Kafam kazan gibi olmuştu, acıkmış ve sıkılmıştım. Sıcaktan beynim fokurdarken elimi gözüme siper edip güneşin parlak ışıklarından gözlerimi korumaya çalıştım. "Aptal Bulut ve aptal lensler..." Gözlerime arada bir batan lenslere söylenerek henüz kapılmamış bir ağaç bulduğum için hızlı adımlarla oraya ilerledim. Ağacın gölgesine ulaştığımda ilk kez dondurma yiyen çocuğun mutluluğunu yansıtan gülümsememle ayağımdaki sıkıcı yüksek topukluları çıkartıp çimlere uzandım. Kollarımı büküp yastık yapmadan evvel bir kez daha sol bileğimdeki saate baktım. Nerede kalmıştı bu? Furkan, beni sınıfıma bırakıp derslerine girmek için uzaklaşırken ardından benimle dalga geçen sınıf arkadaşlarımın sesini duyuncaya kadar bakmıştım. Sonra Furkan dönüp bana göz kırptığında abartıyla çıkan olaydan utanıp sınıfım