Korkuyu iliklerime kadar yaşarken silah sesleri devam ediyordu. Kafamı aşağıya eğip kulaklarımı kapatmıştım. Gözyaşlarım istemsiz akarken bize bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Az önce Kutay’la kavga ederken her şey bir anda kesilmişti. Keşke kavga edip birbirimizi kırıp dökseydik de böyle bir ana şahitlik etmeseydik. Hayatımda sadece filmlerde gördüğüm kovalamalı silahlı çatışmanın tam içindeydim. Kutay’ın ilk çatışması olduğunu zannetmiyordum. “Belemir, iyi misin?” diye sordu. Yüzünü görmesem de bana baktığını anlamıştım. Şu an da bile benim iyi olup olmadığımı merak ediyordu. “Bir şeyim yok. Sadece korkuyorum,” dedim. “Korkma,” deyip dikiz aynasından bakıp hızını daha da artırdı. Bizi takip edenler vazgeçmiyorlardı, aksine daha da hızlanıp bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlardı.