Füsun’dan Mina yüzüme kapatınca telefonu yatağın üzerine attım. Yaptığı hatadan onu nasıl geri döndüreceğimi bilmiyordum ve sonunda büyük bir pişmanlık duyacağına emindim. Tırnaklarımı ağzıma götürüp tıkır tıkır yerken aynı zamnda da odada sağa sola gidip gelmeye başladım. Herkes aşağıdaydı. Çakır ve Mina’nın ortalıkta olmaması dikkat çekmezdi, umarım. Odadan çıkacakken içeriye Elhan girdi. “Hayatım, ne oluyor? Birden masadan kalktın,” dediğinde karnımı tuttum. “Midem kötü oldu,” diye yalan söyledim. Mina yüzünden yalan söylemeyen ben, yalana da başlamıştım. Elhan iki adımda yanıma gelip karnımı ovaladı. “Bebeğimiz seni zorluyor,” deyip yanağımı öptü. Beni zorlayan senin kız kardeşin diyemedim, tabii ki. Gülümsedim ve “Bir şey olmaz, aşağıya inelim mi?” diye sordum. El ele indiğimizde