Mina’dan Küçük dilimi yutmuş gibiydim ve ona bakakaldım. Adımı bilmesi ve kırmızı ışıkta bana çarpması falan tahmin ettiğim gibi asla tesadüf değildi. Karşımdaki adama bakarken abimin ve Çakır’ın onun yüzünden bana kızdığını hatırladım. Bana çiçek gönderen ve beni tanıdığını iddia eden adamdı. Hala bana piç bir gülümsemeyle bakıyordu ve vücudumu süzüyordu. Hiçbir şey olmamış gibi ona baktım ve omuzlarımı dikleştirdim. Kaşlarımı havaya kaldırdım. “Tanıyamadım, siz kimsiniz?” dediğimde kahkaha attı. O kadar itici bir insandı ki onunla muhatap bile olmak istememiştim ama o benimle karşılaşmak için fırsat yakalamıştı. Keşke abimle çıksaydım ve şu ana tanıklık etmeseydim. “Mina, kim olduğumu kesin biliyorsundur! Elhan ve Çakır sana bahsetmiştir ya da sana, beni tanıyıp tanımadıklarını sormuş