PINAR
Karanlıkta yüzünü seçemediğim adam Gökhan Hanoğlu 'dan başka kimse değilmiş. Beni zorla arabasına bindirdi ona karşı olan direnişlerim boşuna gücüm yetmiyor ne olduğunu anlayamadan arabanın koltuğuna yatırdı. Üzerime çıkması ile yüzlerimiz bir birine o kadar çok yakındı nefesi dudaklarımı okşuyor. Kalp atışım istemsiz hızlanmaya başladı yakınlaştıkça yakınlaştı dudaklarıma temas edeceği sırada gözlerimi kapatıp başımı diğer tarafa çevirdim. Bir süre bekleyişinin ardından üzerimdeki ağırlığı yerini hafifliğe bıraktı. Göz kapaklarımı hafifçe araladım belli belirtisiz gülümseyişi izledim sinirlenmemek elde değil. Susmam için kendince çözüm bulmuştu oldukça başarılı yerimden doğruldum sus pus oturdum. Onunla göz göze gelmemek için başımı arabanın camına yasladım sessiz nefes alışverişimle dışarıyı izliyorum...
Arabanın kapısı açılması ile başım boşluğa düştü ne ara uyumuştum? göz ucu ile etrafa baktım durduk yere neden bu mekana geldik?
" in aşağı "
Derken tıslaması dinlemeyecektim bu sefer arabadan inmemek için direniyorum tepki vermediğimden sinirlenmişti kolumu kavradığı gibi arabadan indirdi peşinden içeri sürüklerken
" beni götürecek başka yer mi bulamadın? Maksadın eğlence ise ben almayım "
Alaycı konuşmama karşılık vermedi bu mekandan en son ardıma bakmadan kaçmıştım şimdi de beni peşinden sürüklüyor koridorun sonunda bekleyen adama işareti ile kapı açılmasını istedi.
" bırak kolumu sana söylüyorum cevap ver neden beni buraya getirdin? beni nereye sürüklüyorsun? "
kolumu ondan kurtarmaya çalışıyorum kolumu sıkıca sardıkça sardı. Canımı yakıyor merdivenlerden aşağı hızlı adımlarla indik karşımızda bir kapı daha çıktı. Kapının önünde bekleyen adam bizi görmesi ile o kapı sonuna kadar açıldı kolumdan savurarak beni içeri savurdu sendeleyerek yere düştüm.
" mekanıma hoş geldin doğrusu bu odaya girene pek hoş karşılamıyorum "
ne yani bu mekan ona mı aitti? ben o gece onun yatağında mı uyandım? hayır bu olamaz ardından kapı kapanmış ikimizden başka kimse kalmadı. Yanıma yaklaştı kolumdan tutarak ayağı kaldırdı.
" çek elini "
" benden kurtulabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun bu kapıdan kolay, kolay çıkamazsın "
gözlerinin içine bakarak
" senden korkmuyorum buradan elimi kokumu sallayarak gideceğim ve sen asla karşı koyamayacaksın "
Gür kahkahasını attı kiminle dans ediyordum ki? Adamı gözlerimin önünde hiç acımadan delik deşik ettiler. Bana mı acıyacak ya öleceğim ya da dediğim gibi elimi kolumu sallayarak buradan gideceğim. Gülmesinin ardından ciddileşmiş kolumdan tuttuğu gibi kendine çekti. Dişlerinin arasından
“ kimse buradan kolay, kolay çıkıp gidemez hatta kimse sağ çıktığı görülmemiştir “
Kaşlarını çatmış bana bakarken ters bakışımla kafa attım acı içinde başı geriye düştü. Kapıya adım atarken kolumdan yakaladı
“ sen ne yaptığını sanıyorsun? “
“ bırak beni “
Aramızda boğuşmaya başladık ikimizin de pes etmek gibi niyetimiz yok. Lisede boks dersleri almıştım şimdi onun üzerinde deniyorum ama ona pek etki etmiş değil. Benim saldırılarıma karşılık veriyor olması yine de canımı yakmaması normal değil. Direnişim sonunda hamle yaparak yere serdi bedenimi ters çevirdi üzerime ağırlığını vermiş kollarımı arkada birleştirdi.
“ bu kadar eğlence yeter artık direnmeyi bırak “
Üzerimden kalktı o sıkıca tuttuğu kollarımı, bende direnmeyi bırakmıyorduk. Bileklerimi bağlarken zorluk çıkardım burnundan soluyarak bağlamayı başardı. Sandalyeye oturmamla yüzündeki kanları temizledi bileklerimdeki ipten kurtulmaya çalışıyordum.
“ boşuna uğraşıyorsun şimdi ben soracağım sen cevap vereceksin”
Gözlerimi devirdim
“ bu direnişlerine son ver anla artık benim elimden kurtulamazsın ya seve, seve yada… “
Gerisini getirmedi
“ seni öldüreceğim “
Çenemi avuçlarının arasına alarak sıktı
“ kimin mekanında kime kafa tutuyorsun? Karşında Gökhan Hanoğlu var karşımda kadın varmış demem buradan cesedin çıkar”
“ lütfen beni öldürme ne istersen yapmaya hazırım lütfen beni bağışla “
Ciddi yalvarışımın ardından kahkaha atan ben oldum
“ sana yalvaracak değilim kim olursan ol umurumda değil ister öldür ister öldürme ama ben senin canına okuyacağım “
Ona karşı meydan okumam öfkelendirdi
“ anlaşıldı güzellikle yola gelmeyeceksin “
Dışarıdaki adamına seslendi işaretinden ne istediğini anlamış harekete geçti konuşmadan ne istemiş olabilir? Adam önüme içi su dolu büyük kap koydu. Onun işareti ile yine yalnız kalmıştık ne yapacak diye düşünürken birden başımı suyun içine soktu. Nefes alamıyorum başımın üstüne ağırlığını verdi. Başımı suyun içinden çıkardığında nefes almakta zorlandım bir taraftan bileğimdeki ipleri çözmeye çalışıyorum.
