When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Kübra, uyanmıştı ama gözlerini bile aralayamıyordu. “Kübra Hanım, odaya giriyorum!” diye bağıran sesi duyduğunda gözlerini kırpıştırdı. Ne olduğunu idrak etmeye çalışarak odaya boş gözlerle bakınmaya başladı. Gözleri aralanmaya başlamış kapıyı bulunca üzerinden sıyrılmış olan örtüyü göğsüne çekerek hızla yatakta oturur duruma geçti. “Dur, dur, uyandım! Girme içeri!” dedi kısık, boğuk sesiyle. Hala çıplaktı. Örtüyü göğsüne basmaya devam ederken “İyi misiniz efendim?” diyen sese cevap veremedi. Elinin tekini yüzüne düşen saçlarından geçirip yüzünü açığa çıkarırken gözlerini kırpıştırarak bakışlarını kendine çevirdi. Neler olduğunu hatırlarken aniden bulanan midesi yüzünden üzerindeki örtüyü atıp aniden ayaklandı. Elini karnına bastırıp banyoya koşturdu. Düşe kalka içeri girmeyi başar