Zerya / Terk edilen aşiret gelini
BORAN Ağa
Eteğinin altına elimi kaydırıp, iç çamaşırının ince kumaşını hissettiğimde Zerya’nın nefes alışı hızlandı. Teni çok güzeldi.
“Boran… dur lütfen,” dedi fısıldayarak.
Ama durmaya niyetim yoktu. Onun bana karşı koyuşu, sadece beni daha fazla tetikliyordu. Ellerimle bacaklarını ayırıp, vücudumu daha da yaklaştırdım. Dudaklarım boynuna indiğinde Zerya’nın inlemeleri kulaklarımda yankılanıyordu.
Ellerimle onun iç çamaşırını kenara çekerken, Zerya’nın gözleri kapandı. Islaktı… Demek ki yeterince hazırdı. Düşmanımın karısı şu an altımda zevkten yanıyordu. Çetin karısıyla yattığımı öğrendiğinde yüzünün ifadesini görmek istiyordum. O tuttuğu ajanlarla ihaleleri elimizden alırken ben onun karısını altıma almıştım.
Zerya’nın gözlerine baktığımda, içimde ona karşı hem nefret hem de merak vardı. Yasak topraklarda dolaşıyordum. Onun içine girmek için sabırsızlanıyordum. Çetin’in karısı olduğunu söylemesini bekledim, son ana kadar ama o sadece kendini bana bırakmıştı.
Aramızdaki havluyu çekip aldığımda aramızda sadece Zerya’nın üstündekiler kalmıştı. “Bunu yapmamalıyız, ikimiz birbirimize uygun değiliz,” dedi nefes nefese.
***
GÜNLER ÖNCE
Zerya
Mafyatik kocam Çetin tam bir ay önce İstanbul’dan İtalya’ya çekip gitti. Döneceğim dedi ama dönmedi. Bir aydır her gün döner dedim ama dönmedi.
Meğerse başka bir kadınla çekip gitmiş… Daha evleneli 6 ay bile olmamıştı.
Kocam beni başka bir kadın için terk ettiğinde çok ağladım. Kendimi çok sorguladım.
Sonra hayatı sorgulamaya başladım. Bir insan evleneli daha 6 ay olmadan neden terk edilir?
Kocama yetersiz mi gelmiştim? Tutkuyla sevişemedim belki de… Ama onun istediği her şeyi yapmıştım. O ise kadınlığıma elini bile sürmediği halde ben onun isteklerinde itaatkar davranmıştım.
Gözyaşlarımı silip aynaya baktım. “Ağlamayı bırak ve hak ettiğin aşkı bul. Daha yirmi yaşındayım, beni terk eden kocamın yasını daha fazla tutmayacağım! Herkes ikinci bir şansı hak eder. O şansı başkasından istememe gerek yok. Ben kendi şansımı kendim bulurum! Yürü kız Zerya, kim tutar seni!”
Daha resmen boşanmamıştık. Eğer bir yerlerde tutan beddualarım yüzünden ölmediyse kocam, muhtemelen sevgilisiyle şu anda İtalya’da alem yapıyordur.
Peki beni tutan ne? Atmış olduğumuz o imza mı? Yoksa kalbimin hala onun için acımasından dolayı mı eve kapanmış salya sümük ağlıyorum. Tamam son günlerde artık ağlamayıp ana avrat sövüyorum.
Sebep ne olursa olsun, bu geceden itibaren bambaşka bir kadın olacağım. Bunun için ilk adımı telefonu elime alarak attım.
Sahte bir isimle i********: hesabı açtım. Profilime kelepçe resmi koydum.
Keşfete göz atmaya başladım. Aradığım neydi bilmiyorum ama kaydırdığım reels gönderiler içinde bir anda onu gördüm.
Ünlü bir iş adamının hesabıymış. En azından milyon takipçili olacak kadar ünlü.
Zaten cevap vermez diyerek mesaj kutusuna tıklayıp ilk mesajımı attım.
Gizli_İhtiras: Bu kaslar protez ve fabrikanda üretildi değil mi?
-Fabrikanın seri üretime geçip tüm erkekleri senin gibi kaslı yapması lazım
-Aslında kaslı erkekler ilgimi çekmez ama senin kolları görünce oha deyip düştüm
-Beni kaldırabilecek kol kuvvetin var mı? Yoksa kol kasların gerçekten şişme mi?
Cevap gelmedikçe daha çok saçmalamaya başlamıştım. Yatağımda uzanıp ekrana boş gözlerle bakmaya devam ettim. Gizli İhtiras adına cevap vereceği varsa da cevap vermez adam.
Ve son mesajı da yazdım.
-Kol kasların şişmeyse aletinin de bir şeye benzemediğine eminim. 1 Milyon kadın takipçilerini aldattığın için seni dava edeceğim
Telefonu elimden bırakmıştım ki ekranın ışığı parladı.
Görüldü. Okudu mu yani?