When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Kübra, dolaptan çekip aldığı bir pantolonu sıkıca kavrarken havlusunu üçüncü kez sıkıştırmıştı. Kerimhan, uzandığı yerden kızın eğildiğinde neredeyse görünecek gibi olan kalçasının kıvrımlarını süzerken “O olmaz,” dedi. Elini yine ensesine götürmüştü. Kübra, dudağını ısırırken pantolonu dikkatle süzdü. Yırtık diz kapaklarına bakıp içinden sanırım bu yüzden diye geçirip dolaba bıraktı. Sonra düz, yüksel bel başka bir kot çekip aldı. Kerimhan, ona da “Olmaz,” deyince kaşlarını çattı. Sıkkın bir nefes aldı. Onu da yerine bıraktı. Sonra keten, kahve tonlarında başka bir pantolon çekti. Kerimhan, gülerek “O da olmaz!” deyince bir hışımla adama doğru döndü. “Bunun nesi var?” Kerimhan, kızın açılan bacağına bakarken “Sevmedim,” demekle yetindi. Sıkkın bir şekilde esnedi. Kübra, “Nesini sev