Elis gözlerini yoğun bir baş ağrısı ile açtı. Altındaki yumuşak zeminden gözleri kapalı ayrılırken oturur pozisyona gelmişti. Yeni mobilya kokusu burnuna doldu gözlerini açtı ve bej krem renginin ağırlıklı olduğu odayı süzdü.
Hafızasına hücum eden geceki olay , gözlerinin fal taşı gibi açılmasına,kalbinin hızla çarpmasına neden olmuştu . Bir an rüya olmasını diledi ama büyük pencereden dışarı baktığında ilerdeki koca koca ağaçlar ormandaki evde olduğunu ve yaşananların gerçek olduğunu fısıldadı resmen kulağına. Boynunda hissettiği ürperti ile etrafına bakındı, kimse yoktu. En sonra hatırladığı Vuslat'ın ona gelen adımlarıydı. Hemen yerinden kalktı giyinme dolap aynasına baktı. Elleri bütün vücudunda gezdirirken bir ağrısı sızısı yoktu.
Ne yani beni sadece buraya getirip yatırdılar öyle mi ?diye geçirdi aklından. Ona bir şey yapmamış olmalarına sevinirken' belki uyanmamı bekliyorlardır' diye içinden geçirdi. Ama hayır önemli olan bu değil diye düşündü ve kafasını salladı.
Arabasının bagajında duran ceset nereden gelmişti. Belli ki biri cinayet işlemiş ve arabasına koyup uçurumdan itmişleri. Cinayet şüphelisi kendisi olacaktı bu sayede.
"Bok vardı ev değiştirecek, otursana kızım işte yerinde . Başına iş aldın boşu boşuna" odada volta atarak söylenirken asıl sorun kendisinin katil olmadığına evdekileri nasıl inandıracaktı.
"Polis!" haykırdığı kelimeyle yüzünü avuçlarının arasına aldı.
"Ya polisi aradılarsa Allah'ım ne yapacağım ben şimdi " yere bakan gözleri cama ilişti. Hava aydınlanmıştı. Eğer polise haber verselerdi şimdiye çoktan ya hastanede yada karakolda olurdu.
Gözleri birden dolarak " Kesin beni öldürecekler , kesin..kesinnnn. " fısıltı ile sayılırken hemen kapıya gitti ayakları. Kapı kulbunu bir kere indirdi ve kilitliydi. Ellerini sanki ateşe değimiş gibi geri çekti ve yatağa doğru adımladı .
" Kitlemişler beni....esir almışlar. Ne yapacağım ben ,inanamazlar bana bunlar şimdi. Allah'ım yardım et, ne olursun!"
Elis kapıyı açmaları için seslenmedi sadece yatakta oturdu. Ölen kızcağız için üzülemiyordu bile , çünkü oda ölecekti. "
Gözlerinde ki pusu gidermek için kirpiklerini kırpıştırdı ve aklına gelen düşünce ile koca bir siktir çekti.
" Ya Arkun öldürdüyse. Arkamdan gelmişti belkide kızı öldürüp arabaya attı sonra beni ormanda gördü takip etti ve o yüzden evine aldı. Tabi yaaa tabi! Zaten anlamıştım ben birden samimi samimi hareketler , abisi bir şry demiyor o birden acele ile çıkıyor " Elis sesli olarak kendi kendi ile konuşurken kendi çapında olayı aydınlığa kavuşturmaya çalıştı.
" Ben oyuna getirtildim . " şok içinde sinirle gülerken delicesine küfür ediyordu odada.
Kapının kilit açılma sesi ile hemen kızarmış gözlerini dikti. Yavaşça açılan kapının ardından beliren Vuslat dağınık halde buluanan yatağa sonra odada göz gezdirdi. Elis odanın köşesinde ona korkulu gözlerle bakıyordu.
" Sonunda uydandın. Aşağı gel !" Vuslat cümlesi bittiğinde kapıyı açık bırakarak merdivenlerden aşağı indi. Kardeşi kanepede dirseklerini dizlerine koymuş kafasını elleri arasına almıştı. Gözlerini yerden çekmeyerek " Uyanmış mı ?" diye sordu.
