Bir süre Yekta ile görüşmek istemiyordum. Onu görmek bana üzüntüden ve kalp kırıklığından başka bir şey vermiyordu. Bu nedenle o, onun varlığını fark ettiğime şahit olmadan görmezlikten geldim. Oysa kalbim bunu istemiyordu. Tüm gururunu ayaklar altına alarak ve tüm yüzsüzlüğüyle ona koşmak istiyordu. Bense buna asla izin veremezdim. Onun da bu tavrım karşısında gideceğini düşünürken bir anda karşımda belirdi. Onu görmek istemedikçe burnumun dibinde bitmesi hoş değildi. Hiçbir şeyi önemsemeden yanımıza geldi ve ortadaki sandalyeye oturdu. “Usta bana bir acılı çorba!” Elini havaya kaldırıp açık mekanda çorbaları koyan adama seslendi. Orta yaşların sonuna geldiği kırlaşmaya yüz tutan saçlarından belli olan adam Yekta’yı başıyla onayladı ve işine geri döndü. Bakışlarım izin dahi alma