Ne olursa olsun, bu kadar kolay teslim edemezdim kendimi ona. Gözüm kapıya kaydı, dışarıda adamlar yoksa bir şekilde kurtulurdum. Bana bakarak gömleğini indiriyordu, bunu görünce yerimden kalktım ve son sürat kapıya doğru koştum. Tam kapının kolunu tutup açacağım sırada belimden kavrayıp vücuduna bastırdı. "Seni bırakacak kadar enayi değilim lan ben, orospu!" Hıçkırık tuttu acıyla, kollarından kurtulmak için uğraşsam da olmuyordu. "Allah rızası için bırak beni, ne olursun! Yekta'nın beni umursamadığını kendi gözlerinle gördün işte! "Onun umursamadığını gördüğün halde neden beni bırakmıyorsun?" Yakarışlarımı duysunlar istedim, duyupta yardıma gelirlerdi belki. "Ya hiç mi annesi, kız kardeşi olan yok? Allah rızası için beni bu adamın elinden kurtarın!" "Boşuna bağırma, ne dersen de,