6. BÖLÜM

1034 Words
“Me- Meriç” “Şaşırdın mı?” Bir yıl önce gittiğim okulda zengin olmasına rağmen birkaç arkadaşı ile bizim okulda okuyan aynı sınıftaki Meriç. Yutkundum, kendime gelmek istesem de Meriç mi bana aşıktı yani? Hadi be! Zengin bebelerinin benimle ne işi olacak bu işin bir kandırmaca olduğunu başında tahmin etmiştim zaten ama bu şekilde çıkacağını asla düşünmemiştim yani Mericin bu Meriç olduğunu asla tahmin etmedim.tekerlekli sandalyemi geriye doğru ittirmeye hazırlanırken birden acele ile tuttu beni, ne yapıyorsun der gibi baktım gerçekten şu an çok garip hisler içimdeyim, evet arkadaşları herkesle dalga geçen saçma tiplerdendi ama Meriç her zaman suskun kimseye zararı olmayan biriyken benimle bir aydır dalga geçmesini nasıl hazmedebilirim ki? “Dur, Aden nereye gidiyorsun?” Nereye gideceğim bu da beni ne sanıyor ki tabii ki eve gideceğim. “Benimle oyun oynamak eğlenceli olmuş olmalı senin için ama dua et yürüyemiyorum yoksa Allah yarattı demem ninjaya dönüşürüm.” Şaşırdı, niye şaşırıyorsun? Yakışıklıydı bir yıl önceki halinden daha yakışıklı ama umurumda hayır artık değil ben kendimi yedirmem. Elindeki ortancaları yere bırakıp resmen hayata tutunur gibi sandalyeme yapıştı. “Bırak be ne o öyle saça yapıştırılmış çiklet gibi yapıştın bırakmıyorsun.” “Aden ne oyunundan bahsediyorsun yemin ederim oyun falan yok ortada.” “Meriç sen ve o boş beleş zenin arkadaşlarınızın bir yıl önce herkesle dalga geçtiğini unuttum sanma şimdide beni mi hedef aldınız yine?” “Valla yok lütfen Aden dur!” Durdum ama o istedi diye değil yorulmuştum, bir erkeğin gücüyle gücüm tabii ki bir değildi ama çok sinirlendim şu an etrafımda bana yakın bir taş falan var mı diye baktım eğer yetişirsem köpek kovalar gibi taşlardım bunu. Göz devirerek etrafıma bakmaya başladım Meriç hala sandalyemi tutuyordu. “Bırak sandalyemi.” “Özür dilerim bırakıyorum ama gitme.” Cevap vermedim sonuçta istediğim an gidebilirim gibi bir etki yaratmak Daha cazip geliyordu hihihihi ay ben varya cidden bu ciddi ortamlarda ciddi kalamıyorum iyi ki cenazeye falan gitmiyorum yoksa orda da güler cenaze sahipleri tarafından dayak yerdim. Aaa bu güzel yüze vurulmasını düşünemiyorum bile. “Bak!” Ay dur hemen çıkıyorum düşüncelerden, bana mahcup mahcup bakıyor hayırdır koçum açıkta bir yer mi gördün dememek için kendimi zorlarken yanımda duran banka doğru beni sürmeye başladığında karşı çıkmadım zaten nasıl çıkacaktım çocuk iki dakika da uzun bacaklarıyla beni yakalardı. Ne söyleyeceğini dinleyip hemen eve gidip engellemek daha mantıklı geldi. Yüzümü buruşturdum, kambur gibi öne eğilip genelde akrabalarımın yanında yaptığım mendebur bakışlarımı Merice çevirdim, garipsedi ne garipsiyorsun. Kahcve gözleriyle bana bakıyordu ama önemli değil başka kahverengi gözlerde var yakışıklılığının beni etkilemesine asla izin vermemek adına sürekli etrafa bakıyordum, Meriç ise fark gören tavşan gibi bana odaklanmıştı. Hah! Kerata güzelliğim karşısında büyülendin ama maalesef bu kız sana yar olmaz. Zenginliğini ay pardon yani gururunu al ve git. “Ben, Ben nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama yemin ederim seninle asla oyun oynamadım.” Cevap vermedim çünkü hala inanmıyordum ona. “Ben ve diğerleri o okula ceza amaçlı yollanmıştık Aden ben seni gördüğüm gün kalbim çok hızlı atmış, midemden göğsüme uzanan bir baskı hissetmiştim. Sevgilim vardı o zamanlar biliyorsun Buğlem, ben ona ihanet etmemek adına çok uğraştım ama kalbim her saniye seni görmek istiyordu bu yüzden sen okuldan ayrıldığında ben de sandım ki sana olan hislerim sadece bir hoşlantıdan ibaret ama değildi iki ay öncesine kadar zorladığım ilişkiyi bitirdim ve bir ay sonra seni görmek için uğraştım mahallene geldiğimde tekerlekli sandalyede olan seni gördüm. Gerçekten sadece rastlantı sonucuydu o an göreceğimi düşünmesem de birden annenle geçerken gördüm, çok güzel gülüyordun o ana kadar huzursuz olan kalbimin kiri pası silinmişti o gülümseme ile. Karşına çıkmaya o an cesaret edemediğim için özel numaradan yazdım. Bugün bugün seni daha fazla görmeden yapamadığım için çağırdım buraya, ben gerçekten sana aşık oldum Aden ama bunu bir oyun olarak falan asla öyle düşünme lütfen.” Ooo ona doğru bakmamalıyım, bakmamalıyım yoksa tüm iradem yok olacak, onlar nasıl sözlerdi be! Ve baktım ne yapalım bendeki gururda buraya kadardı, mendeburluğum yerini bir gülümsemeye bıraktı, inanmıştım aptal gibi inanmıştım çünkü adı üstünde aptaldım ama güzel hissettiriyordu sanki sözleri kalbimi okşuyor gibiydi o kadar yumuşak ama ben o kadar patavatsız biriydim ki bu anın bile içine at kakası yapmayı başarmıştım. Yüzümde yapışık halde bulunan piç sırıtması ile baktım. Meriç de gülümsedi oo rahatlamış görünüyorsun. “Çişim var!” Sesli düşünmüştüm, gözlerim irileştiğinde söylemek istediklerim sesli düşüncelerim ile yer değiştirmişti. Meriç şok içinde baktı. Ne canım insanın çişi gelemez mi birde arsız arsız bakmaya devam ettim biraz daha tutardım çişimi ben. “Yani sonra giderim şey neyse çok da inandırıcı gelmiyor ama neyse. Söylediklerini şimdilik cebime paket yapıp koydum ara ara açıp sözlerinde bir yalan var mı diye kontrol ederim.” Gülüyordu, lan ne güzel gülüyorsun kerata. “Tuvalete götürebilirim seni” Pardon! Ben edepli ahlaklı bir kızım annem götürür beni. “Ben eve gidince giderim.” “Sen nasıl istersen.” Bir sessizlik oldu, gerildim hoşlanmama sessizlikten. “Annenler ne yapıyor?” Evet işte benden beklenen o hamle. Meriç sen de ne çok şaşırıyorsun valla küçükken bu çocuk düşmüş bıngıldağı ezilmiş bunun. Sürekli irileşen güzel gözleriyle bana bakıyor. “İ-iyi seninkiler ne yapıyor?” Kahkaha attım yazık ya zengin kerata şu an mahalle dedikodusu gibi olan yönümle tanışıyor. “Benimki de ilerideki bankta beni bekliyor, o getirdi beni buraya zaten başka nasıl geleyim.” Bacaklarıma baktı, hoşt diyecektim de durdum çünkü güzel ve seski bacaklarımın tutmayışına baktığı çok açıktı. Neden endişeli oldun ki Meriç, sakin ol aslanım benim felçli olan sen değil. “Düzelme ihtimali var mı?” Dudağımı büzdüm çok alışmıştım düşünürken sürekli saçma sapan hareketlerle düşünüyordum. “Bilmiyorum, Doktorlar pahalı bir tedavi imkanı ile yüzde elli düzelme ihtimali var diyorlar ama bu şekilde yaşamaya alıştım. Maalesef hiçbir engel güzelliğimi engelleyemiyor.” Gülümsedi, aşırı güzel gülümsüyordu ve ben şimdi heyecandan saçma sapan hareketler yapacaktım. Salak gibi tükürüğüm boğazımda kalarak öksürmeye başladım. Mallığım yine had safadaydı. Meriç belime vuruyordu. Lan dur daha kötü ölüyordum birkaç saniye sonra düzeldiğinde valla gidiyordum öteki tarafın kapıları ha açıldı ha açılacaktı. “Biraz daha sert vursaydın keşke Meriç öyle ölmem çünkü.” Koca eline baktı mahcup mahcup ya böyle utanırsın şimdi dön arkanı utan gel. “Ben özür dilerim.” “Neden özür diliyorsun sürekli?” Yüzümde birleşmiş sırıtmama baktı uzunca, acaba bıyıklarım mı güneşte parlamıştı? “Peki ya sen neden sürekli gülüyorsun?”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD