İBO’DAN… Hayatımda çok mutlu olduğum anlar vardı. Bir de mutlu olduğumu zannettiğim anlar. Mesela Börteçine’ye seçilmek mutlu olduğum bir andı. Eda’yı sevmek mutlu olduğumu zannettiğim bir an. Sevdim Allah şahit çok sevdim lakin sanırım içeride bir yerlerde beraber olacağımızı biliyormuşum ki onu sevdiğim anlarda bile şimdi ki gibi hissetmiyordum. Sibel! Canımın en içi. Canımın en özü. Ben kendimce Eda’yı severken sevginin böyle bir şey olduğunu zannediyormuşum. Yani demem o ki peşinden koştukça ve o beni ittikçe naz ettiğini. Hayır sevmek öyle bir şey değilmiş ki. Sevmek gözünün içine bakarak seni merak eden birinin olmasıymış. Sevmek narkozdan ayılırken “Ben onu sevmiyorum” diye bağıran birine körü körüne bağlanmak değilmiş. Yaptığın her işte “Canın yanmasın” diyen birinin olmasıymı