Saatler öncesi Deniz...
-Bu gece bir şeyler yapalım mı?
Aklım hala Hazan ile konuştuğumuz konuda olduğu için Sinem'in ne dediğini kaçırdım. En son bir şeyler yapalım mı dediğini duydum. Şu Gökhan konusu kafamı fazla meşgul ediyor.Merkezden ayrılma gibi bir düşüncem olmadığı için "Başka zaman yapsak."dedim.
Sinem benim hem görev arkadaşım hem kız arkadaşımdı. Üç yılı tamamlıyoruz. Onu güçlü olduğu kadar benimle aynı kafada olmasını seviyorum. Birlikte vakit geçirmek kadar, işimizi yapmayı da seviyoruz. Ondan bu güne kadar hiç bir şey gizlemedim. İlk defa küçük bir kızın hayatı tehlikede diye istisna yapıyorum. Açıkçası bu durum hiç hoşuma gitmiyor. Sinem zeki bir kadın olduğu için bir şeyden şüphelenirse olanı biteni anlamadan durmazdı.
-Deniz sen iyi misin? Son bir kaç gündür biraz acayip davranıyorsun.
Rahat olmaya çalışıp bana dikkatle bakan sevgilime döndüm.
-İyiyim canım. Ne gibi bir sıkıntı olabilir.
-Hala aklın şu son operasyonda sanki.
Yine sinirlenmiştim,ama belli etmek istemedim. Toparlanıp "Hayır tabi ki de,o nereden çıktı?"dedim.
-Kızının peşine polis takıp evin önünden ayrılmamak nereden çıktı? Daha o konuyu konuşmadık.
-Uzatmasak artık bu konuyu.
Konuşmamak için önünde ki dosyaya tekrar baktım. Kapı çalınca "Gel"dedim.
-Selam abi müsait misin?
Buğra'yı karşımda görünce şaşırdım. Yani habersiz geldiği olmazdı. Yüzünde bir telaşı olduğu belliydi.
-Tabi gel kardeşim.
-Hoş geldin Buğra.
-Selam Sinem nasılsın?
Sinem bana bakıp "İşte bildiğin gibi."dedi. Şunu yapmasa olmuyor. İkisi oturunca Buğra da bana baktı.
-Biraz vaktim var mı? Seninle bir şey konuşmam lazım.
Özel konuşmak istediğini anlamıştım. Sinem ayağa kalkıp "Ben sizi yalnız bırakayım."dedi. Çıkınca Buğra'ya baktım.
-Hazan'ın yanından geliyorum.
Daha sabah ayrılmıştık. Kardeşimle neden buluştuğunu merak ettim.
-Neden buluştunuz?
-Sana bir şey iletmemi istedi. Seninle direk konuşursa tehlikeli olabilirmiş. Gökhan diye biri ile gitme konusu varmış. Kabul etti dedi. Bundan sonra ne yapacağınızı sordu.
Demek ikna etmişti. Aslında birine hemen güvenmem, ama Hazan bana güven vermişti. Gerçekten kardeşi dediği kızla mağdur olmuş biriydi.
-Abi Gökhan kim? Bu kızın başına bir şey gelmesin?
Kardeşime baktığımda telaşla beni izliyordu. Gülümseyip "Küçük kızı fazla düşünüyorsun Buğra."dedim. Kardeşim de benim gibi onu küçük bir kız gibi görüyordu. Tecrübesiz ve tehlikeli cesaretler gösterme yaşında. Bir babası olduğunu biliyorum, ama hiç ortaya çıkmadı. Yalnız kalmış biri gibiydi.
Buğra sitemli bana bakıp "Abi neden söylediğimi biliyorsun. Kız başına bu işlere karışması normal mi?"dedi.
-Sen merak etme ,ben onu koruyacağım.
-Dediğin gibi olur inşallah.
Küçük kızı rahatlatmak için "Sen bana telefonunu ver bakalım. Arayıp haberini aldım diyeyim."dedim. Buğra telefonu verince Hazan ile kısa bir konuşma yaptım. Madem bu adamlar birbirlerini bulacak bizde onları bitirelim.
-Şimdi ne olacak?
-Bekleyeceğiz Buğra. Yalnız bu olayı kimse bilmiyor. Bir tek amire anlattım. Sende kimseye söyleme. Özellikle Sinem'e anlatma lütfen.
Şaşkın bakıp "Ona neden anlatmadın?" dedi.
-Hazan kimse bilmesin dedi. Hem Sinem ile o konuyu konuşunca yine kavgaya başlıyoruz.Hazan ile ilgilenme konusunda fazla takıntılı oldu.
-Kız kıskanç sonuçta.
Buğra'ya ciddi bakınca "Ne var abi. Kız kıskanıyor."dedi. Ayağa kalkıp "Küçücük kızı kıskanacak ne var? Hem ben işimi yapıyorum. O da yapacak o kadar. İşle ile ilişkiyi bazen fazla karıştırıyor."dedim.
Buğra ayağa kalkarken "Ben anlamam o konulardan."dedi. Ne zaman aşk konusu açılsa ben anlamam deyip sıyrılıyor. Hayır hayatına birini almadığı gibi kızlarla da ilgilenmiyor. Bir ara Vedat beyin torunu Leyla bizim oğlan ile baya ilgilenmişti,ama kıza yüz vermedi. Konuyu uzatmamak için "Tamam bakalım. Sana teşekkür ederim. Benim amirimin yanına gitmem lazım."dedim.
-Tamam bende çıkıyorum. Bir şey olursa bana haber ver.
-Veririm.
Kapıdan çıkınca Buğra'yı uğurlayıp amirimin odasına yürüdüm. Kapıyı çaldığım gibi "gel" sesi ile içeri girdim.
-Amirim gelişme var.
-Gel Deniz dinliyorum seni.
-Hazan'dan haber geldi. Gökhan onu da alacak. Bizde takipte olacağız.
-Bu güzel gelişme. Hazır bekleyin o zaman. Her an gitmek zorunda olabilirsiniz. Çocuklar hazır mı?
-Ben halledeceğim amirim.
-Bu sefer bu adamları kaçırmayalım.
-Tamam amirim. Ben izninizi istiyorum.
Odadan çıkınca memurlardan birini durdurdum. "Bana Can'ı gönderin." Odama geçip oturduğum gibi Can girdi. Can ile iki senedir birlikte görev yapıyoruz. Deli dolu ve cesaretli bir çocuk.
-Buyurun komiserim, beni çağırmışsınız.
-Can arkadaşları hazırla. Bir operasyon yapacağız. Hazır beklesinler. Ne zaman çıkacağımız belli değil.
Şaşkın ve merakla bana baktı. "Kime operasyon yapıyoruz?" Can her zaman sadık biri olmuştu. Şimdi bütün işi hazırlayan o olacağı için "Gökhan'ı yakalayacağız bu sefer,ama kimse bilmesin"dedim. Can heyecanla "Bu kadar çabuk mu? Nasıl oldu bu komiserim?"dedi.
-Hazan çözüldü. Kız bu işe zorla girmiştir demiştim sana. Haklı da çıktım. O kız oraya ait değil. Bize yardım edecek.
-Bu çok güzel haber. Tamam bu iş bende. Her şeyi ayarlıyorum ve kimse bilmiyor nereye gittiğimizi.
Heyecanla odadan çıkarken sabırsızlanmaya başlamıştım bile. Günler sonra ilk defa rahat bir nefes alacaktım.
Saat gece yarısını bulduğunda hala merkezdeydim. Buğra ile konuşup evdekileri hallet dedim. Annem yine gelmiyor musun sorusuna başlamıştı. Sinem neden çıkmıyoruz diye gezinip başımda bekliyordu.
-Deniz neyi bekliyoruz?
Kaçıncı kez aynı soruyu sormuştu. "Sinem işim var. İstiyorsan sen git canım."
Dediğime bozulup "Beni başından atmaya çalışıyorsun galiba. Hatırlatırım komiser yardımcısı oluyorum."dedi. Gerginliğim bekledikçe artıyordu zaten. Belirsiz olan her ey beni rahatsız ederdi. Üstüne Sinem zorlayınca çekilmez oluyordu.
Can sen git ben hallederim dedi,ama biraz daha beklemek istiyordum. Kapı çalınca "Gel"dedim. Sinem araya biri girdiği için rahatsız olmuştu. Benim için tam aksine iyi zamanlama olmuştu.
İçeri giren memur "Komiserim bir bakabilir misiniz?"dedi. Neden diye sormadan hemen kalkıp odadan çıktım. Zaten kaçacak yer arıyordum. Dışarı çıkınca "Konu neydi?"dedim.
-İmza lazımdı komiserim. Birde bakmanız gereken şeyler vardı.
-Tamam halledelim.
Memuru takip edip önüme koyulan dosyalara baktım. Her birine imza attım. Saate bakmak için elimi cebime attığında telefonum yoktu.
-Hay aksi...
-Bir şey mi dediniz komiserim?
-Hayır, bitti mi?
Bir kaç tane daha koyup "Bunlara da bakarsanız bitti "dedi. Hızla bakıp bir an önce odaya gitmem lazımdı. Hayır telefonu nasıl unuturum?
Sonunda işim bitince hemen odaya yöneldim. İçeri girdiğimde Sinem ayaktaydı. Göz göze geldiğimizde sinirli gibiydi. Bana doğru yürüyüp "Ben gidiyorum."dedi.
Tamam odadan çıkarken de sinirliydi, ama şimdi ne oldu anladım. Sinem'i sonraya bırakıp telefonumu aramaya başladım. Masanın üstünde duruyordu. Arama var mı diye baktım, ama hiç bir şey yoktu. Hazan'ı arasam mı diye düşündüğümde saat biri geçmişti bile. Şimdi kızı rahatsız etmek saçma olurdu. Zaten bir şey olursa beni arar diye düşünüyorum. Can'ı arayıp "Ben çıkıyorum. Bir gelişme olursa geri gelirim."dedim.
-Tamam komiserim, her şey hazır zaten.
-İyi geceler.
Eşyalarımı toplayıp ofisten çıktım. Anlaşılan bu gece bu buluşma olmayacaktı.