1.Böüm
Aşk, sanırım tuhaf bir sarhoşluk hali olmalı."
Benim yorumumdan sonra, televizyonu kapatan Nilgün "Hiç aşık olmamış bir kıza göre doğru tespit" diyerek yanında oturan Sevgiye döndü "Asya'nın da dediği gibi belki de sarhoşluk halidir. Çünkü ayıldıktan sonra çok fena baş ağrısı yapıyor"
Sevgi, gülümsedi. Eğer sınırlarımızı korumayı bilirsek, limitimizi aşmazsak öyle bir baş ağrısı çekmeyeceğimizi anlattı. Duygusal anlamda bu tavsiyeleri yerine getirebilir miydim, bir yanıtım yoktu ama söyledikleri mantıklı geldi. Her şeyin fazlası insana zarar veriyordu.
Üçümüz, izlediğimiz romantizm ağırlıklı filmle ilgili, aşk üzerine sohbet etmeye başlamışken Nilgün saatini göstererek gideceğim partiyi hatırlattı. "Vakit yaklaşıyor. Gitmekten vazgeçtin galiba"
Aslında partiye falan gitmek istemiyordum ama doğum günü sahibi sevdiğim bir arkadaşım olduğu için onu kıramazdım. Beş dakikalığına da olsa uğramalıydım. Oturduğum koltuktan miskince kalkıp hazırlanmak için odama gittim. Kendime gardırobumdan siyah kalem etek ve beyaz bir buluz seçtim. Hızlıca yaptığım hafif makyajdan sonra işte hazırdım.
"Allah aşkına Asya, partiye mi gidiyorsun, iş toplantısına mı?"
Odamın kapısında beliren Nilgün'ün sözlerine karşılık ters bir bakış atıp tam cevap verecektim ki konuşmasını sürdürdü. "Azcık giyimine özen göstersen. Her gün mağazana bile giderken böyle giyiniyorsun." Nilgün'ün sözlerini onun arkasından gelen Sevgi tasdikleyince "of!" dedim. "ben halimden gayet memnunum."
Nilgün, üniversiteden arkadaşımdı. İlk iki yıl birlikte aynı yurtta kalmış, üçüncü yıl ise Nilgün'ün tıp fakültesinden mezun olan ablası Sevgi ile birlikte yaşamaya başlamıştık. Sevgi, yaşça bizden büyük olsa bile dışarıdan bakan birisi üçümüzü akran sanırdı. Hatta Sevgi ona abla diye hitap etmemizi yasakladığından beri herkes bizi çok yakın arkadaşlar olarak tanıyordu.
Kızların kıyafetlerimle ilgili yaptıkları eleştirilere ne kadar kapalı olsamda yarım saat sonra aynanın karşısında kendime inanamayarak bakıyordum. Üzerimde Nilgün'ün getirdiği fuşya renk, diz üstü askılı elbise vardı. Saçlarım ise Sevgi sayesinde açılıp saç köpüğüyle şekillendirilmişti. Onlara "Bana ne yaptınız" dediğimde beni umursamadılar. Biri ıslık diğeri alkış çalarak "İşte bu!" dediler. "Şimdi hazırsın külkedisi"
İşime karışan arkadaşlarım yüzünden evden öfkeyle çıktıktan yarım saat sonra gece kulübünden içeri girdim. Beni kapıda karşılayan doğum günü kızı Helindi. "Vaaay Asya! Harika görünüyorsun. Seni daha önce hiç böyle görmemiştim."
Dişlerimi sıkarak sinirimi belli etmeden tebessüm etmeye çalıştım. "Ne tesadüf. Bende öyle"
Biz Helin ile konuşurken yüksek sesli müziğe rağmen arkamdan gelen sesi işittim. "iyi akşamlar"
Yüzümü sesin sahibine döndüğümde karşılaştığım adamla şaşırdım. Hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkekti. Böyle tipler günlük yaşantımızda karşımıza ya bir filmde başrol oyuncusu olarak çıkardı, ya da bir romanda ana karakter olarak.
Helin adama "İyi akşamlar" dedikten sonra bakışlarını bana çevirdi. "Asyacığım, seni Aykut Beyle tanıştırayım. Kendisi çalıştığım şirketin ceosu."
Aykut sıkmam için elini bana uzatırken Helin teşekkür ediyordu. "Beni kırmayıp davetimi kabul ettiğiniz için çok mutlu oldum."
Elimi tutan Aykut gözlerimin içine bakarak Helin'e cevap verdi. "İş dışında lütfen bana Aykut de"
Adam bizden ayrılıp içeriye girdiğinde Helin yanıma sokuldu "Senden hoşlandı galiba. Bugüne kadar bir kadına böyle baktığını görmemiştim. Çok şanslısın." Arkadaşımın sözleri hoşuma gitmesine rağmen, ona yanlış anlamış olabileceğini söyledim. Böyle, hayran olunası bir adam bana bakar mıydı, hiç sanmıyordum. Gerçi bakmasını ister miydim, onu da bilmiyordum.
Helin'le birlikte yerlerimize geçtiğimizde Aykut yanıma gelip ikinci defa elini uzattı. "Dans eder miyiz."
Teklifiyle beni bir kere daha şaşırtırken çantamı masaya bıraktım. Birkaç dakika sonra, çevremizdeki insanların meraklı bakışları altında, yeni tanıştığım adamın kollarındaydım. Dakikalarca dans ettik. Bu süre zarfında yaptığımız sohbette azda olsa onun hakkında fikir sahibi olmuştum. Yakışıklı olduğu kadar İyi eğitimli, ağzı güzel laf yapan, samimi, iş hayatında başarılı... kısacası kaliteli bir adamdı.