Ölümün sessizliği kaplamıştı, her yeri. Bu sessizlik öyle ağırdı ki herkes sözleriyle gömülüp kalmıştı. Belki de söyleyecek sözleri vardı. Dünyadayken yapamadıkları bir itiraf, söyleyemedikleri bir sır… Hepsiyle birlikte toprağın altına gömülmüşlerdi. Toprak, onların sırlarına ortak olurken bir gün gelecek bu ağırlıkla yaşamayacaktı. Belki de toprak, bize gerçekleri haykırıyordu. Biz ise kulaklarımızı kapatıp onu duymuyorduk. Basıp geçtiğim yer, onlara şahit ederken bizim geldiğimizi de haber veriyordu. Onların süreleri dolmuştu ve bu dünyadan göç etmişlerdi ve toprak olmasa haberleri dahi olmazdı. Mezar taşlarını okuya okuya ablamın mezarına geldim. Gelmemle kalbimde anlam veremediğim bir huzur oluştu. Ablama kavuşmanın sevinciydi. Kutay da tam yanımdaydı. Kutay, elimi eline kenetledi