Tüm bedeni öfkeden gerilmişti. Direksiyonu kavrayan parmakları sıkılmaktan bembeyaz olmuştu. Gözlerini bir an bile yoldan ayırmıyordu. Arabanın hızı giderek artarken içimdeki korku daha da şiddetleniyordu. Her sinirlenenin arabayı bu denli hızlı kullanmasının amacı neydi, bir türlü anlamıyordum? Nefesim daralırken camı biraz açıp kendimi rahatlatmaya çalıştım. O an arabanın yavaşladığını hissettim ve ardından Doruk’un, “Panik atağın seni bu gece elimden kurtaramaz, fındık” diye sarf ettiği cümle kulaklarıma ulaşır ulaşmaz gözlerim kocaman oldu. Hızla Doruk’a baktığımda gözlerinin yolda olmasına rağmen yüzünde öfke dışında keyifli bir sırıtma vardı. Şimdi bu da neydi? Bir anı bir anını tutmuyordu. O cümleyle neyi ima etti? Bu gece neden elinden kurtulamazmışım? Yani elinden kurtulmaya ger