“Başka şekilde baba olabilirsin.” Telaşla söylemiştim. Kalçamdaki eli sıklaşırken bedenimi hafifçe bedenine yasladı.
İçkili nefesi yüzümü yalarken “Nasıl?” diye sordu.
“Yanmadan… Yakmadan…”
“Açık konuş benimle!”
“Yani tüp bebek yöntemiyle sana istediğini verebilirim… Benimle sevişmen gerekmiyor.”
Yüzünde belli belirsiz bir şaşkınlık belirdi. O an umutlanmıştım. Ancak Aslan beni kendine doğru iyice bastırıp “Sence bunu istiyor muyum?” diye sordu.
“Eğer evliysen karını aldatmamış olursun.”
Kaşları çatıldı. Yüz hatları gergindi. “Sen beni dert etme. Sadece şunu söyle, benimle sevişmeyi istiyor musun istemiyor musun? İstemiyorsan sana zorla sahip olacak değilim.”
“Yani tüp bebek mi olacak?”
“Düşmanlarımın eline koz veremem. Aslan tüp bebekle fahişenin biri sayesinde baba oldu dedirtmem. Bunu aklından çıkar!”
Bu noktadan sonra diyecek sözüm yoktu. Silah zoruyla birlikte oluyormuşum gibi davranmayı bırakıp elimi kirli sakallarında gezdirdim. Adam vazgeçerse, sözleşmeyi iptal ederse… Düşüncesi bile mideme kramp girmesine sebep oluyordu. Tüm hayallerim, umutlarım yerle bir olurdu.
“Haklısın, böyle düşünemedim.” Gözlerinin içine bakarken “Ben senin olmaya hazırım. Sözümün arkasındayım, ailem için kölen olmaya razıyım,” dedim içtenlikle.
Aslan olmasaydı, o gün mekanı basmasaydı zaten fahişe olmuştum. Umutlarım da tükenmiş halde Mithat’ın sermayesi olacaktım.
Aslan’ın olmak şu an korkutmuyordu. Aksine şansımın uzun zaman sonra bana güldüğünü hissediyordum. Ona usulca gülümsedim. Umutlarım bu adama bağlıydı.
“Bunu sözlerinle değil, davranışlarınla göster.” Onu öperek kanıtlayabilirdim.
Geçmişte yaşadığım travmaları derinlere gömüp ayaklarımın ucunda yükselirken dudaklarımın üzerinde hissettiğim sıcacık baskıyla ateşe ilk odun atılmış oldu.