Mina’dan Çakır’ın söylediklerinden sonra bir aile faciası yaşanacağı için babam bizi alıp eve götürmüştü. Sandığımız aksine bağırışlar olmadı. Odama çıkıp Çakır’ın aramasını beklerken odama Füsun girdi. O da merakla bana bakıyordu. Ben odasına bakarken o gelip yatağıma uzandı. Odasının ışığı henüz açılmamıştı. “Ne oldu, aradı mı seni?” diye sordu, merakla. Normalde bana bu konuda nasihatler veren kadın gitmiş dedikoducu biri gelmişti. Göz devirdim. “Füsun, başka işin yok mu? Mesela abimi mutlu etmek gibi,” dediğimde kıkırdadı. Saçlarını savurdu ve “Canım, hamişim nasıl yapayım? Biraz ara verdik, bulantım oluyor,” dediğinde anladım dercesine ona baktım. O da ayağa kalkıp yanıma geldi. “Mina, korunuyorsunuz, değil mi?” diye sordu. O an aklıma ertesi gün hapı içmediğim geldi. Korkuyla on