"Geliyor" Vuslat kardeşinin yanına oturdu ve sol ayağını sağ bacağının üstüne koydu . Bir eli hazırda bekler gibi kardeşinin omzuna yakındı . Merdivenlerden inen bedeni ikiside farketmiş ki hemen bakışlarını oraya çevirdiler.
Arkun kıza öfke ve tiksinti içinde bakarken Vuslat kız ve kardeşi arasında mekik dokudu.
Arkun'un kıza bir şey yapmasından korkuyordu.
" Siz nasıl insanlarsınız !?" Elis'in şok olmuş bakışları ve kızarmış gözleri , sıkıca merdivenden tutunarak yavaşça indi. Bacaklarında derman yoktu ve düşmemek için direniyordu.
" Ne diyorsun lan sen ,Hah! ne yüzle konuşyorsun?"
Vuslat ve Arkun kızın söylediğine hem şaşırmış hem sinirlenmişti.
Ekis adamı duymadı bile kafasındaki düşüncelere odaklıydı.
"Sen öldürdün o kızı değil mi? "
Arkun duyduklarına şaşırarak sinirle hah! dedi ve abisine dönerek
" Verdiğim sözü geri alıp şu kızı şurda gebertebilir miyim?" Abisi sakin olması için ufaktan gözlerini kırptı ve omzuna elini koyu bastırdı.
O sırada Elis karşılarına dikilmiş konuştu .
" Arkamdan geldin, ormandan sende geldin! Beni en başından gördün cinayeti işledin ve arabamı orda bıraktığımı fırsat bilerek içine cesedi koydun. "
Arkun daha ne kadar şoka girebilirdi bilmiyordu ve sinirleri gerçekten gittikçe bozuldu.
Bu sefer kahkasına engel olamadı ve kıza bakarak
" Şu seneryoyu kurmak zor oldu mu merak ediyorum gerçekten. Neden bu kadar uyuduğun belli oldu " sona doğru ciddileşen sesine karşın Elis geceki ona güler yüzle yaklaşan adamdan eser kalmadığını gördü.
'Tam bir katile yakışacak bakış ' zihninden geçenleri dışa vurmayıp Vuslat'a döndü.
" Biliyordun değil mi sende ? Cinayeti benim üstüme atmak için sende numara yaptın " Vuslat kardeşine nazaran sakin ve alaycı edayla
" Evet biz ikimizde manyağız polisi anında aramak yerine hazır senin üstüne suçu atmışken gidip bütün delilleri ortadan kaldırdık "
Elis duydukları karşısında ne düşüneceğini şaşırmıştı artık. Dermansız bacalarını daha fazla zorlamayarak karşılarında ki kanepeye oturdu .
" Na-nasıl yani "
Vuslat soru cevap olaylarından çok sıkılmıştı. Bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi ve oturdu yerde dikleşti.
" Sen bayıldın bende eve getirdim sonra Yaren'i ve arabayı ordan aldık buraya getirdik. Açıkçası.." Vuslat kolunu kardeşinden çekti ve ayağını indirdi. Sonra dirseklerini dizlerine koyarak kıza ters ters baktı.
" İlk senden şüphelendik ama bunu yaptıysan tek başına yapmış olman imkansız görünüyordu. O yüzden buradasın "
" Peki neden polise gitmrdiniz?"
" Polise güvenmem !" Vuslat'ın soruya karşı dert cümlesi Elis 'i bir süre susturdu.
" Senin yolunun buralara kadar düşmesi, kaybolman ...en saçması da ne biliyor musun ?"
Kız cevap vermeden 'söyle' der gibi baktı.
" O Ladin dediğin kasaba buraya arabayla 30dk uzaklıkta ve en önemlisi o senin gittiğin yol Ladin'e gitmiyor. " Elis hemen kendini savunmaya geçecekken Vuslat eliyle durdurdu ve kaşlarını kaldırdı .Delicesine kızın gözlerine ilişirken
" Ve daha da garibi ne biliyor musun?" sesi bu sefer daha kısık çıkmıştı adamın.
" N-nedir?"
" Yaren'de o kasabada yaşıyor. "
Elis duydukları ile kas katı kesilirken şuan ne diyeceğini bilemedi. Bütün oklar mantıklı bir şekilde ona dönmüşken adam daha da onu şoka sokacak cümleyi kurdu.
" Henüz buraları bilmediğimiz için dün etrafa baktık. Senin arabanın olduğu o yoldan sadece Ladinden çıkanlar geçebilirmiş."
Elis hemen yerinden doğrulup eliyle önüne düşen saçlarını kulaklarının arkasına aldı.
" Yemin ederim ki ben o kasabaya girmedim . Bakın gittiğim yolda ne bir hayvan vardı ne bir ev ne bir insan "
ağlamamak için çatallaşan sesini düzeltmeye çalıştı ve sulanan gözlerini tavana dikti bir süre sonra sakince nefes alıp tekrar yerine oturdu.
" Benden şüphelenmekte haklısınız ama internet çekmedi o yüzden yolun rotasını yanlış göstermiş olabilir navigasyon. Zaten o sizinle girdiğimiz yolu gördünüz gösterdim. O patikadan girince her şey karıştı işte ama bilemedim gerçekten . Sizi nasıl inandırabilirim bilmiyorum ama şuan bunları söylemek boş geliyor. Ben bu şüpheyle kafayı yerim . Vakit kaybetmeden polise gidelim her şeyi anlatalım yada yada ben anlatayım bilmiyorum"
Elis nefes almadan zihninde toparlayamadığı cümleleri bir bir sıralarken polise gitme fikrine karşı Vuslat yerinde hafif doğruldu ve sırtını koltuğa yasladı.
" Polis'e gidemeyiz " Elis kızarmış burnu ve gözleri ile adama baktı
" Ne yani suçsuz olduğum halde benim katil olduğumu kabul etmemi mi bekliyorsunuz ? polise gitmeyip ne yapacağız. Hem ceset nerde "
Arkun ceset kelimesini duyunca gözlerini sıkıca kapattı ve sabır diledi. Sevgilisini cesat olarak nitelendirmesi sinirine dokunmuştu.Abisine fırsat vermeden gür sesiyle
" Anlamıyor musun kızım sen ! Delilleri yok ettik diyorum ,olay yerini temizledik Yaren yok araba yok ! Demeyecek mi polis suçsuzsunuz madem ne sikime temizlik yaptınız diye?" derin nefes alarak abisi gibi sırtını yaslayıp " Unut polisi , işin aslını öğrenene kadar bu evdesin bir yere gitmiyorsun "
Elis duydukladı karşısında iyice delirmişçesine saçlarını arkaya alarak çekiştirdi.
" Ben mi dedim size temizleyin ortalığı diye. Cesete ne olduğunu bile bilmiyorum . Kendi kafanıza göre iş yapmışsınız gelmişsin burda ahkam kesiyorsun!"
Arkun iyice sinirlenerek " Siktirme cesedine şimdi o ceset dediğin benim sevgilim " bu kısımda oğlan haklıydı o yüzden Elis kısa bir süre susmayı tercih etti. Düşünmeliydi.
Vuslat artık olayın şuan için konuşulmasını istemedi ve Elis'in endişesini bir nebze yatıştıracak şeyler söyledi.
" Yaren'in bedenine otopsi yapılıyor sonuçları bekliyoruz. Sen ben ve Arkun hariç sadece bir arkadaşım var bilen. Gizliden otopsi işini halledecek. Arabaya gelince baktık pek bir şey çıkmadı Yarene dair sadece öldürülmüş ve cesedi sürüklenerek senin arabana taşınmış yada taşınız bilinmiyor orası. Araştıracağım bakacağız ama ne polis ne bir tanıdığınız kimse ile irtibata geçmeyeceksin. Anladın mı ?"
'taşıdınız' kısmında siniri zıpalasa da laf anlatmanın boşuna olacağını biliyordu. Onu öldürmek isteseler çoktan öldürmüş olurlardı diye düşündü.Madem bu evde hapisti susuzluğunu kanıtlayıp geröek katilin bulunmasını bekleyecekti. Hiç değilse nezarethande katilin bulunmasını beklemekten daha iyi diye düşündü. Kendisi de bir şeyler bulabilirdi.
İçinden kendisine tek uyarısı soğuk kanlı, güçlü ve başı dik durmasıydı. Eğer ezilirse,ezerlerdi .