Yüsra Bakırcı
Günlerden abim bugün çok önemli küçük abim askerken geliyor. Onbeş yaşındayım abilerim ve tayfası ile büyüdüm hiç ablam olmadı küçük abim grubun en küçüğü iki abim ve beş diğer arkadaşları ile birlikte yedi kişilik bir abi grubunun arasında büyüdüm.
Annem ve ben son bir haftadır hazırlık yapıyoruz abim geliyor askerden benim. Büyük an evde bekliyoruz tayfa gitti almaya hep birlikte geldiler. Kapıyı tabiki ben açtım. Abimi en son yemin törenine gittiğimizde görmüştüm şimdi karşımda bir yıl sonra çok özlemiştim atladım boynuna
“Abiimmmmm”
Tayfadan
“Kız tamam tek abin o sanki”
Ben
“Susun be özledim ben abimi”
“Kızım içeriye girsin oğlum bizde sarılalım”
Annemim sözleri ile bıraktım içeriye girdiler tek tek annem sarıldı evde bir kalabalık herkes içeriye girdi babamda geldi sarılma faslı falan herkes yerine oturdu. Gözlerim hepsinin arasındaki o yabancıya takıldı sesler gitti herkes kayboldu sadece o ve mavi gözleri kaldı.
Diğerleri gibi değildi onu görünce kalbim kulaklarımda attı içim kıpır kıpır oldu.
Abimden daha uzun belli geniş omuzlu fazlasıyla kasları mevcut açık kumral saçları mavi gözleri içime işledi. Babamlarla tanışıyordu belli ki diğerleri daha önce tanışmış ama kim bu algılarım kapandı duymuyorum kimseyi görmüyorum adını duydum sadece Cengaver Kılıç yaktın beni Cengaver…
Akşama kadar bütün tayfa bizdeydi. Meğer abimle kanka olmuşlar o askerliğe devam edecekmiş hiç anlamam rütbe işlerinden zaten
“Yüsra kızım hadi sofrayı hazırla” annemin sesiyle kendime geldim. Sofrayı hazırlarken her girip çıktığımda yeni bir bilgi öğrendim en sevindiğim teknik eğitim için burada duracakmış çoğunlukla bazende başka yerlere gidecekmiş ama iki yıl burada…
Akşam geçti gitti sonra gelen giden eksik olmadı mahalleli gözün aydına geliyor mahallenin kızlarıda geliyor abilerim diye demiyorum ikiside çok yakışıklı gelen kızlarda bir içim su bir onlara baktım bir kendime ben erkek gibi tabi yedi abi içinde olunca mahalle maçından tutda kavgaya dalmak gibi bütün iş bende en fazla yaptığım anneme yardım işte dışarıda kız arkadaşım bile yok en yakın arkadaşım bile erkek kankam Furkan ben kısaca Furki diyorum.
Tam iki yılım Cengaver’in bize uğramasını beklemekle geçti. İki yıl içinde ailesi birkaç kere buraya geldi onlarla da tanıştık Aysel teyze çok tatlı enerji dolu bir insandı Cengaver de tayfadan dı artık lakin ben onu sekizinci abim olarak görmüyordum. Son zamanlarda görüşmeleri azaldı bu arada kaç düğün yaptık tayfadan birkaçı evlendi ama Cengaver göreve gitmiş gelemedi hâlbuki ben kız gibi giyinmiştim.
Hep bir araya geldiklerinde ben yanlarına gitmek için binbir bahane üretiyordum ama artık eskisi kadarda girmem mümkün değildi. Yengeler vardı ve şansıma onlarla takıldım.
Birgün toplandılar Cengaver gidecekmiş eğitimi bitti dediler yengeler bizde tayfa dışarıda aklım onlarda ne var gitmeden bir kere daha görsem gerçi benimle pek konuşmuş değil. Dualarım kabul oldu bir uğrayıp kahve içip sonra dağılacaklar. Beni heyecan bastı uzun zamandır uzaktan dahi görmüyorum lafı dolaşıyor ama görene aşk olsun.
Toplandılar evimiz bahçeli mevsim yaz bahçede oturacaklar. Tayfadan dördü evli erkekler bir tarafda kadınlar bir tarafta ahh yengeler yaktınız beni siz olmasanız ben o grubun içindeydim. Bir ara içeriye gittim elimi yüzümü yıkamak için içimde acıdı uzaktan bak bak nereye kadar.
Elimi yüzümü yıkadım tam çıktım sert birşey burnuma derin bir toprak kokusu doldu kalbim hızlandı karnımda kelebekler uçuştu. Kafamı kaldırdım ve o mavi gözler beni yaktı Cengaver miş.
“ahh Cengaver sen miydin?”
“Evet benimde abi nerde?” abi demedim diye bozuluyor birkaç kere daha demişti bende abi olmayı hak etmiyorsun demiştim.
“Abisi yok”
“Yapma be ufaklık bir bana abi demiyorsun kabul etmedin beni” salak abi olarak görmüyorum da o yüzden
“Demek ki abi olarak görmüyorum” bu ne cesaret gözlerine bakarak posta koydum o bana ufaklık diyor. Tam yanından ayrılacağım kolumdan tuttu.
“Anlamadım zannetme ufaklık yaşın kaç başın kaç abin sayılırım” gözlerim dolmuştu anlamış demekki adam özel eğitim alıyor hayran hayran bakışlarımı anlaması normal ama çok sert çıktı. Kafamı büktüm devam etti.
“Boş hayaller kurayım falan deme senden bana yâr olmaz benden de sana abin sayılırım tamam mı?” Gözlerim dolmuştu.
“Ta- tamam a-abi” kekeleyerek diyebildim. Yüzüne baktığımda dudağının kenarı kıvrılmıştı. Beni kardeşi yerine koyuyor.
“Dışarıdakiler neyse bende oyum” üzerime gözlerini gezdirdi sonrada yüzünü buruşturup gitti.
Bende odama çıktım üstümde abimlerin tişörtü (daha rahat) eşofman kafamda saçlar dağınık toplanmış kulağımda küpe bile yok erkek Fatma misali ne bileyim gelecekler hani haberim olsa daha düzgün giyinirdim. Haber geldikten sonra değişsem göze batar zira tayfa bu halimden memnun nedeni hiçbir erkek sarkıntılık yapamaz.
Bir daha inmedim benide pek soran olmadı zaten ağladım bütün gece bu yıl üniversite vardı başka bir şehire gidecektim. Abimlerin içi rahat şimdiye kadar onlar gibi yetişmiştim daha bir erkek bana yaklaşmamış çıkma teklifi etmemiş. Birtek Furki var işte oda kankam
Puanlar açıklandı Eskişehir yolcusuyum bu Eylül Cengaver gideli 2 ay oldu bana hayallere kapılma diyeli… kalbim kırık.
Topladım valizi gittim çokta eşyam yoktu öyle diğer kızlar en az beş valizle gelmiş ben iki işte neyse ilk sene yerleştik yurda biraz çevre yaptım kız arkadaşlarım vardı artık biraz problemli bir yıl oldu biraz asi davranmış olabilirim iki oğlanın burnunu kırdım.
Nazlı ve Tuğba
“Böyle olmaz aşko seni az yontmamız lazım” diyerek ilk işleri beni kuaföre sokmak oldu. Fena olmadım minnettarım onlara az kılık kıyafet düzenide yaptılar daha tam değişmedi.
İkinci yıl eve çıktık üçümüz canım Furkim de Eskişehirde ve Nazlı ya fena yanık bizden çıkmıyor. Günler böyle devam etti.
Geniş eşofmanlar gitti vücuda tam oturan pantolonlar geldi geniş tişörtler gitti yerine dekolteli bluzlar gömlekler geldi hatta ayakkabılar dahi yerini spordan topuklulara bıraktı tabiki kıyafetime uygun olanlar sadece yoksa en rahat spor ayakkabı. Saçlarımı artık bağlamıyorum düzenli kesim ve bakım yapıyorum uzun dalgalı simsiyah saçlarım.
“Kız şu saçlar bende olcak varya kapıma köpek ederim erkekleri” diyen Tuğba sanki kendi saçları çok kötüymüş gibi benim saçlarımı seviyor
“Canım sen sarışın bombasın ben esmer” deyip gülüştük. Bu yıl son senemizdi.
Artık büyümüştüm çocuk değil kadın gibi gözüküyordum buraya geldiğimde ki o balık etli halimden eser yoktu yaptığım sporlarla vücudum çok güzel olmuştu diyet kısmında zorlansam da kız kankalarım yakamı bırakmadı çok güzel kilo verdim.
Dört koca yıl geçmişti ve ben hâlâ Cengaver’i unutamamıştım bana ufaklık deyişini olmaz hayallere kapılma deyişi unutmadım hiçbir zaman artık eve dönme vakti tayfanın en küçüğü abimin düğünü var….