# Zelal
Konağın en ihtişamlı, odasına girerken aklımda tek soru ! “Şimdi ne olacak?” Benim bildiğim Cihan ağa asla beni , ağa karısı yapmaz . Orası Rümeysa'nın hakkı deyip ,beni yok Sayar.E zaten kimse torunu olduğumu bilmiyordu ki.
“Peki neden ben ?” Aklımda deli gibi soru işaretleri vardı. Çaldığım kapı ile gel işareti ile çekingen bir tavırla girdim içeri.Dedem olacak o cani adam tam karşımda duruyordu. Başımı önüme eğip onu dinlemeye başladım.Çünkü ona bakmamı istemezdi .“Olanları duymuşsundur " dedi . Başımı “evet ” anlamında salladım.
“Sana rızan var mı? Diye sormuyorum , çünkü sen benim dediğimi yapmak zorundasın.” Sesimi hiçbir şekilde çıkartmadım . Konuşmasının bitmesini bekledim .“ Aslında seni Serhat itine değil yeğenine verdim ama o bunak ihtiyar sen de ısrar etti .”Arhat ağa olduğunu anlamam uzun sürmedi. Dedemin ondan nefret ettiğini ,yıllardır biliyordum zaten.
“Yarın sizi almaya gelecekler .Bana bak sümsük gibi onu isterim bunu isrim , deme görgüsüz gibi de olma gerçi o anan denen.sürtüğe benziyorsun ,burnun düşse, tenezzül edip almazsınız.”Annemin adı geçince gözlerim doldu. Bir hata uğruna yıllardır bitmeyen kini her gün harlanıyordu zaten.
Dedem olucak adamın sözleri ile başımı anladım anlamında salladım. müsade isteyip , direkmen harabeme döndüm.
Sabah seher vaktinde namaz kılmak için kalktım. Dün gece geç uyumuşutum ,pek uyuduğum söylenemez di , gerçi o kadar mutluyum ki “Yarabbim ne olur ! Benim hakkımda hayırlı olsun.Sevdigim adamı kalpten bağlıyımdım yıllardır. Onu neden bu kadar çok ,sevdiğimi bende bilmiyorum”.Ama vardır Rabbimin bir bildiği.Namaz kılmak için kalktığımda artık uyku tutmuyordu kapıyı araladığım gibi Azat abimle çarpmam bir oldu.Kafamı fena çarpmış olmalıyım ki baya ağrıdı. Ben başımı ovarken “of !abi ya kafamı kırdın."
Abimin homurtusu duyulurken“ kız ! Tarla faresi sen niye dikkat ! etmiyorsun birde bana ,çemkiriyorsun” diye homurdandı ayağına bastım “of !lan sen bu çelimsiz halinle ayağımı kırmaya mı ? Niyetlisin derken bir taraftan sırıtıyordu. ”
Abim böyleydi bu hayattaki tek bağım abimdi. Allah'tan başka kimsem yoktu. Neden beni sevmiyorlar dı onu hiç çözemedim.Dedem çok erken kaybetmiş anneannemi hiç görmedim .Ama Fatma ablanın dediğine göre çok merhametli bir kadınmış keşke !yaşasa diye kaç kez dua ettim . Fatma abla iyiydi ama asla yengemin ve diğerlerinin emrinden çıkmaz. Çok aç kalırdım birgün gizliden yemek verdiğini hiç görmedim. Rümeysa'nın bir dediğini iki etmeyen kadın bana gelince , “deden kızar” derdi .Kaç kez Rümeysa üstüme iftira atarken her seferinde susardı . Aslında yeni yeni anlıyorum onu şahitlik etsede kimse Rümeysa ‘yı yalanlamazdı .Arada abim bana sahip çıkardı.Oda dedeme olan bağlılığından sadece dayak yememe engel olurdu .Bu saydıklarım bir elin parmaklarını geçmez.Abim “müsaaden varsa konuşalım tarla farem ”deyince bende .
