Bir haftadır ortalarda dolanmıyor mağara adamı. Gülmeyi unutmuş suratsız adam, mendebur ne olacak.
" Kızım gel hadi kahvaltı yapalım. "
Neriman ablayı dinleyip masaya oturdum. O sabah mağara adamı çıktıktan sonra benimle konuşmuş ve özür dilemişti. Zaten o Mağara adamı Neriman ablayı azarladığı için ben ses etmedim. Aslında çok kızdım ve ona da bunu söylemek ve bağırmak istedim ama bana çok iyi davrandı. Özür diledi ve suçu olmadığını söyledi. Arkadaş olalım mı deyince ses edemedim.
Benim hiç arkadaşım yok. Hayatımda sadece Çetin vardı o da kardeşim gibiydi. Onunla arkadaş olmak için sustum. Belki beni aralarına alırlardı. Bana abla diyebilirsin deyince de hiç ses etmedim. Sadece tamam diyebildim.
Burada koruma sevgilisi varmış. Onunla bir yudum alıp azıyorlarmış. Aşk iksiri diyor Neriman abla. Ne değişik fantazileri var bunların. Böyle ot işlerinden anlıyorum dedi Neriman abla.
" Neriman abla mağara adamı nerede? Kaç gündür ortalarda görmüyorum. "
" Gözün onu arıyor değil mi? Sizi gidi yaramaz çocuklar. Bilmiyorum nereye gittiğini ama her an gelebilir. "
Nerede bu?
" Bu adamın nesi var niye hiç gülmüyor "
" Belki de güldüren olmamıştır "
" Belki de gülmeyi bilmiyordur "
" Bak kızım, yaşın küçük niye burada olduğunu bilmiyorum. Sormam ve duymam da. Burada gördüğün herkes Uğur Bey için çalışıyor ama maksatları para kazanmak değil. Beni eski kocamın elinden kurtardı. Gülsümü bir psikopattan kurtardı. Geldiği zaman ölmekten beter etmişlerdi kızı. Arkada gördüğün korumaların çoğuna maddi ve manevi yardımlarda bulundu. Nice iyilikleri dokundu bize. Biz ona kalben bağlıyız. "
" Bunları bana neden anlatıyorsun "
" Uğur Beyim iyi biri. Ona böyle mesnetsiz yakıştırmalarda bulunmaktan vazgeç. Bir oğlum var, Uğur Beyimin yoluna kurban olsun "
Anladın mı der gibi bakıp arkasını döndü. Mutfaktaki işlerine devam etti. Bu nasıl bir sadakat ?
Beni de kaçırdı sonra bu eve getirdi sonra adımı söyledi ve bir cevap vermeden ortadan kayboldu akşamına da beni soydu. Ava " Ne geceydi ama " deyince ona ters ters baktım.
" Beni kaçırdı senin Uğur Bey'in. İsteğim dışında burada tutuyor. " adını bilerek bastırdım.
" Vardır bir bildiği o zaman "
Küfür etmeyeceğim. Seninle tartışan da kabahat.
Üç gün daha sürmüştü afrodizyak etkisi ama ilk gün ki gibi değildi. Ondan sonra da çok farklı değildim. Sürekli o geceyi düşünüyordum. Daha adımı bilmesini konuşamadım off. Bütün duygularım alt üst olmuş gibi hissediyordum.
Yemeği yarım bırakıp odama gittim. Evin içinde rahatlıkla geziyordum. Zaten iki adımda bir koruma vardı. Odam haricinde her yerde kamera vardı. Her harekatımı izliyordu mendebur. Evin dışını daha görmemiştim. Kaçmak imkansız bu evden.
O adam beni nasıl küçük düşürdüyse bende onu öyle rencide etmeliydim. Aklıma gelen fikirle gülümsedim. Demek bana dokunursun. Yerimde duramıyordum. Tekrar aşağı mı insem?
