When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
İğneler yüzünden çığlık çığlığa yataktan kalkan Kübra, elini teninde gezdirerek ince ince sızlayan yerleri ovarken tam önünde tüm heybetiyle dikilmeye devam eden, yüzünden hiçbir ifade okunmayan Kerimhan’a doğru atıldı. Adamla burun buruna gelmek için ayak parmaklarının ucunda yükselmişti ama hala tepeden bakmasına engel olamıyordu. Bakışlarındaki küçümsemeyi umursamadan “Eğlence bitti Kerimhan, zaten gittiğin yerden de alacağını almışsın işte. Benimle uğraşmayı bırak! Al, yatak senin olsun! Odan da senin olsun! Sen salonda yatmıyorsan ben yatarım!” diyerek adamı göğsünden itip kendinden uzaklaştırmayı denedi. Yerinden bir santim bile kımıldamadan gözlerine bakmaya devam edince “Ne halin varsa gör be!” diyerek bir hışımla yanından geçip odadan çıkmaya çalıştı. Kolunu sıkıca kavrana Keri