İstanbul’un karanlık sokaklarında esen rüzgar, gecenin soğukluğunu daha da hissedilir kılıyordu. Selim, artık yalnızca bir lider değil, aynı zamanda her hareketinde diken üstünde duran bir stratejistti. Rıza’nın ihaneti, ekipte derin yaralar bırakmıştı. Herkes birbirine şüpheyle bakıyor, en ufak bir hareketin altında bir hainlik arıyordu.
Vural’ın Yeni Planı
VitaNova’nın lideri Vural, şehrin en lüks otellerinden birinin çatı katında düzenlenen toplantıya liderlik ediyordu. Masanın etrafında oturan adamlarına keskin bir bakış fırlattı. Herkes sessizce liderlerini dinliyordu.
“Selim’in ekibi artık köşeye sıkıştı. Onların güven duygusunu tamamen yok ettik. Şimdi, onları tamamen dağıtma vakti,” dedi Vural, soğukkanlı bir sesle.
Adamlarından biri, “Efendim, bir sonraki hamlemiz nedir?” diye sordu.
Vural, elindeki puroyu masaya bırakarak gülümsedi. “Tuzak. Onlara sahte bir bilgi vereceğiz. Selim’i yanlış bir hedefe yönlendireceğiz ve bu kez geri dönüşü olmayacak bir çukura düşüreceğiz.”
Masadakiler onaylarcasına başlarını salladı. Vural’ın zekası ve acımasızlığı, VitaNova’yı bu kadar güçlü yapan şeydi.
Selim’in Şüpheleri
Bu sırada Selim, karargahında Zeki ve Ferhat ile birlikte yeni bir bilgi üzerine çalışıyordu. Zeki, bilgisayar ekranına odaklanmıştı. Ekranda, VitaNova’nın yeni bir sevkiyat rotasıyla ilgili detaylar vardı.
“Abi, bu bilgi sağlam görünüyor. Yarın gece bir sevkiyat yapılacak. Eğer bu sevkiyatı durdurursak, Vural’ın finansal kaynaklarına büyük bir darbe vururuz,” dedi Zeki, heyecanla.
Selim, kaşlarını çattı. “Bu bilgi nereden geldi?”
Ferhat, elindeki not defterine bakarak, “İçeriden biri aktarmış. Ama kaynak kim, bilmiyoruz.”
Selim, derin bir nefes aldı. “Son olaylardan sonra hiçbir bilgiye tam güvenemem. Bu bir tuzak olabilir. Eğer öyleyse, kendimizi korumak için bir planımız olmalı.”
Ferhat, öfkeyle, “Abi, hep şüpheyle hareket edersek hiçbir şey yapamayız. Ya bu gerçek bir fırsatsa?”
Selim, sakin bir şekilde, “Bu yüzden iki farklı ekip oluşturacağız. Bir ekip sevkiyatı kontrol ederken, diğer ekip olası bir saldırıya karşı tetikte olacak.”
Operasyon Hazırlıkları
Gece boyunca plan yapıldı. Selim, Ferhat’ı operasyona liderlik etmesi için görevlendirdi. Zeki, uzaktan izleme ve iletişim desteği sağlayacaktı. Diğer ekip ise Selim’in liderliğinde pusuya yatacaktı.
Silahlar kontrol edildi, iletişim cihazları test edildi, her şey en ince ayrıntısına kadar planlandı. Ancak herkesin içinde bir tedirginlik vardı. Selim, ekip arkadaşlarına güvenmek istese de, Rıza’nın ihaneti hâlâ aklını kurcalıyordu.
Operasyon Başlıyor
Gece yarısına doğru ekip, sevkiyatın gerçekleşeceği limana doğru hareket etti. Şehir, bu saatlerde bile canlıydı, ama liman bölgesi karanlık ve sessizdi.
Ferhat, ekibini bir konteynerin arkasına sakladı. Elindeki dürbünle etrafı taradı. “Abi, tır henüz gelmemiş. Ama birkaç adam var, sanki bekliyorlar,” dedi telsizden.
Zeki’nin sesi kulaklıktan geldi. “Ferhat, dikkatli olun. Geri planda başka sinyaller de alıyorum. Orada yalnız olmayabilirsiniz.”
Ferhat’ın ekibi sessizce beklerken, Selim diğer ekip ile birlikte limanın çevresini gözetliyordu. Gözü her köşeye odaklanmış, bir tehdit işareti arıyordu.
Tuzak Ortaya Çıkıyor
Saat tam 02.00’yi gösterdiğinde, beklenen tır limana girdi. Ferhat, adamlarına işaret ederek harekete geçti. Ancak tam o anda etraf karıştı. Bir anda limanın dört bir yanından silah sesleri yükseldi.
“Bu bir tuzak!” diye bağırdı Ferhat.
Selim, telsizden duyduğu sesle harekete geçti. Ekibini toparlayarak hızla limana yöneldi. Ancak o sırada Zeki’nin sesi tekrar duyuldu.
“Abi, sorun büyük. Limanın dışında da hareketlilik var. Sizi iki ateş arasında bırakmaya çalışıyorlar!”
Selim, dişlerini sıkarak, “Ferhat’ı yalnız bırakamam. Herkes dikkatli olsun, çift yönlü saldırıya hazırlanıyoruz.”
Çatışmanın Ortasında
Ferhat ve ekibi, konteynerlerin arasında sıkışmıştı. Silah sesleri yankılanıyor, kurşunlar her yöne savruluyordu. Ferhat, hızlı bir hamleyle bir adamı etkisiz hale getirirken, “Bu adamlar VitaNova’nın en iyi adamları. Bizi burada yok etmek istiyorlar!” dedi.
Tam o sırada Selim ve ekibi yetişti. Çatışma daha da şiddetlendi. Ancak Selim’in içgüdüleri devreye girmişti.
“Zeki, arkadan bir yol bulmamız lazım. Bunlar sadece dikkat dağıtıyor olabilir!” dedi telsizden.
Zeki, hızlıca haritayı inceledi. “Abi, limanın arka çıkışı var. Ama orada da bir grup bekliyor olabilir.”
Selim, kararlı bir şekilde, “O riski alacağız. Ferhat, bizi takip et. Buradan çıkmamız lazım.”
Son Anda Kurtuluş
Ekip, yoğun çatışma arasında limanın arka çıkışına yöneldi. Karşılarında VitaNova’nın bir başka grubu vardı. Ancak Selim, zekice bir manevrayla onları yanıltmayı başardı.
Sonunda ekip limandan çıkmayı başardı, ama herkesin yüzünde yorgunluk ve hayal kırıklığı vardı. Tuzak başarılı olmuştu; VitaNova, Selim’in ekibini zayıflatmayı başarmıştı.
Yeni Bir Tehdit
Eve döndüklerinde Selim, masaya oturarak derin bir nefes aldı. Ferhat, sinirle elindeki silahı masaya vurdu.
“Abi, bu adamlar bizi ezip geçecek. Onlara bir cevap vermemiz lazım!” dedi.
Selim, sessizce başını salladı. “Haklısın. Ama acele ederken yanlış bir hamle yapamayız. Bundan sonra çok daha dikkatli olacağız.”
Tam o anda Zeki, elinde bir dosyayla odaya girdi. “Abi, yeni bir şey buldum. Bu sefer Vural’ın kendisi de bir tuzağın içindeymiş gibi görünüyor.”
Selim, Zeki’nin söylediklerini dinlerken, gözlerinde yeni bir umut ışığı belirdi.
Satranç Tahtasında Piyonlar
Karanlık gökyüzü, İstanbul’un sokaklarına bir ağırlık gibi çökmüştü. Selim’in karargahında, sabahlara kadar süren toplantılar ve sürekli çalan telefonlar, herkesin üzerinde bir gerilim yaratıyordu. Vural’ın zekice kurduğu tuzaklar, Selim’in ekibinde bir boşluk bırakmıştı. Ancak bu boşluk, Selim’in planlarını daha da incelikle hazırlamasına neden oluyordu.
Zeki’nin Keşfi
Zeki, karargahın teknik odasında bilgisayar başında sabahlıyordu. Gözleri kızarmış, yüzü yorgundu, ama zihni hâlâ dinçti. Birkaç gündür takip ettiği bir IP adresi, onu Vural’ın gizli bir iletişim ağını keşfetmeye yaklaştırmıştı.
“Buldum!” diye bağırdı Zeki, heyecanla.
Selim, hemen odaya girdi. “Neyi buldun, Zeki? Hadi anlat.”
Zeki, bilgisayar ekranını işaret ederek, “Vural’ın bazı önemli toplantılarını yaptığı bir yerin izini sürdüm. Bu yer, sahte bir depo gibi görünüyor, ama aslında gizli bir operasyon merkezi. Koordinatları aldım.”
Selim’in kaşları çatıldı. “Bu, bizim aradığımız fırsat olabilir. Ama bu kez hata yapma lüksümüz yok. Eğer buraya saldırırsak, elimizde sağlam bir plan olmalı.”
Planın Detayları
Selim, odada ekibin diğer üyelerini topladı. Masanın üzerine açtığı haritada Zeki’nin işaret ettiği koordinatları gösterdi.
“Burası Vural’ın operasyon merkezlerinden biri. Ancak buraya doğrudan saldırmak, VitaNova’nın beklediği bir hamle olur. Biz bu kez farklı bir yol izleyeceğiz,” dedi Selim, dikkatlice.
Ferhat, sabırsız bir şekilde, “Abi, ne yapmayı düşünüyorsun? Direkt dalalım, adamların icabına bakalım.”
Selim, sert bir bakışla Ferhat’a döndü. “Bu, piyonları oynamakla veziri hedeflemek arasındaki fark, Ferhat. Eğer sadece piyonları yok edersek, oyun devam eder. Biz Vural’a yaklaşmanın bir yolunu bulmalıyız.”
Herkes sessizce Selim’i dinliyordu. “Zeki, sen uzaktan iletişim ağını kes. Bu, içerideki adamlara dışarıdan destek gelmesini engeller. Ferhat, sen ve adamların depo çevresinde bir çember oluşturacaksınız. Kimse içeri girip çıkamayacak. Ben ve Metin ise içeriye sızacağız.”
Ferhat, şaşkınlıkla, “Abi, senin bizzat içeri girmene gerek yok. Biz hallederiz.”
Selim, kararlılıkla, “Bu benim kararım. Eğer liderlik ediyorsam, en tehlikeli yerde olmaktan kaçınmam. Bu Vural’ın oyununu bitirmek için en iyi şansımız.”
Depoya Sızma
Gece yarısı operasyon başladı. Selim ve Metin, siyah kıyafetler içinde sessizce depoya doğru ilerliyordu. Etraf sessizdi, ama bu sessizlik, içten içe bir tehdit hissi yaratıyordu.
Zeki’nin sesi kulaklıklarından geldi. “Abi, iletişim sinyalini kestim. Şu an içeride kimse dışarıyla haberleşemiyor.”
Selim, fısıldayarak, “Güzel iş, Zeki. Şimdi beklemede kal.”
Depo binasının yan tarafındaki bir pencereyi zorlayarak içeri girdiler. İçerisi karanlıktı, ama zayıf bir ışık, bir grup adamın odanın diğer tarafında olduğunu gösteriyordu. Selim, elindeki silahı sıkıca kavradı.
“Metin, sessiz ol. Yanlış bir hareket tüm planı mahveder,” dedi Selim.
İçerideki Tehlike
Selim ve Metin, sessizce ilerlerken, birden bir konuşma duyuldu. Vural’ın sağ kolu olarak bilinen Cemil, odanın ortasında ayakta duruyordu. Yanındaki adamlara talimatlar veriyordu.
“Bu geceki sevkiyatı kimse aksatmayacak. Selim ve ekibinin burnu bile buraya yaklaşamayacak. Anlaşıldı mı?” dedi Cemil, sert bir şekilde.
Selim, bir köşeye sinerek konuşmayı dinledi. Metin, fısıldayarak, “Abi, Cemil’i burada indirebiliriz.”
Selim, başını iki yana salladı. “Hayır. Bizim amacımız dikkat çekmek değil. Eğer Cemil’i şimdi öldürürsek, Vural hemen başka bir plan yapar. Önce neyin peşinde olduklarını öğrenelim.”
Selim, cebinden küçük bir dinleme cihazı çıkardı ve Cemil’in bulunduğu masaya doğru dikkatlice attı. Cihaz, tam olarak masanın altına yapıştı.
Kaçış ve Çatışma
Tam o sırada, depo dışından silah sesleri duyuldu. Ferhat’ın ekibi, depo çevresinde bekleyen adamlara karşı bir çatışmaya girmişti. Selim, telsizden Ferhat’a seslendi.
“Ferhat, sessizce halledecektik! Ne oluyor orada?”
Ferhat, panikle, “Abi, adamlar bizi fark etti. Çatışma çıktı!”
Selim, Metin’e işaret ederek hızla depo çıkışına yöneldi. Ancak tam kapıya vardıklarında, Cemil ve adamları onları fark etti.
“Durun! Kaçmalarına izin vermeyin!” diye bağırdı Cemil.
Selim, soğukkanlılıkla Metin’e döndü. “Kaçış planımız değişti. Çatışarak çıkacağız.”
Depo içinde başlayan silahlı çatışma, şehrin sessiz gecesini bozan yankılarla doluydu. Selim, hedeflerini tek tek vururken, Metin arka tarafı koruyordu.
Zeki’nin sesi tekrar kulaklıktan geldi. “Abi, hemen binanın doğu çıkışına yönelin. Ferhat orada destek sağlıyor.”
Selim ve Metin, yoğun çatışmanın arasından sıyrılarak doğu çıkışına doğru ilerledi. Ferhat, birkaç adamıyla birlikte onları karşıladı.
“Abi, buradan çıkmamız lazım. Daha fazla adam geliyor olabilir,” dedi Ferhat, nefes nefese.
Selim, soğukkanlılıkla, “Hayır. Cemil’in planlarını öğrenmeden gitmiyoruz. Geri dönün ve sinyalleri kontrol edin. O cihaz bize daha fazla bilgi verecek.”
Beklenmedik Bir Tehdit
Ekip sonunda çatışma alanından uzaklaştı, ancak Selim’in zihni hâlâ Cemil’in konuşmasında duyduklarına takılmıştı. Vural, yeni bir sevkiyat planlıyordu, ama bu sevkiyatın ne olduğunu öğrenmek için zamana ihtiyaç vardı.
Tam o sırada, Zeki’den bir mesaj geldi. “Abi, dinleme cihazı bir şey yakaladı. Vural, bizzat sahaya inecek. Bu, onun en zayıf anı olabilir.”
Selim, gözlerini kısmış, karanlık İstanbul sokaklarına bakıyordu. “Zeki, bu kez veziri düşüreceğiz. Ama önce doğru zamanı bekleyeceğiz.”
Bölüm Sonu.