Neriman abla ve Gülsümle çok iyi anlaşmıştık aslında. Üçlü kankalar. Gülsüm konuşmadığı için bir kağıda yazıyordu cevapları ve dudaklarımızı okuyordu. Aslında sağ kulağı biraz duyuyordu. Sadece emin olmak için dudak okuması yapıyordu.
Hayatımın en güzel haftası olabilirdi. Kızlarla pasta yapıyor, eğleniyor, sohbet ediyorduk. Kaçırıldığımı neredeyse unutuyordum, neredeyse...
Neriman abla o kadar eğlenceliydi ki bazen sevdiği korumayla ilgili şeyler anlatıyordu. Gülsüm de bende kızarıyorduk ama can kulağıyla dinliyorduk. Gülmek güzeldi. Çok güzeldi.
Hemen aşağı inip mutfakta dolaşmaya başladım. Neriman abla bana bakıyordu.
" Özür dilerim. Hâlâ biraz şaşkınım. Bir daha öyle konuşmam. "
Gelip kafamın başını öptü.
" Aferin benim kuzuma. "
Onları kırmak istemiyorum. Onlar benim tek arkadaşlarımdı. Ava ayak ayak üstüne atmış bana trip atıyordu. Seni de çok seviyorum ama onlarla çok eğleniyorum, lütfen anlayış göster.
" Neriman abla sana güvenilir miyim ? "
Gözlerimi masumca açtım.
" Tabi kuzum benim bana boşuna abla demiyorsun ? "
" Geçen gece ben o afrodizyağı içtiğim gece Uğur bana yalvardı. "
" Oyyy nasıl yalvardı "
Onun da gözleri büyümüş. Hemen karşıma oturmuştu.
" Seni seviyorum dedi bana. Başkasıyla görmeye dayanamam falan dedi. Ya benimsin ya kara toprağın. Off bilmiyorum çok kararsızım "
" Ne kararı kız Uğur Bey'imden daha iyisini mi bulacaksın ? "
" Ama tanımıyorum ben onu. Bildiğin gibi kendini açan öyle muhabbet etmeyi seven biri değil. Benim hiç erkek arkadaşım olmadı. Nasıl davranayım bilmiyorum ki "
" Sizi gidi çifte kumrular sizi. O iş bende kızım. Bende çok bilmiyorum ama olanı anlatırım. Biraz sana bakım falanda yaparım. Bu iş oldu iki aya nişan yaparız "
Elini heyecanla çırptı. Ne nişanı, ne düğünü ava giderken avlanmayalım.
Kızarmış gibi kafamı eğip gülümsedim.
Geçen gece Avayla bu planı yaptık. Bu adam benim hakkımda belki de her şeyi biliyor ve ben onun sadece adını biliyordum. Hem Neriman ablayı konuşturup hem de rezil edeceğim. İçimden bir ses o adamın aptal aşık olduğunu birinin söylemesi hiç hoşuna girmez diyor.
" Utanma kızım, aşkta utanma olmaz. "
Mağara adamıyla ilgili bildiği her şeyi anlattı. Bir abisi varmış. Köklü bir aileden geliyormuş.
İşe yarar bir bilgi vermedi. Düzenli olarak yaptığı şeyler spor ve sinirli olmak. Belki kız kaçırmakta olabilir.
" Yukarıda kilitli bir oda var ? "
" Ondan bahsetme bile "
" Neden, ne var ki odada ? "
Masada eğilip dibime kadar geldi. Ağzımın içine girecekti neredeyse.
" Uğur Bey'imin kişisel eşyaları bildiğim kadarıyla. Kilit sadece onda ve bende var. Ben sadece kaybolursa diye saklıyorum ama hiç girmedim. "
Cebindeki anahtarı çıkarıp gösterdi. Demek sende anahtarı var. Ben o anahtarı nasıl alacağım. Bir şekilde almam gerekiyordu. Artık Neriman ablanın dibinden ayrılamam.