“ neden sürekli karşıma çıkıyorsun? Kime çalışıyorsun? “
Sorusuna yüzüne baktım nasıl soru bu? Cevap vermeyince tekrar suyun içine başımı daldırdı. Bir süre sonra geri çekti
“ cevap ver ilk önce arabanla çarptın sonra mekanıma arkadaşlarınla geldin eğleniyormuş gibi görünerek gözlerin hep üzerimde tuttun “
“ nee? “
“ bilmiyormuşsun gibi şaşırmana gerek yok anlayamayacağımı sandın? “
“ asıl saçmalayan sensin “
Cevabımın üzerine başım suyun içinde buldum istediği cevapları alasıya kadar aynı şekilde devam edecek veya benden duymak istediklerinden tatmin olmayacak nefessizlikten ölüp gidecektim.
“ şirketime gelerek ofisimi bastın yalan yanlış söylediklerinle üzerime saldırmaya kalktın beni gördüğünde şaşırmış gibi davrandın aslında bilerek geldin “
“ neye inanmak istiyorsan ona inan “
Başımı tekrar suyun içine hapsetti nefes aldığımda başımı geri çekti
“ ofisimi basmadan önce mekanıma gelerek çok içtin ve sarhoş oldun yada öyle sanmamı istedin sonrada yatağımı ısıtmak için kollarıma geldin söyle amacın ne? Kimin için çalışıyorsun? “
Bu söylediği son nokta oldu tekmemi savurarak iplerden kurtuldum üzerine atıldım. Elimdeki ipi boğazına doladım
“ sen.. sen beni ne sanıyorsun be adam? Başka biri istediği için koynuna girecek o kadınlardan ne de başkasının dediğini yapacak kölesi değilim “
Öfkemi kontrol etmeye çalıştım beni ele geçirmesine izin veremezdim. Sıkıca tuttuğum ipi bıraktım her ne kadar bana söyledikleri nasıl biri olursa olsun asla bir insanın katili olamam geri çekildim.
“ benim üzerime sürekli karabulut gibi çöken, karşıma olmadık yerde çıkan sensin o ihaleden çekilmemi isteyen, mesai saatleri içerisinde personellerim içinde fabrika mı kundaklayan da sendin. Şimdi de karşıma geçmiş hiç bir şeyden haberin yokmuş gibi seni takip ederek tuzağa düşmek isteyen benmişim gibi burada tutsak ediyorsun sırf o ihaleye katılmamam için “
Kendine çevirdi gözlerindeki alev adeta kavuruyor
“ bu söylediklerin doğru değil “
“ sana yalan borcum yok üstelik bildiğin cevapları bana sormana gerek yok “
Durdum sonra devam ettim
“ hatta olanları en başından anlatayım belki sorularına cevap bulursun ben senin araba çarpmadım sabah senin tarafından avukat aracılığı ile tehdit edildim akşamına kırmızı ışıkta geçerek arabama çarptın amacın beni öldürmekti. Seni ilk defa gördüm kazadan sonra mekanına geldim çünkü arkadaşımın doğum günü için burayı seçmişler. Tesadüfen seninle karşılaştım ve gözlerim senin üzerinde falan değildi “
Gözlerimin onun üzerinde olmadığı yalanı söylemek zorundayım bunu söylemezdim. Dikkatle anlattıklarımı dinlerken kolumu çektim
“ o günden sonra sana ait olduğun bilmeden mekana geldim kafamı dağıtmak istedim benim oldukça için kötü bir gündü. Akşama kadar İstanbul sokaklarında dolanırken kendimi burada bulundum. Tek hatam lanet olsun hiçbir şey hatırlamayacak kadar içtim uyandığımda arkama bakmadan çıkıp gittim. “
Kendime bir kez daha kızmıştım
“ fabrikada yangın çıktığını kundaklama olduğunu öğrendim gerçekten lakabının hakkını vermiş günlerdir üzerime gölge gibi düştün bu yaptığın sınırı açtı bu yüzden şirkete geldim ve Gökalp Hanoğlu olduğunu o zaman öğrendim son olarak sen sormadan ben cevaplayım o adamı öldürürken tesadüfen oradaydım şirketten eve giderken arabamın lastiği patladı. Telefonumun şebekesi çekmiyordu Allah ‘ın bir kulu yoldan geçmedi mecburen onca yolu yürümek zorunda kaldım sonrasını biliyorsun “
“ neden sana inanıyım? “
“ bunu bana mı soruyorsun? Amacın o ihaleye katılmamam için saçama sapan suçlama yaparak beni burada zorla tutmaya çalışman “
Anlam veremediğim anlattıklarıma inanmak istemediği bunu bildiği halde neden benden şüphe duyar gibi öfkeli gözlerinin ardından beni yalnız bırakıp gitti…