When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Kübra, kendini az da olsa toparlamayı başarmıştı. Kerimhan’la birlikte yemek odasına girdi. Onlar yukarıdayken gelmiş olan Dilfiruz ile kocasına selam verdi. Masada kendisi için ayrılmış olan sandalyeye kocasının yardımı ile mekanik bir şekilde yerleşip kendinden sonra odaya giren Dilek’e döndü. Sadece donuk bir sesle “Otur Dilek,” dedi. Dilek, kıza ne olduğunu bilmiyordu ama iyi olmadığını görebiliyordu. Zaten kızın iyiyken neye benzediğini de hiç görmemişti. Düz ifadesini koruyarak masaya geçip Kübra’nın yanına yerleşti. Kübra’nın diğer yanına ise Kerimhan kurulmuştu. Kerimhan, masadakilerin dikkatli bakışları üzerindeyken kız kardeşine döndü. Kızın solgun tenini süzerken “Hoş geldin,” dedi. Ne gidip sarılmış ne de bir sevgi ifadesi göstermişti. Kız, yine de gülümseyerek “Hoş buldu