İki gün boyunca Neriman abla ve Gülsüm beni güzelleştirmeye çalışıp durdu. Bu sıska halimle güzel olamam diyemedim. Heyecanlı bir şekilde bakım tüyoları anlatıyordu. Aşk itirafından sonra kadın bana sarmıştı.
Sana tekrar aşık edeceğiz falan derken kendimi gülerken buldum. Öyle bir adam bana aşık olmaz. Bir ona bak birde bana. Adam herkesin hayallerini süsleyecek kadar yakışıklı. Kendine kitaplardaki o anlatılan dolgun ama zayıf, sarışın ve beyaz tenli, mavi gözlü güzellerden bir tane bulur. Beni niye istesin? Deliyim ama o kadar da değil. En azından kendimi biliyorum.
Esmer, zayıf ve çirkindim. Çetinin öldüğünü düşündüğüm için kısa bir zamanda çok zayıflamış buna bağlı olarak bacaklarımda ve karnında çatlaklar oluşmuştu. Yetmezmiş gibi saçlarımda beyazlar vardı. Üzüntüyle birlikte çoğalıyordu. Kapatmak için sürekli topuz yapıyordum saçımı.
Stresle cildimde oluşan izleri anlatmıyorum bile. Kendi söylediğim yalana belki bende inanırım bir gün. Uğur'un bana aşık olma ihtimali bile yok Neriman abla. Gülümsemek için kendimi zorladım.
" Diyorum ki gece uyumadan yanıma gel çok güzel bir yüz maskesi yaptım sana da süreceğim. Porselen gibi olacak yüzün "
Not: Bu kitapta vereceğim tüm güzellik sırları denenmiş ve teyit edilmiştir.
" Nasıl olacak o ? "
Gülsümün kağıdına bakıp sesli okudum.
" Yeni tarifim, koreli kadınlar yapıyor. Pirinci kaynatıp hamur gibi yapıyoruz, ezdikten sonra bir kaşık süt, bir kaşık bal koyuyoruz. Ben denedim cildi çok güzel yapıyor "
Geçen günde yüzümü karbonatla suyu karıştırıp iyice peeling yaptırmıştı. Bu kadın yemek yapmayı bildiği kadar maske yapmayı da biliyor. Geceleri bile beni beslediği için çoktan dört kilo almıştım. Gücüm yerine geldikçe beynim de çalışıyordu.
Gece anahtarı almak için iyi bir fırsat olabilir.
" Gelirim Neriman Abla "
Heyecanlı bir şekilde konudan konuya atlarken ben aklımda bir plan kurmuştum.
Gece maske sürmesi için yanına gittiğim zaman anahtarı almak kolay olmuştu.
Sevgilisi gelince beni hemen kovalamış takılmış gibi yapıp anahtarı kapmıştım. Adam Neriman abladan çok küçüktü. Önce bir şok geçirmedim desem yalan olur. Sen kendi işine bak ne yapacaksın Neriman ablanın genç sevgilisini.
Kadın zaten on sekizlik kızlar gibiydi. İçi fırtına gibi esiyor ve çok coşkuydu. Elli yaşında bir adam Neriman ablayla baş edemezdi.
Üst kata çıkıp kapının önünde durdum. Tüm odaların kapısı açıktı. Mağara adamının odasının kapısı bile kilitli değildi ama bu oda kilit altında tutuluyordu. Kameradan görüp gelmesin diye hemen anahtarları denedim. Kilit açma sesi geldiği zaman vücudumdaki adrenalin seviyesi tavan yaptı. Belki de kaçış biletim bu oda olurdu.
Hızlıca odaya girdim. Odada portre ve figür resim örneklerinden tablolar vardı. Sadece bir kadın resmedilmişti. Kadın çok ruhsuz duruyordu. Portre resimlerin hiçbirinde gülmüyordu, sevecen bir yanı da yoktu.
Figür resimlerde kadın gelinlikle ve elinde çiçek yerine kanlı bir kalp vardı. Tüm resimlerde ciddi duruşunu bozmamıştı. Bir resimde kadının kalbi olması gereken yer oyuk şeklinde boş bırakılmıştı.
