Sare, sıcacık bir yerde sıkı sıkıya sarılmış halde yatıyordu. Öyle rahat ve huzurluydu ki üzerlerine tırmanan marko paşa bile etkili olmuyordu. Küçük ve nemli bir dilin yüzüne değişi ile suratı buruştu. Eliyle itmek istese de başarılı olamadı. Çünkü kolları bir şeyin altında kalmış gibi kıpırtısızdı. Devrim ise kızın hareketlendiğini hissettiğinde yavaş yavaş uykusunun açıldığını da anladı. Gözlerini aralarken kendi odasında olmadığını kollarındaki kızdan ve suratına çıkmaya çalışan kediden anlamıştı. Başını hafifçe yana çevirdiğinde Sare’nin de gözlerini açtığını fark etti. Uykulu ama aynı zamanda boğuk bir tonla “Günaydın” dediğinde genç kız gerinmekle meşguldü. Bir süre karşı duvarı izledi. Ardından ona günaydın diyen sese karşın ağır çekimde başını döndürdü ve hemen burnunun dibinde