When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Emir Ali’nin kurşunu çıkarılmış, eve dönmüşlerdi. Orhan Bey, yüzü kırk kat olmuş bir şekilde otururken karısı da yanındaydı. Genç yardımcıları gitmişti ama Kader, Sevim Hanım’ın omuzlarını ovarken “Abla her şey olacağına varır, bir dur, stres yapma,” diyerek kadını rahatlatmaya çalışıyordu. Emir Ali, peşinde Ömer ile içeri girdi. Onları Eylem, Adez ve Aylin takip ediyordu. Koltuklara yerleştiklerinde Kader işini bırakıp odadan ayrıldı. Mutfağa geçip çay suyu koydu. Emir Ali, huysuzca koltuğa oturup bacağını uzattı. Onun esmer teni de daha koyu bir hal almıştı. O ağzını açmayınca Adez, zoraki bir şekilde “Mermiyi çıkarttılar, kemiklerden biri kırılmış, alçılatmadı haberiniz olsun anne,” dedi. Sevim Hanım, oğluna bakıp ağzına geleni söylememek için kendini tutarak sıkkın bir nefes aldı.