Azad kendi mekanı gibi mutfağa geldi.
" Senin burada ne işin var?" diye sordum ama aslında soru cümlesinden çok rahatsız olduğumu anlatmak içindi sanırım. Bir yanım yine de sesini yükseltmeye . Onu görmek geçmiş ile bugün ile sıkışıp kalmak gibiydi. Ne yapacaktı ve ben nasıl bir tepki verecektim hiçbir fikrim yoktu.
" Seninle konuşmak istiyorum. On dakika zamanın var mı?"
On dakika konuşmak için buraya gelmiş olamazdı. Yine neyin peşindeydi? O her neyin peşindeyse bu işe Albert karışsın istemiyordum. Kendi kardeşine eş diye seçtiği adamı vuran biri Albert' a neler yapmazdı ki. Sadece benden hoşlandığı için Albert' in hayatını karartamazdım. Azad' ın tarzı, tavrı belliydi ve bu Albert' in alışık olduğu, müdahale etmeden duracağı bir şey değildi. Hiçbir erkeğin böyle bir durumda sessiz