“Olur abi sen geç onun ne zaman geldiğini bile bilmiyordum acaba sümbül burda mı ? ”muhtemelen buradadır diye düşündüm. Avluya doğru yürürken “biliyormusun? Ben ölümü göze alıp kaçırdım sevdigimi . kaçırmasaydım teyzesinin oğlu ile evlendirilecekti .Adam takmıştı kafayı Arhat ağa her ne kadar zorlamasada mecbur kalınca verirdi.İnan ben böyle olsun istemezdim.Rumeysa ‘ya. gelicek olursak o yine turnayı gözünden vurdu . Şervan iyi adamdır sözünün eri bildiğim kadarıyla Rümeysa'nın ona berdel olmasını o istemiş amcasından.”Duyduklarımla şok oldum .“Ama Rümeysa onu istemiyorum diyor ”diyince “ o hep güç peşinde bak Zelal kardeşim güç iktidara aşık ne merhamet nede sevgi vardır onda .Kalbi taştan biri yıllardır sana yaptıklarını görmüyor muyum? sanıyorsun ama benim gücüm yetmedi yada ! Öyle diye avuttum kendimi.Sen hep masum naif merhametli bir insandın. Bu eve çok fazlasın Zelal .Bedel konusuna gelirsek mecbur değilsin sen Devenan bile değilsin. Ben Serhat'ın nasıl bir insan olduğunu biliyorum .Bu konaktan beter olmandan korkuyorum .İstemiyorsan istemiyorum diyip İstanbul'a dön okulunu bitirip mesleğini icra et. Kimse senden kıymetli değil kardeşim.” Abim merhametli bir adamdı evet pek sesi çıkmazdı ama dayım gibi bir adamdan nasıl ? Böyle bir oğlan çıkar bilmiyordum. Benden cevap beklediğini anlayıp atıldım.“Yok abi kimse zorlamıyor beni kaderim bu belki mutlu olurum üzülme” diyip geçiştirdiğim gibi ayağa kalktım.“Sen mutlu ol hakediyorsun abim hem yengem nerede oda burdamı.” Sen şakrak dememe hafif gülüp “gel buraya tarla faresi” diyip elini enseme atınca cırladım“ ya abi ! ya eşarbımı kaydırdın .”Gülüp bırakırken bende yatağıma yatmaya döndüm gerçi BiraZdan Fatma abla çağırır kölesini .Yengem iş yaptırması konusunda iyi tembihlerdi onu . Güzel düşünüp güzel olsun düşüncelerle yatağıma uzanır uzanmaz uykuya daldım.
Rüyamda bir bahçedeydim.Kenarından ırmak akıyordu o kadar güzeldi ki tam ırmağa girmek için ayaklandığımda karşımda elinde bir silahla Serhat duruyordu .O kadar korkunç görünüyordu ki dilim lal oldu .“Sen kimsin de bana kendini layık görüyorsun ha besleme” der demez ne olduğunu anlamadan silahı tam kalbime ateşledi giydiğim elbisem birden kana boyandı yere yığıldığımda“ bunlar iyi günlerin ölmeyeceksin ama ölmek için çok yalvarıcaksın . ”
Fatma ablanın“ Zelal uyan” demesiyle kan ter içinde kalktım.“Ne oldu kız ne bu hal ne gördün bu hale geldin" dedi.O kadar korkunç bir kabus görmüştüm ki .Dilim lal olmuş.Tek Kelime konuşamadım.Acaba bu bir işaret mi? Derken buldum kendimi . Fatma ablamın dürtmesi ile ayağa kalktım“ abla sen geç ben geliyorum ”der demez“ kız ne geçmesi dışarıda seni bekliyorlar yengen çabuk olsun dedi Arhat Azizan hanımları gelecek sizi çarşıya götüreceklermiş. ”
“O kadar erken mi? Gideceğiz ”dedim Fatma ablaya “ kız ne erkeni saat on iki ”deyince bir an afalladım. İlk defa saat on iki'ye kadar uyuyordum “abla gerçekten saat on iki mi ?” Der demez “tabii ki de kız ben sana yalan borcum mu var ?”deyip “çabuk ol ! bak ben gidiyorum yüzünü yıkayıp hemen gel" dedi iyide bugün beni çağırmamışlardı . Allah Allah bugün nasıl beni çağırmadı. İş yapmak için derken gördüğüm rüyanın hala etkisindeydim. Hızlıca giyinip ayağa kalktım böyle özel günler için Bir elbisem vardı onu giydim okulun ilk yılını da almıştım onu o kadar güzeldi ki giymeye bile kulak kıyamıyordum. Uzun müslim bez elbisem tam Elih(Batman) sıcağında iyi giderdi.Eşarbımı güzelce bağlayıp avluya girdim .Yengem giydiği beyaz gömlek, kırmızı etekle düğüne gider gibi, giyinmişti. Rumeysa ‘da siyah bir pantolon ve kısa kollu bir bluz giymişti.Tam yengemin beni çağıracağı an Fatma abla “birden hanımın kapının ardında şoför bekliyor . Zelal hanım için Arhat ağa göndermiş ”dedi.Yengem bir hışımla yanımda bitip kolumu çekti.Ben daha Fatma ablanın dediğini idrak edemezken yengemin kolumu sıkması ile bir inilti kaçtı boğazımdan.“Bana bak ne ettin de ? o yaşlı moruk senin için özel şoför gönderiyor doğru söyle okudun mu ? Büyümü yaptın yoksa kim ister senin gibi bir sümsüğü ”deyip cekistirdi. “Tek bir hatanda öldürürüm seni duyuyor musun?”
“Yenge canım yanıyor”
“yansın! Yansın ki ! unutma sana neler edebileceğimi.”Bir hışımla savurduğu bedenimi kolum dış kapının koluna takıldı .O kadar canım acıdı ki gözüm yaşardı.O an içimden “sabret geçecek bir daha ömür boyu bunları göremeyeceksin ”dedim . sonra üstümü düzeltim beni bekleyen arabaya doğru ilerledim .İçinde binlerce acabalarla hiç bilmediğim bir hayatın kapısını aralarken buldum kendimi.