Hazan uzun koridorun başında Yusuf'u bekliyordu. Yusuf "Sen salona geç. Ben kuru kıyafet almaya gidiyorum." deyip tahta merdivenlerden çıktı. Hazan, salona girdi. Salonda büyük bir şömine vardı. Şöminenin sağ tarafında da bir tane eski koltuk vardı. Yere kadar olan camın da hemen yanında büyük bir yer yatağı vardı. Yatağın sağ tarafında altı kişilik bir masa ve dört tane sandalye vardı. Cam yere kadar olduğu için dışarısı olduğu gibi görünüyordu. Ormanın tam ortasındaydılar. Etrafta ağaçtan başka bir şey görünmüyordu. Şimşek çaktı birden. Ve ardından da gök yarıldı. Hazan korkuyla yerinden sıçradı. "Yusuf," Bağırdı ama ses çıkmadı. "Yusuf," diye bağırdı yeniden. Korkuyordu. Arkasını döndü ve sert bir şeye çarptı. Kokusundan anlamıştı. Yusuf'tu. Kafasını kaldırdı. "Ses versene ya, zaten ko