Zaman akıp giderken bir ucundan tutmak istesem de yapamıyordum. Her gün aynı başlayıp bitmesin diye burada özel bir üniversiteye yazılmıştım. İşletme okumaya karar vermiştim. Üstelik iki yılım da bitmişti. Bu iki yıl içinde ölü gibi gezmeye bir son vermiş ve acımı kalbime gömmeye karar vermiştim. Tabi ki her hafta düzenli olarak bana Doruk’un bir resmini gönderen Rüya’nın yaşattığı işkenceyi saymazsak. Evet, sonunda uzun bir sürenin ardından eskisi gibi beni aramaya ve konuşmaya başlamışlardı. Melek, Doruk’tan bahsetmeye hâlâ yanaşmasa da Rüya çoğu zaman çenesini tutamıyordu. Son ders zili de çaldıktan sonra kitaplarımı toparlayıp çantama koydum. Hava yağmurluydu. Kışa giriyorduk ve bu kendini fazlasıyla belli ediyordu. Saçlarımın ıslanmaması için yağmurluğumun kapüşonunu başıma geçirdim v