Bu adamın kalplerle bir derdi var! Bir de bu resimdeki kadınla...
Şaşkınlıkla etrafı inceliyordum. Odada resim görmeyi beklemiyordum.
" Bu kadın kim " diye kendi kendime fısıldadım.
" Bu odaya nasıl girdin "
Sesle sıçrayıp elimde sıkıca tuttuğum anahtarı düşürdüm.
Demek mağara adamı beni bulmuştu. Tüm cesaretimi toplayıp arkamı döndüm. Yüzü gözü dağılmış, siniri yerinde kapının önünde bana bakıyordu. Beni tek elle parçalayacak birazdan.
" Anahtarla "
Aslan gibi burnundan derin nefesler alarak bana bakıyordu. Yanıma gelip kolumdan tuttu. Beni kendine çekmesiyle vücudum ona yapışmıştı. Eli belimde beni kendine bastırıyordu. Karnıma bir kabarıklık temas edince telaşlanmamak ve korkumu belli etmemek için yumruklarımı sıktım.
Zaten çok utanıyordum. Utancımı saklamak için sinirli davrandım. Sinirliydim ama daha fazla utanıyordum.
Kafamı kaldırıp aynı cesaretle yüzüne baktım. Gözlerinde keyif pırıltıları dans ediyordu. Kafa tutmam onu eğlendirmişti.
" Bir daha bu odaya girersen... "
" Hep tehtid, hep tehtid. Hiç icraat görmedik " dedi Ava. Görmedik mi der gibi ona baktım.
" Ne yaparsın "
" Aklının alamayacağı şeyler, küçük kız "
Kafasını biraz daha indirse beni öpebilirdi. Nefeslerimiz birbirine karışmıştı.
Beni omzuna atıp birden kapıya doğru yürüdü.
" Ne yapıyorsun bırak beni ... Sana diyorum mağara adamı "
Sırtına vurarak bağırmaya başladım. Kalbim hızla çarpmaya başladı. Yaptığı şeyin beni korkutması gerekirken heyecanlandırmıştı. Biraz da korkmuştum. Beni tek elle parçalanabilir bu adam.
İlkel ve kaba biriydi. Kendine sahip çık Seran yoksa bu adam sana sahip olacaktı. Eli eteğimin altında baldırımdan yukarıyı sıkıca tutmuştu. Sırtına darbe indiriyordum ama tınlamadı. Geçen gece eli yukarıda ...
Tam sırası zaten geçen geceyi hatırlamanın.
Beni şimşek hızıyla yatağa attı. Sırtımın yatağa değmesiyle onu üzerimde buldum. Kollarımı tutmuş üzerime oturmuştu. Burnunda ve yanağındaki iz onu daha korkutucu yapıyordu.
" Beni özledin mi küçük kız "
Üzerime eğilmiş boynuma nefesini üflüyordu. Sesi içtiğim afrodizyaktan daha etkiliydi. Derinden gelen sesi sert ve kendinden emindi.
Kendimi ona bastırmamak için direniyordum. Boynuma küçük bir öpücük kondurup üzerimden kalktı. Çok çevik ve hızlı hareket ediyordu. Bacaklarıma bakınca hemen açılan eteğimi diz kapaklarıma örttüm.
" Beni zorlama Seran "
" Bu oyunu sen başlattın Uğur "
" O zaman başladığım işi bitirmek bana düşer küçük kız "
Onun odası olduğu için kalktım yataktan. Kapıyı kilitleyip bana döndü.
" Ne yapıyorsun ? "
" Artık bu odada uyuyacaksın "
" Saçmalama "
Bana tek kaşını kaldırıp baktı.
" Ben bu odada kalmam "
" Seçme şansın yok "
" Sen nerede kalacaksın peki "
" Burada "
" Çok mantıklı " dedi Ava.
Önümden geçip banyoya ilerledi. Anahtarı cebine koyup banyoya gitti.
" İstersen bana katılabilirsin " kapıyı kilitlemeden hafif aralık bırakarak içeriden bağırdı. Yanaklarım yanmaya başlamıştı. Bu odada kalamam. Beni daha fazla aşağılamasına izin veremem.
Demek beni davet edersin. Davete icabet etmek gerekir öyle değil mi? Etrafıma bakarak elime alıp ona fırlatacağım bir nesne aradım. Yatağın yanındaki komodinin üzerinde duran abajuru elime aldım.
Bu işimi görür. Su sesi gelmeye başlamıştı.
" Seni adi mağara adamı yaaaaa "
Saldırıya geçip kapıyı sonuna kadar açtım. Bağırarak içeri girip pantolonu aramaya başladım. Gözlerimi yarım kapatmıştım. Tam açıp bakınca suyun açık olduğunu mağara adamının giyinik hâlde kollarını bağlayarak lavaboya yaslandığını anladım.
Bir bana birde elimdeki abajura bakıyordu.
" Senden daha iyisini beklerdim. "
" Başka bir şey bulamadım. "
Hemen kapıya doğru hareket edecekken beni tuttu. Sırtım göğsüne yapışmıştı.
" Her yaptığın hatada bana daha yakın olmak zorunda kalacaksın. Senin cezan bu. Şimdi de aynı yatakta yatacağız. "
" Rüyanda görürsün seni Mağara adamı "
" Ne kadar tatlı dillisin küçük kız "
" Bırak beni "
Bırakmadı. Ne mi oldu? Kollarımı ve ayaklarımı bağlayıp yatağa yatırdı.
" Beni böyle susturamazsın, elimden çekeceğin var. "
" Bu hâlde bile cesurca konuşabiliyorsun, ne kadar da aptalca. Sana yapacaklarımdan korkmuyor musun ? "
Korkuyorum.
" Hayır, korkmuyorum. "
" Etkilendim. "
" Umrumda değil "
Dolaptan kıyafet alıp banyoya gitti. Kapıyı kapatmıştı bu defa. Onu rahatsız etmek için avazım çıktığı kadar bağırdım. Karga sesimle şarkı söylüyordum. Dakikalar geçmiyordu.
Banyodan sadece eşofman altıyla çıktı. Omzunun geniş olduğunu biliyordum ama böyle çıplak çok daha heybetli duruyordu. Tüysüz göğsü kaslıydı. Baklavalarını sergiliyordu mağara adamı.
Saçlarını havluyla kuruturken kasları geriliyordu. Kolları bile kaslıydı adamın.
" Çok mu beğendin ? "
" Hııı "
" Dilin tutuldu, az önce bağırıyordun "
Kafamı çevirdim. Ona cevap vermeyecektim. Battaniyenin altına gelip ışığı kapattı.
Yanımdaki sıcaklığını hissedebiliyordum. Elim ayağım bağlı olduğu için dönemiyordum.
" Aç ellerimi "
" Beni azdırma bebeğim çok yorgunum, üstelik sende ilgimi çeken pek bir şey yok. İlgi çekmeye çalışma "
" Seni adi çöz ellerimi. "
Çenemden tutarak beni kendine çekti. Nefesi yüzümdeydi.
" Tek kelime daha edersen cezan artar ve inan bana ne olduğunu bilmek istemezsin. Tek bir lanet olası kelime daha edersen bunu yaparım "
Hani ilgini çeken bir şey yoktu diyecektim az daha.
Karanlıkta yüzünü göremiyordum ama sesi çok ciddiydi. Beni o odada gördüğünden bu yana öldürmek ister gibi bakıyordu. Fazla mı zorladım acaba? Daha önce benimle bu kadar sert konuşmamıştı. O kadın kim? Kıpırdayıp duruyordum ama hiç oralı olmadı. Tam konuşacağını hissettiğimde sakince durdum.
