimi daş..larına geçirdiğimde inleyerek can acısıyla yere yığıldı.Nefesim düzensizdi kendini toparlayıp ayağa kalktı yüzüme tokatı yapıştırdı. ATEŞ "o..çocuğu seni öldürcem" tısladı DARBELİ " o yoksa sen mi tadına bakmak istiyorsun? sıranı bekle böyle hırçın kadınlara bayılırım" ATEŞ "seni piç kurusu sakın dokunuyum deme ömrün sonuna kadar dokunmak ne gösteririm " kahkahasını atıyordu.Ateş sanki ağaçı yerinden sökecekmiş gibi asılıyordu. canına okuyacaktim ama Darbeli beni kavradığı gibi yere yatırmıştı atağımın şiddeti artmaya başladı ellerim arkadan bağlı olduğundan direnmelerimin faydası yoktu gücüm gittikçe azalıyordu birşey yapamamıyordum. Üzerimdekilerinin parçalanma sesini duyduğumda Ateş öyle bir kükyordu ortalık onun sesiyle yankılanıyor.Elleri bütün vücudumda dolaşsada dudakları tenimin açıkta kalan tüm kısımlarına değiyordu gözlerimden istemsiz yaşlar dökülüyor tek düşündüğüm şey artık yaşamak istemiyorum. Birden üzerimdeki ağırlık gitti aklımda ucup gitmişti zorda olsa gözlerimi araladığımda Ateş Darbeli'nin üzerine çıkmış yumruğunu peşpeşe indiriyordu. Yerde duran silahı gördüm bağlı olan ellerimi çözmeyi başardım ayağı kalkıp silahı almamla Ateş'in elinden kurtulmuş ayakalanmıştı o sırada iki el tetihe basıp onu vurdum. Titremeye ve nefes almamaya başladım kendimi sakinleştiremiyordum Ateş yanıma gelip ceketini omuzlarıma attı ATEŞ " Efsun sakin ol herşey geçecek inan bana ben yanındayım lanet olsun nefes al Efsun, Efsunn" bağırıyordu kollarinda beni kendime getirmeye çalışsada sadece onun sesi kullaklarımdaydı tepki veremiyordum o an silah sesi duymamla Ateş üzerime yığılmıştı yavaşca ayaklarımın dibine çöken adama baktım birde karşımdaki o adama DARBELİ " bu kadar yeter artık ikinizde öleceksiniz" elimde tuttuğum silahı ona doğru tutup peş peşe tetihe bastım ölmesini istercesine sonra kanlar içinde yere yığıldı.Kendimi Ateş'in dibine yere çöktüm " Ateş" çok fazla kanaması vardı onu kaldırmak hiç kolay değildi gücüm yokken kolunu omzuma atıp nerede olduğumu bilmedim bir yerden gitmeye başladım yarı baygın gibiydi ATEŞ " beni bırak kendi kurtar burdan heran adamlar geri gelebilir git hadi" " hayır bunu yapamam seni burda bırakamam söyle biz nerdeyiz bu ormandan nasıl çıkacağız? " ATEŞ " inat etme git burdan kendini kurtar ben başımın çaresine bakarım ana yola biraz uzaktayız oraya kadar dayanabileceğimi sanmıyorum hadi git" " gidemem diyorum dayanmalısın seni burda bırakamam" ATEŞ " neden beni bırakamıyorsun ? söylesene" sanki bu sorusunda benden itiraf bekliyor gibiydi " beni o adamdam kurtardın sana bir borcum var" ATEŞ " bana borcun yok çok ödemek istiyorsan beni bırak git yoluna" bu halde bile tıslıyordu ama sesindeki kırgınlığı hissediyordum onu dinlemedim ana yola çıkıncaya kadar uyumasına izin vermedim onunla sürekli konuşuyordum yola geldiğimizde araçlarımız orada duruyordu onun aracına bindirip kendi araçımdan telefonumu alıp kapıları kitledim araca binip son gazla hastanenin yolunu tuttum ama artık konuşmuyordu ne kadar çabalasamda beni duymuyordu.Telefon çalan sesini duyduğumda irkildim birden onun telefonu anlamıştım elime aldığımda numara kayıtlıydı açıp açmama konusunda tedirgindim. Berk'in adını duymuştum daha önce telefonu açtıp olanları anlattım hastanede buluşucağımızı söyleyip kapattı. Kerem onu akıl etmeyi başarmıştım arayıp hastaneye gelmesini istedim birşey anlatacak durumda değildim...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD