Benim için fazla güzelsin

754 Words
"Bunun yüzünden." Kalbinin biraz üstünde duran sargı bezini gördüğümde hızlıca birkaç adım ilerleyerek elimi incitmeyecek şekilde üzerine koydum. Pansuman pek de iyi yapılmamıştı ve sargı bezi kan içindeydi. "Neyse ki kurşun sıyırdı, ciddi bir şey değil." Onu hızlıca koltuğa oturtturarak doğruldum. "İlk yardım kiti nerede?" "Gere- " Gerek var bana nerede olduğunu söyler misin?" Yüzündeki yaramaz sırıtışı gizlemeye çalıştığı epey belliydi. Ben de kendimi ciddi tutmaya dikkat ederek kiti söylediği yerden aldım. Dizlerimin üstünde önünde durarak nazik bir şekilde sargı bezini çıkardım. Pür dikkat beni izliyordu, bu beni strese soksa da acıtmamaya çalışarak devam ettim. "Dizlerinin üzerinde olmanı farklı bir konumdayken isterdim." Söylediği şey ile elimdeki gazlı bezi yaraya hafifçe bastırdım. Acıdığı için inlemesini beklerken umursamaz bir ifade ile bana bakıyordu. Yaptığım şeyin saçmalığını fark ettiğimde yarayı nazikçe temizlemeye devam ettim. Temiz sargı bezini paketinden çıkararak omzundan ve kolunun altından geçirerek sardım. Memnun bir ifade ile bana baktı. "İyi olduğundan emin olduğuma göre artık gitsem iyi olacak, Kendine ço- Aniden bileğimden tutarak kucağına oturmamı sağladığında şaşkınlık ve utançla kalkmaya çalıştım. Karnımdan tutarak kucağına daha çok bastırdığında bütün hareketlerim kısıtlanmıştı. " A-Aron bey lütfen bırakır mısınız? b-benim gitmem gerekiyor." Konuşmamayı tercih ediyordu. Burnunu enseme sürterek derin bir nefes aldı. Ortamın sessizliği dolayısıyla nefes alışverişlerimiz oldukça gürültülü çıkıyordu. Enseme Öpücük kondurup geri çekildiğinde ona doğru dönmeye çalıştım. Anladığında beni kolayca döndürerek kendisine çevirdi ve yüzlerimizi birbirine yaklaştırdı. Yüzümün tamamen kırmızı olduğuna emindim. "İlk kez mi birinin kucağında oturuyorsun?" Dudakları o kadar yakındı ki konuşurken neredeyse birbirine değeceklerdi. "Birinin kucağına geçip oturmak pek benim tarzım değil Aron bey." Söylediklerimi bitirir bitirmez dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Eliyle ensemden bastırarak sanki daha fazla mesafe varmış gibi kapatmaya çalışıyordu. Dudaklarımı dişleriyle adeta ezerken inlemeden edememiştim. inlememi duyduğunda daha da saldırganlaşmış ve dudaklarımı ısırarak öpmeye devam etmişti. Ben de beceriksizce karşılık vermeye çalışıyordum. Ellerim göğsünün üstünde hafifçe duruyordu. Nefes almak için geri çekildiğimde doyumsuz bir şekilde dudaklarıma kilitlendi. "Benim için fazla güzelsin." Bu sefer ben dudaklarımızı birleştirerek alt dudağını kavradım. Az önceki gibi onu taklit ederek öpmeye ve emmeye başlamıştım. Arada dillerimiz birbirine karışıyor ve tadını damağımda hissediyordum. Bu sefer geri çekilen o olmuştu. Yüzünde şu ana kadar olanlardan farklı bir gülümseme vardı. Burnumu burnunun ucuna sürterken gülümsedim. Elleri üzerimdeki tişörtün eteklerine giderken hafifçe sıyırmaya başlamıştı. Tam o esnada kapı sertçe çaldı. Aniden tişörtümü örterek ayağa kalktım. O da benim gibi ayağa kalkarak sessizce konuştu. "Saklanman gerek, burada olmamalıydın." Dediği şey ile afallarken beni masanın altına doğru yönlendirmesine izin vermiştim. Yavaşça altına girerek saklandım. Kapı aniden açıldığında Aron az öncekine nazaran tamamen ciddiydi. Adeta farklı bir kişilik gibi, belki de gerçek kişiliği buydu. " Aron, işi halledebildin mi?" "Halletmeye çalışıyorum patron." "Halletmeye çalışıyorum da ne demek?!" Aniden vurma sesi duyduğumda olduğum yerde irkildim ve bulunduğum yere daha da sindim." "Seni yanımda tutmamın tek sebebi oğlum olman. Abin burada olsaydı... Her neyse. Çabuk bu işi bitir, onların can çekiştiğini görmek istiyorum." "Evet patron." Kapı kapanma sesi geldiğinde rahatlamıştım. Yine de masanın altından çıkmamı söylemesini bekliyordum. Uzun bir sessizlik oldu ama yine de kimse konuşmadı. "Aron." "Çıkabilirsin." Masanın altından yavaşça çıkarak karşımda oturan adama baktım. Çökmüş ve yorgun gözüküyordu. "İyi misin?" "İyiyim. Gitsen iyi olacak." Dediği Şey ile bir süre yeri izledim. Bir anda neden bu şekilde değiştiğini anlayamamıştım, sormaya da pek cesaretim yoktu. Yanından geçerek hiçbir şey demeden kapıyı açtım ve çıktım. Biraz ilerlediğimde odadan gürültülü sesler gelmeye başlamıştı. Bir şeyleri kırıp döktüğü belliydi. Geri dönüp bakmak ve gitmek arasında kalmıştım. En iyisi gitmek diye düşünerek ilerlemeye devam ettim. Barın çıkışına geldiğimde o gece gelen taksi kapının önünde bekliyordu. Kapıyı açarak bindim ve adresi tarif etmeme gerek duymadan adam sürmeye başladı. Etrafı izlerken elimi dudaklarıma götürdüm ve parmaklarımı gezdirdim. Sanırım her şey başlamadan bitmişti. Bay Aron için diğer basit kadınlardan biriydim. Benimle eğlenip bir köşeye atmıştı. Gözyaşlarımı tutmaya çalışarak saçlarımı karıştırdım. Evin önüne geldiğimizde taksiciye parayı uzattım ama almadı. Ben de itiraz ederek ön koltuğa fırlattım ve arabadan indim. Evin içine girdiğimde babamı uzun zamandır ilk kez salonda otururken görüyordum. Ceketimi ve çantamı çıkarıp bıraktım ve babama doğru ilerledim. Kollarını beklemediğim bir şekilde açarak bana sarıldı. "Benim sevgili kızım, seni çok özledim." Uzun zamandır görmediğim bir tepki ile karşılaştığım için epey şaşırmıştım. Karşılık olarak ben de sarıldım ve hiçbir şey demeden geri çekildim. "Birlikte yemek yemeye gitmek ister misin Laura?" Çantamı ve ceketimi koyduğum yerden alırken kısa bir süre için düşündüm. "Bu akşam kendimi pek iyi hissetmiyorum belki daha sonra." Babam olumlu anlamda başını sallayarak gülümsedi. Ona el sallayarak odama doğru ilerledim ve kapıyı kapattım. Davranışları bana hiç normal gelmesede düşünmek için fazla yorgundum. Geceliğimi giyerek yatağa uzandım ve kendimi uykuya bıraktım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD