Ceylan, tam bir saattir girmiş olduğu banyoda hazırlanmaya çalışıyordu. Gergin, üzgün ve aklı birçok şey ile dolu bir şekilde hazırlanma hiç ama hiç kolay değildi. Elinin yetişebildiği kadarlık kısmını kapattığı sırtındaki yaranın her seferinde aynı hisse düşmesini ve onu o karanlığa çekmesini bir türlü engelleyemiyordu. O gecenin ardından neredeyse iki hafta geçmişti. Bu iki hafta içinde Asla bir atak yapmamıştı ve Ceylan biraz nefes aldığını hissediyordu. İki haftadadır Ceylan, hastanede çok yoğun bir zaman getirmişti. Neredeyse hastanenin bir aylık nöbetini tuttuğunu bile düşünebilirdi. Hatta bir önceki gün Yeşim, ona gayet sırıtan bir ifade ile “Aslan ile karşılaşmamak adına resmen burada yaşıyorsun. Kes şunu artık” diye söylenmişti ve Ceylan derin bir nefes vererek “Böylesi daha k