Beklemeden otomobile doğru yürüyen Slvya, hem korkudan hem de sinirden tir tir titriyordu. Araca yaklaşırken arkasından gelen Sergio’nun açmış olduğu kapıyı görünce omzunun üzerinden geriye doğru baktı. Sergio, önüne gelen her şeyi havaya savuran bir fırtına gibi geliyordu. Yüzüne vuran sönük ışıklar onu olduğundan daha korkunç gösteriyordu. Slvya, yarı aydınlık yüze kaşlarını çatarak bir an bakıp yeniden ilerledi. Sonra araca geçti. Bir sinirle kemerini takmış, bakışlarını araca binmekte olan kocasına çevirmişti. “Benim için görüşmeni yarıda kesmeseydin, adamlarından biri bırakırdı eve.” “Senin için hiçbir şeyi yarıda kestiğim falan yok. Kendini fazla önemsiyorsun. Görüşme bitti.” Slvya, Sergio’ya son bir bakış atıp öfkeyle önüne döndü. “Biliyorum, kıskanıyorum deyip Miles’ı öldürmüş