Planlar Planlar

1498 Words
Alara ve Erdem’in düğün aldı altında davetinin üstünden günler geçmişti. Her şey normal gözükse de Serkan’ı huzursuz eden bir duygu vardı. Adını koyamadığı ama bir şey olacağını hissettiği o his… Davetten bir gün sonra hastane de işe başlamıştı. Birkaç gündür geliyordu ve aslında tam olarak ne yaptığını bilmiyordu. Önüne koyulan dosyalar ve anlamadığı bir sürü terimler vardı. Veterinerlik okumuş adamın aslında burada ne işi bardı? Doktorun gazı ile tamam demiş olsa da bu iş yapmak istediğinden pekte emin değildi. Hem bu hastanenin ona geliş yolu da belliydi. Önce intikam için Gökçe almıştı. Ondan Mert’in aldığını biliyordu. Sonra adam hiçbir şey talep etmeden hastaneyi hediye etmişti. Değişik bir tipti ve anlamıyordu. Anlamadığı kağıtlardan kafasını kaldırdığında canı kahve istemişti. Eline telefonu aldığında kimi arayacağını düşündü. Sözde yönetimdeydi, ama bir sekreteri bile yoktu. Danışmayı arayıp bana birini bulun diyeceği anda kapısı çaldı. Gel diyemeden içeri dalan doktor ile göz göze geldi. Saçmaydı, ama sıkıcı hastanede uğraşacağı tek kişinin dönmesi keyfini yerine getirmişti. -Selam kayınço. Suratında bitmeyen gülümseme ile söylediği kelimeyi anlamaya çalışırken baya yabancı bakıyordu. Telefonu yerine bırakıp “Döndüğünüz gibi koşa koşa bana mı geldin? Galiba beni çok özledin.” dedi. Adamı ne kadar sinir etmeye çalışsa o kadar gülüyordu. -Kimin özlediği konusuna girmeyelim. Serkan’ın onsuz ne kadar sıkıldığını biliyordu. Hastaneye geldiği gibi kısa bir bilgi almıştı. Geldiği günden beri hiç odasından çıkmamıştı. Verilen dosyalar da masanın üstünde durduğuna göre baş edememişti. Onun gibi birinin bir anda iş yapması beklemek saçma olurdu. Hepsi yavaş yavaş olacaktı. Karısının aklı kalmasın diye bende demişti. Serkan ile baş etmek kolay değil dese de baş edebileceğine inancı tamdı. Sonuçta ucunda karısının mutluluğu vardı. Hamileliği boyunca onu stresten uzak tutmak kocası olarak ona düşüyordu. Serkan konuyu değiştirip “Ablam işe geçti sanırım.” dedi. Bu kadar ara vermesi bile mucizeydi. Doktor hayatına girdiğinden beri beklenmeyen hareketler yapıyordu. -Bizzat bıraktım. Asıl konumuza geçelim mi? Neden bahsettiğini anlamak için devam etmesini bekledi. Doktor konuşmak yerine telefonu ile birini aradı. Açıldığı gibi ‘gelir misin’ dedi ve kapattı. Kapıya baktığında çok geçmeden Ediz giriş yaptı. Neler döndüğünü anlamak için bekledi. -Ediz bana söylediklerini Serkan’a da anlat. Patronun isteğine biraz şaşırdı. Ne yani onunla iş birliği mi yapacaklardı? Doktorun nereye varmaya çalıştığını tam çözemese de emire itaat etti. -Alara Hanım, Leman’ı araştırmamı istedi. Erdem araya girip Serkan’a baktı. “Bu kız nereden çıktı? Karım kafasına neden taktı? Bana bunu açıkla.” Bundan sonra her olayın içinde bizzat olmalıydı. Karısının sekreterine kadar kendine bağlamıştı. Yediğinden içtiğine kadar ilgileniyordu. Onu hissettirmeden rahatını sağlamıydı. Gözünden kaçmayacağını bilse de elinden geleni yapacaktı. Sonuçta o Alara Dilmen’di. Serkan ablasının durumu hemen anlamasına şaşırmadı. El atsa herkesi yerle bir edeceğini biliyordu. Yine de bu sefer her şey farklıydı. Bir bebeği vardı ve en son hastane olayının bir daha yaşanmasını istemiyordu. Hiç istemese de doktor ile iş birliği yapmak zorundaydı. -Benden intikam almak için dönmüş. Erdem buna hiç şaşırmıyordu. Adamın geçmişi verdiği zararlar ile doluydu. Kızın kuyruk acısını tam anlamalıydı. -Ne yaptın? -Bana böyle hesap mı