Üç gün sonra... Sabahın erken saatlerinde mutfağa girdim. Henüz ortalık tam aydınlanmamıştı, dışarıda soğuk bir hava vardı. Kahvaltıyı sessizce hazırlamaya başladım. Adar, kahvaltıda sessizdi, o yüzden bende fazla konuşmadan işimi bitirmeyi tercih ediyorum. Masayı hazırlarken dikkatli davrandım; çayı demledim, ekmekleri dilimledim, peynir ve zeytinleri tabağa koydum. Aslında bu işleri yapmamın tek nedeni, rolümü düzgün oynamak. Adar ’ın karısı gibi davranmak zorundayım, ama biliyorum ki o hala beni ölmüş kuzeni Mirza ’nın karısı olarak görüyor. Bu evliliğin gerçek olmadığını ikimiz de biliyoruz. Yine de rol yapmak zorundayım. Yoksa alışamam. Adar içeri girdiğinde yüzü her zamanki gibiydi, donuk ve ciddi. Sessizce oturdu masaya. Bir süre hiçbir şey söylemeden yemeğini yemeye başladı. Her