" Az değilsin Seran "
" Biliyorum Ava çok sağol "
Yastığa kafasını koyup nefesi düzene girene kadar o kadını, bu yaşadıklarımı düşünüp durdum. Sonunda bende uykuya yenik düştüm.
Sabah uyandığımda ellerim ve ayaklarım bağlı değildi. Yatakta tek başıma uyandım. Banyodan ses gelmiyordu. Hızla yataktan kalkıp koridora çıktım. Odama girince orada bir adam duruyordu. Tanımadığım ama koruma olduğunu düşündüğüm adam bana döndü.
" Yenge bende seni arıyordum "
Yenge mi? Beni neden arıyor?
" Arkadaş kamera sistemini sadece beş dakika tutabilir. Çetin abinin selamını getirdim. Korkmamanı ve seni buradan çıkaracağımızı söyledi. "
" Çetin mi? Sen onun adamı mısın? Yaşıyor mu, nasıl? Neden ... "
" Yenge sakin ol zamanım yok. Buraya geldiğim zaman seni bulamadım. Sadece endişelenme ve benden haber bekle. "
Kafamı salladım. Çetin yaşıyor, ölmedi.
" Çıkmam lazım merak etme fırsatını kolluyoruz seni Çetin abiye götüreceğiz "
Kapıyı açıp koridora baktı. Kimse olmayınca hemen bana selam verip aşağı indi. Çetin beni buldu ve kurtaracak. Kalbime dolan sevinçle çığlık atıp dans etmemek için kendimi zor tuttum.
Çetin yaşıyor. Bu hayatta ki tek kardeşim yaşıyor ve buldu. Ağlamamak için kafamı kaldırdım. Mutluluktan bile ağlamak istemiyorum.
Neşeyle banyoya gidip kapımı kapattım. Duş alıp mağara adamıyla karşılaşma vaktiydi. Çetin yaşıyor, birlikte dünyaya meydan okuduk, bizi kimse yıkamaz.
.
.
.
( UĞUR )
"Şüphe etmedi mi?"
" Yok efendim, sorgulamadı bile "
Bu kız nasıl bu kadar saf olabiliyor?
" Güzel, ben sana söylediğim zaman tekrar iletişime geçeceksin Seranla. "
" Tabi efendim "
" Çıkabilirsin " kafasını sallayarak çıktı.
Attığımız oltaya Çetin düşmüştü. Seranı kurtarmaya Kars'a gelmemiş adamlarını göndermişti şerefsiz. Yakalanan adamları sorgulanmıştık. Çetin pisliğin tekiydi onun suçları katlanarak önümüze geliyordu ama kimse Seran hakkında bir şey bilmiyordu.
Herkesin tek bildiği Çetinin Seranı sevgilisi olarak tanıtması ve onun gücünü kullanmasıydı. Kadının arkasına saklanmış bir adam. Seran bakireydi bundan kesinlikle emindim. Öyle bir adam elinin altındaki sevgilisini sikmeden bırakmazdı. Sevgili olduklarına ihtimal vermiyordum. Belki de sadece yüzeysel bir durumdu.
Seranın Çetine olan bağlılığı da ortadaydı. Evinde bulduğumuz eşyalarda birlikte çekildikleri bir fotoğrafta kan bağına ihtiyacımız yok yazıyordu. Kardeş, kardeşim gibi kelimeler kullanmıştı hediye paketlerinin üzerinde.
Nasıl bir oyun bu? Kafamı ellerimin arasına aldım. Çözmem gereken tonlarca konu varken ben sevgilisi mi kardeşi mi diye takmıştım. Kalbimde bir yerde Seranın o adamın sevgilisi olmadığına ve masum olduğuna inanmak istiyordum.
Gözümün önüne parmağı koparılmış, dövülmüş ve yüzüne kezzap dökülmüş kızlar geldi. Suçlu kim olursa olsun bedelini ödeyecekti. Serana karşı yumuşamak kesinlikle zararıma olurdu. Masum görünebilir ama bu gücü Çetine o verdi. Bütün yaşananlarda onun da payı var...