soracaksın? Serkan bu durumlara alışkın değildi. Ne kadar iş birliği yapacağım dese de sorgulanmak hoşuna gitmiyordu. Hele bu doktor ile olunca hiç kolay olmuyordu. Erdem ise neden zorlandığını anıyordu, ama meselenin ciddiyetini fark etmesi lazımdı. Bu yüzden Ediz’e bakıp devam et dedi. -Davette Leman ve nişanlısı Mert Bey ile konuşurken gördüm. Alara Hanım araştırmamı istediğinde Ateş’i arayıp ağzını yokladım. Serkan ciddiyetle doğrulurken eksi kız arkadaşının aklından geçenleri bulmaya çalışıyordu. Mert ile öylesine konuşmuş olamazdı. Davette söylediklerini de hatırlayınca “Ne dedi?” diye sordu. -Cemre Hanım’ın arkadaşıymış ve yemek için sözleşmişler. Hızla ayağa kalktığında sinirden yumruğunu sıktı. “Tamamen yalan. Cemre ile bir kere karşılaştı. Beni sinir etmek için yapıyor.” Erdem de sonunda anladığını görünce “Bu yüzden iş birliği yapmamız lazım.” dedi. -Neden seninle iş birliği yapacağım? Kendi işimi kendim çözerim. Erdem sabırla ayağa kalktığında karşısında ki adamı bir güzel dövmek istese de yapmayacaktı. “Sana nedenlerini bir kere anlatacağım.” Konuşmasına izin vermeden de “Alara bu konunun ucunu tuttuysa bırakmaz. Bu sabah kendi evimize geçmemiz gerekirken sizinle kalmaya karar verdi. Neden olduğunu tahmin edersin. Meseleyi yakından takip etmek istiyor. Onu oyalayacak ya da bu işin arkasından gitmesini durduracak kişi tek ben oluyorum ki buna hayır diyemezsin.” diye devam etti. Zorla da olsa onaylayan gözlerden sonra da “Bu yüzden birbirimize karşı dürüst olalım.” dedi. Doktorun ablasına duyduğu sevgiye her zaman şahit olsa da gözünü karartması biraz acayip geliyordu. Şaka gibi olsa da ablasının dikkatini dağıtacak tek kişi de oydu. Erdem sessizliği kabul ediş olarak almıştı. Sonuçta gururlu adam söylemek istemiyordu. Buna takılmadığı içinde “Hem Çetin denilen o adamı da gözüm tutmadı. Leman onun cici annesi oluyormuş. Bunlar birlikte hareket ediyor olmalı. Sana yardım ederek o adamın icabına bakmak istiyorum.” diye de niyetini söyledi. Doktorun küçük hırsına gülerken “Sen kötü olamazsın.” dedi. Adam fazla iyi niyetliydi ve sınırları zorlayamazdı. Erdem ise “Mesele karım ise neler yapacağımı bilemezsin.” dedi. Evet kaos ve kavga sevmiyordu, ama ailesini korumak zorundaydı. Ediz ikili arasında ki konuşmayı takip ederken dost mu düşmanlar mı bazen anlamıyordu. İkisi de değişikti, ama orta noktaları Alara olduğu çok belliydi. Tam araya gireceği anda kapı çaldı. Çekildiğinde nişanlısı Yıldız içeri giriş yaptı. Anlık göz göze geldiklerinde canını sıkan bir şey olduğunu anladı. Gözlerini kaçırıp doktora bakmasını izledi. -Erdem Bey görüşebilir miyiz? Serkan şu anda kimseyi bir yere göndermeyi düşünmediği için “Yıldız burada konuş ya da sıranı bekle.” dedi. Leman’ın planına karşılık hemen atağa geçmesi lazımdı. Mert ya da Cemre ile konuşmayı düşünse de dinlemeyeceklerini çok iyi biliyordu. -Konu Leman ve Çetin. Bütün gözler Yıldız’a döndüğünde nişanlısının hoşuna gitmeyeceğini bilse de anlatmak zorundaydı. Yaklaşan bir tehlike vardı. Serkan yerine oturduğu gibi dinlediğini belli etti. Erdem de baktığında Yıldız “Bana yaklaşmaları için birini yollamışlar.” dedi. Devam edemeden Ediz “Bu ne demek?” diye sinirle araya girdi. -Şu an kıskançlık sırası değil. Dur ve dinle. Serkan dikkatlerin dağılmasını istemese de Ediz için kolay değildi. Yıldız da devam etti. “Ağzımdan laf almaya çalıştı. Geçmişte Gökçe Hanım için çalıştığımı biliyorlar.” -Bu ne demek? Serkan mevzuyu çözmüştü. “Mert ile aramızda geçen şeyleri öğrenmeye çalışıyorlar.” -Hala bu konu mu? Adam evlendi. Baba oldu, ama konu bitmedi. Doktorun gözleri kendini bulduğunda senin yüzünden bakışlarını anlıyordu. Geçmişi şu anda gün yüzüne çıkıyordu. Yaptıklarını değiştiremezdi, ama şimdiyi durdura bilirdi. -Beni alt etmeye çalışıyorlar. Erdem aynı soruyu sormaktan sıkılsa da “Ama neden?!” diye sesini yükseltti. -Leman’ı Cemre için bıraktım. Bu yüzden oldu mu? Odanın içinde derin bir sessizlik oluştu. Serkan sakin olmaya çalışsa da olmuyordu. Leman sadece kendine zarar verse sıkıntı değildi, ama herkese bulaşacak gibiydi. Erdem konuyu değiştirip “Tamam Mert ile konuşalım ve dikkat etmelerini söyleyelim.” dedi. Serkan ise bunun kolay olmayacağını biliyordu. Bunu yaptıkları anda Leman da mağdur ayağına yatacaktı. Cemre ile uzun zamandır karşı karşıya gelmese de neler yaptığını öğrenmişti. Kendinden nefret ettiğini biliyordu. Mert’in düşüncelerini konuşmaya bile gerek yoktu. İkisi de Leman’ın tarafına tutabilirdi. Erdem sessizliği bozmak için öne çıktı. “Aklından ne geçiyorsa bizimle paylaş. Sana yardım edelim.” Serkan’ın bakışları onu bulunca samimi olduğunu göstermeye çalıştı. Daha açık olmak için de “Bak geçmişte yaptıklarını unutalım. Sen bize düzeltmek istediğini söyle sana yardım edelim.” dedi. Serkan’ın gözleri Yıldız ve Ediz’i bulduğunda inanmadıklarını görüyordu. En son doktora baktığında ise bu kadar içten olması kafasını karıştırıyordu. Her seferinde ablasını, aileyi ya da başka bir şeyi öne sürse de ona güvenebilir miydi? Bu diğer ortaklıklarına benzemiyordu. -Ben tek başıma hallederim. -Nasıl? Mert ile konuşabilir misin? Yapamazsın ki bende sessiz kalmam. Ya benimle iş birliği yap ya da bende kendi yöntemlerimle çözeyim. Doktorun dediğine gülerken “Bence sen sadece ablamı oyala. Yoksa sonumuz kötü bitiyor.” dedi. Erdem geçmişe yine gönderme yapılınca “Defterleri açmayalım.” diye uyardı. Yıldız patronun olaya dahil olacağını anlayınca daha fazla sessiz kalamadı. Öne çıkıp “İsterseniz bana yaklaşan adamın ağzından laf alabilirim.” dedi. Tabi aynı anda Ediz’in bakışları onu buldu. -Buna izin vermem! Ben alırım. -Ağzını, burnunu kırarak mı? Ediz nişanlısının verdiği tepkiye sinirle bakarken “Orası beni ilgilendirir.” dedi. Başka bir adamın yanına gitmesine izin vereceğini sanıyorsa saçmalıktı. Serkan araya girip “Aslında bu işe yarayabilir.” dedi. Ortam gerilirken Erdem ayağa kalktı. İki tarafa da bakıp “Tamam sakin olalım. Siz ikiniz çıkın biz bir konuşalım.” dedi. Ediz zaten zor duruyordu. Öfkeyle dışarı çıktığında Yıldız da onu takip etti. Kapıyı kapattığında sinirli gözlerle birleşti. Kıskançlığını anlasa da hızlı yol almak istiyordu. -İçeride söylediğin neydi? -Biraz mantıklı düşünürsen… Ediz o kadar sabırlı olmayacaktı. “Bana mantık deme. Bizde ilk başta neden bir araya geldik? Şimdi aynı şekilde başkasına yaklaşacaksın.” Yıldız şok içinde dinliyordu. Nasıl aynı olduğunu düşünürdü? Sinirle “Ne yani ona da mı aşık olacağım?” diye sordu. Ediz duyduğuna daha da delirirken “Sözlerine dikkat et!” dedi. Yıldız hiç düşünmeden parmağına taktığı yüzüğü çıkardı. Öfkeli gözleri görse de kendi kırgınlığı daha fazlaydı. Elini tutup avucunun içine koydu. Yaşadığı yıkımı anlaması içinde bastırdı. -Sen önce güvenmeyi öğren. Sonra bir daha konuşuruz. Tabi sözlerime dikkat ederek. Sinirden ağlamak istese de daha fazla durmadan uzaklaştı. Ediz avucunun ortasında yüzük ile öylece kaldı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD