Bölüm | 26 Kar İstanbul’un tüm sokaklarını sararak esaretini ilan etmişti. Hava eksi üç dereceyi gösteriyordu. Saat akşamın yedi sularıydı. Ellerini birbirine ovuşturarak arabasından indi, tekrardan ellerini ısıtmak için birbirine ovuşturmaya devam ederek, lokantadan içeri girdi. En baş köşeye oturduğunda, lokantanın sahibini aradı. “Ooo, nasılsın Orhan?” “Süper.” Dediğinde gülümsedi. “Hayırdır? Sen aramazdın kaçak.” “Senin işletmeye geldim, istersen gel biraz sohbet edelim.” “Ciddi misin? Yokum maalesef ama sana Yeşim’i göndereceğim bizim ortak bizzat seninle ilgilenecektir.” “Çok iyi olur.” Dedi tebessüm ederek, adamın burada olmadığını biliyordu. Yeşim’in kendisiyle ilgilenmesi için bilerek yapmıştı. “Hoş geldin, seni kaçırdığım için üzgünüm.” “Bende.” Dediğinde Orhan telef