Hayat, kadere doğru gidilen bir yoldu. Neler getireceğini bilmeden girdiğin upuzun bir yol. Bu uzun yol insana acı, mutluluk, ölüm belki de aşk... En acısı da ölümdü. Her bir saniye ölüme itildiğimiz bir dünyada neden bu denli güzel duygular da vardı? Sessizce ölümü beklediğimiz bu dünyada arkada kalanlar için en zor dönem başlardı. Ölüm acılara gebe kalırdı. O acılar, anne rahmindeki bebek gibi gün geçtikçe büyüyüp giderdi. O acı bir gün bir sancıyla daha büyük bir acıya dönüşür. Çığlık çığlığa bağırıp acının geçmesini beklersin. Geçer ama o acı hiç unutulmaz. Kalbinin en ücra köşesine çekilir. Ama en ufak harekette önüne dökülür. Kalbindeki o ücra kapkara olur. Beyaz bir kâğıdın tam ortasındaki küçük bir siyah nokta düşünün. Bembeyaz hayatının ortasında küçük ama her an bütün hayatına