When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Sergio, ilk defa ifade veriyordu. Onu ifade için çağıran polise karşı gelmemişti. Merak ediyordu. Çocuğun bu cesareti nereden bulduğunu merak ediyordu. “Elinizde kanıt var mı?” diye sordu sakin bir şekilde. “Hayır,” cevabını aldığında rahatsız sandalyede bacak bacak üstüne attı. “Peki şahidiniz var mı?” diye sordu. Adamlar bu sefer “Hayır”ı, ağızlarında gevelediler. Sergio elini cebine götürdü. Bir puro çıkardı. Yakıp derin derin içine çekti. Sonra, bu kez tehditkâr bir tonla “O zaman neyle, nasıl suçlanıyorum?” diye sordu. Cevap alamayınca purosundan yeniden bir nefes çekti. “Neden buradayım?” diye sordu. Ses tonu giderek daha da tehditkâr oluyordu. “İşinizi yapmak istiyorsunuz. Adaleti sağlamak, masumları korumak falan. Belli, idealist gençlersiniz. Güzel. Ülkemin sizin gibi iyi kar