4.Bölüm

673 Words
17 Temmuz 2004 Tekrar merhaba günlük, bugün annemle birlikte gidip beğendiğim bilekliği aldık. Beril olmadan mahalle çok sıkıcı, başka arkadaşlarımda var ama hiçbiri Beril gibi değil. Keşke gitmeseydi, bizimle kalsaydı, onu çok özledim. Umarım yakında görürüm onu. Bu arada birkaç gün sana yazamayabilirim, tatile gidecekmişiz ve günlüğü yanıma alamamışım ama merak etme, geldiğim gibi her şeyi sana anlatacağım. Şimdilik görüşürüz günlük. Günümüz Zeynep Beril Soylu'dan Hakkari'ye geleli üç gün olmuştu. Burası garip, Trabzon gibi değildi. Tam olarak alışamasam da sevmiştim. "Zeynep balım, çabuk kalk bakayım." diyerek odadan içeri girdi Serap. "Ne oldu, niye kalkıyorum?" dediğimde o çoktan dolaba gitmiş, birkaç kıyafet çıkartıp yatağın üstüne atmıştı. "Yavuzlar dün gece göreve gitti ve bana evi temizlemesi için birini bulur musun dedi." demesiyle ne var bunda der gibi baktım. "Ya kızım, hem ben burada kimi bulayım, kimseyi tanımam etmem, hem de niye erkek arkadaşımın evine tanımadığım birini sokayım? Bu devirde kimseye güven olmaz, o yüzden biz temizleyeceğiz." dediğinde ofladım. "Tamam, sen çık, üstümü değişip geleyim." dediğimde yanağımdan öpüp odadan çıktı. Aslında temizlik yapmak şu an isteyeceğim son şey olurdu, ama Serap benim her anımda yanımda olduğu için onu kırmak istemiyordum. Üstümü değişip odadan çıktım, Serap zaten çoktan hazırdı, hemen evden çıkıp ayazların evine gittik. "Balım, ev zaten fazla pis değil, süpürsek toz alsak, bir de birkaç tane çiçek var, onları sulasak yeter." dediğinde başımla onayladım. "O zaman sen git, ilk çiçekleri sula, ben süpüreyim, sonra sen tozları alırsın." demesiyle yine başımla onayladım ve çiçekleri suladıktan sonra toz almaya başladım. En son Ayaz'ın odası kaldığında odaya girdim, masayı silerken masanın üzerinde bir günlük görmemle duraksadım. Elime alıp dışını inceledim, eski bir günlüğe benziyordu.Elimi üzerindeki desenlerde gezdirdim. Tam ilk sayfasını açacakken durdum. "Saçmalama Beril, adamın özel hayatı sonuçta ne, bakacaksın ama merakta ettim, neyse bırakayım en iyi-" derken kapı açıldı. "Ne yapıyorsun sen, kaç saattir burada?" diyerek içeri daldı Serap. Hemen elimdeki günlüğü masaya bıraktım. "Hiç tam bitirmiştim, bende yanına geliyordum." diyip bezi aldım ve Serabın yanına gittim. "Tamam o zaman hadi gidelim." dediğinde elimdeki bezi yerine bırakıp evden çıktık. Serabın evine dönerken aklıma gelen soruyla Seraba döndüm. "Ne zaman dönecekler?" dediğimde Serabın yerde olan bakışları bana yöneldi. "Görev ne zaman biterse, tam tarih hiçbir zaman veremezler." dediğinde anladım der gibi kafamı salladım. Eve geldiğimizde odaya geçip bilgisayarı açtım ve aklıma gelen birkaç şeyi yazarak yeni romanımın temelini atmaya başladım. Kaç saat geçti bilmiyorum ama kapımın açılmasıyla bilgisayarı kapattım ve kapıya baktım. Serabın"Uyy sana bağriyrum bağriyrumda niye cevap vermeysun."demesiyle güldüm ve ona ayak uydurdum. "Duymamuşum ballim yazı yazaydım."dediğimde elini beline koydu. "Anladuk yazı yazaysun da bu gadada kapama kendunu dış dunyaya."dediğine kahkaha attım. "Yeter Serap, normal konuş artık, sen öyle konuşunca kendimi tutamıyorum." dediğimde güldü. "Saat geç oldu balım, yat diyecektim." dediğinde tebessüm ettim, çok anacı davranıyordu bana karşı ve bu tavır çok hoşuma gidiyordu. "Tamam anneciğim, şimdi yatarım." dediğimde yanıma geldi ve saçımdan öptü. "Aferin benim kızıma." diyerek bilgisayarı yatağın üstünden aldı ve masaya koydu. "İyi geceler balım." dedi. "İyi geceler balım." dememle odadan çıktı, ben de yatağa girip yattım, yatmamla uyumam bir oldu. Sabah yorganımın üstümden çekilmesiyle kalktım. Elimi gözüme koyup ovuşturdum ve Seraba baktım. "Ne oluyor ya sabah sabah." dediğimde o beni dinlemiyor gibiydi. "Hadi kalk kalk, birazdan yavuzlar gelecek. Kahvaltıya kahvaltıyı hazırladım, bir tek sen hazır değilsin." dediğinde yataktan kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım, ardından odama gidip üstümü değiştirip mutfağa gittim. "Yine döktürmüşsünüz Serap Hanım." dedim ve zil çaldı. "Sen dur, ben bakarım." diyerek kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açar açmaz yavuz içeri girdi. "Günaydın Zeyno." diyerek cevap vermemi beklemeden mutfağa gitti. Ardından sessizce yavuzu takip ettim. En sonunda Ayaz içeri girdi ve "Günaydın Zeynep." dedi. "Sanada günaydın Ayaz, görev nasıldı? İyisin, değil mi? Bir sorun yok mu?" dediğimde açık olan kapıyı kapattı ve tekrar bana baktı. "İyiyim Zeynep, görev iyi geçti, bir sorun olmadı. Sorduğun için teşekkürler." "Rica ederim, kapının önünde beklettim, seni de buyur içeri geçelim." dediğimde önden o, arkadan ben giderek mutfağa girdik. Ayaz telefona bakması gerektiğini söyleyip salona geçtiğinde ben de telefonumu almak için odama gidecektim, ama salonda Ayaz'ın elinde katlı olan fotoğrafı gördüm. "SAKIN BAKMA ONA" Bölüm Sonu
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD