2.BÖLÜM

2148 Words
Gamzeden... Neler oluyor orada? Bornozlu banyodan çıktım. Çocuklar yine ne istemeye geldi ? Bir rahat yüzü yok bu evde. Kendimi de rahatlatamadım. Dolaşırım artık azgın azgın. - Yine ne istiyorsunuz çocuğum? Yağızzz .... Adam benim yatağıma iki seksen uzanmış. Üstü çıplak altta bir eşofman var bana şov yapmaya gelmiş. - Seni istiyorum. Tıpkı hatırladığım gibiydi sesi. Seksi ağır ağır konuşuyordu. Seni istiyorum derken çocuklara mı bir şey oldu bana ihtiyaçları mı var? Irz düşmanı iki senedir ilk defa evimize aldık. Adam soluğu benim odamda aldı. Bu seni istiyorum derken beni yatağımda kandırmaya gelmiş. - Çık dışarı Yağız. Yataktan kalkıp yanıma geldi. - Beni hâlâ istiyorsun bunu gözlerinde görüyorum. - Sen yanlış değerlendiriyorsun, seni istediğim falan yok. Kolumu tutup beni kendine çekti. Sinirden burun delikleri açılmıştı. - Kimi istiyorsun o sana mesaj atan şerefsizleri mi? İlişkin mi var biriyle, söyle bana diye bağırdı. - Ne mesajı ne saçmalıyorsun sen? Bırak kolumu diyerek onu ittim. - i********: da sana selam, meraba güzelim falan yazan salaklardan bahsediyorum. Hesabından niye benim haberim yok? - Mesajları mı okudun ? Seni adi köpek okul ile ilgili şeyleri takip etmek için açtım. Beni kendinle karıştırıyorsun. Kimseye cevap vermedim ki versem bile seni ilgilendirmez. Bir daha telefonumu kurcalama. - Ben senin kocanım bal gibi de ilgilendirir. - Eski kocam. Oha elleri titriyor. Çok mu üzerine gittim? Tamam sakin ol birazcık kocam sayılırsın. Sonuçta eski falan ama kocam yani değil mi ? - Çocuklarının babasıyım ve okumanı da i********: açmanı da o şerefsizlerin sana mesaj atmasını da istemiyorum dedi dişlerinin arasından. Hoşt derler adama. - Buna sen karar veremezsin dedim aynı sinirle. Az önce adamı sakinleştiriyordun niye bağırıyorsun? Hiç dilinin ayarı yok at adamı yatağa kendini de sakinleştir onu da. Sinirle bilinçaltıma da bir terlik fırlattım. Zaten kendimi zor tutuyorum kendimi bir sal beni. Benim derdim bana yetiyor. - Çocuklar evde tek mi kalacak ? Allah aşkına Ziya hayal dünyasında yaşıyor. Telefon tablet çocuğun bildiği başka bir şey yok. Ayşe desen konuşmuyor doğru düzgün kızın tek yaptığı kitap okumak. Emine desen o kadar yaramaz ki Ziyayla birgün evi başımıza yıkacak ama senin tek derdin üniversite okumak, milletin adamlarıyla konuşmak. Elleri titreyen bendim şimdi. - Bütün çabam çocuklarıma iyi bir anne olabilmek. Beğenmiyorsan bundan sonra sen bakarsın. - Ben öyle... - Çık dışarı! - Gamzem. - Çık dışarıııı! Onu iterek odamdan kovdum. Gözlerindeki acı ve keder benim ki gibi olamazdı. Ağzından çıkan kelimeye dikkat edecekti. Beni böyle üzmeden önce düşünecekti. İlk zamanlar bana kötü bir şey söylememek için odadan çıkardı şimdi pervasızca konuşur olmuştu. Çocukların sorunları vardı biliyorum ama herkese yetişmek için ne kadar uğraştığımı bilmiyor muydu? Beni bunlarla nasıl itham ederdi. Kapıyı kapatıp odanın içine ilerlerken çıkarıp attığı tşörtünü gördüm yerde. Elime alıp kokladım. Zengin bebesi hâlâ o kadar güzel kokuyordu ki toprak istediği yağmura kavuşmuş gibi. Tşörtü alıp göğsüme bastırdım. Serbest kalmak için bekleyen gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. Seni çok özledim Yağız. Onun tşörtüne sarılıp ağlayarak uyudum. Biz ne zaman bu hâle geldik Yağız ? . . . (Yağız) Dilim kopsaydı. Onunla aramızı düzeltmek için gittim her şeyi berbat ettim. Onları söylemek istemedim ama odaya girip telefonuna bildirim gelince dikkatimi çekmişti. Telefonu elime alıp instagramdan abuk subuk adamların ona yazdığını görünce gözüm döndü. Onu yumuşatıp konuşmak için gittim odadan kovulmuş hâlde geri döndüm. Amacımı neden anlamıyordu ya da ben anlatamıyordum. Evde üç çocuk zaten çok yoruluyor. Okul onu yormaktan başka ne işe yarayacaktı. Paraya mı ihtiyacı vardı çalışmak istiyorsa hangi pozisyon olursa ben ona iş veririm. Gelsin iki saat çalışıp evine gitsin. Bu kadar yorulursa sağlığından olurdu. Ben onlar için çalışıyordum. Kaç senedir bir hayatım yoktu. Onlar hiçbir şeyin eksikliğini görmesin diye uğraşıyorum. Ona bir şey olursa ben ne yaparım? Sinirlerime hakim olmak için mutfağa doğru yol aldım. - Seni kovdu mu? - Tövbe ... babaanne sen uyumuyor musun? - Bunca acıya, ağrıya uyku gözüme girer mi oğlum? Gel yanıma seveyim seni biraz. Koltuğun altına oturup kafamı kucağına koydum. - Kırk yaşına geldim babaanne. Biri görürse rezil olurum dedim ona takılarak. - Sen hâlâ küçük bir sıpasın benim gözümde. Saçlarımı okşayarak konuşmaya başladı. - Bir gece deden beni kıskanıp kapının önüne atmıştı. Gidecek yerim yok, karanlık, nereye gideyim. Şimdi ki gibi değildi gece vakti evli bir kadın kimin evine gitse adı çıkardı. - Dedem bunu sana nasıl yapar?Sinirden yine tepem atmıştı. İnsan karısını nasıl kapı dışarı eder? Erkek adam çok sinirlenince kendi çıkar karısına ses etmez. Ailenin erkekleri olarak hep bir şeyleri yanlış yaptık. Ben nerede yanlış yaptım? - Beni istemedi önce. Ben sabaha kadar kapıda bekledim. Sabahın ilk ışıklarıyla kapıyı açtı. Sen gitmedin mi diye bağırdı. Ben de yok burası benim evim gideceksen sen git dedim. Deden kıymetimi anladı ama bir ömür çektirdim bu yaptığına. Az koşturmadım peşimden. - Çok fenasın babaanne. - Sen de fena ol oğlum. Karın seni kapıdan kovuyorsa sana o kapıda oturup beklemek düşer. Biz sizin gibi her kavgada ayrılsaydık kırk sene aynı yastığa baş koyar mıydık? - Babaanne biz boşandık. Gamze beni istemiyor. - Sen o kapıda bekle, sarı kız seni seviyor mutlaka açacaktır. Bir de diline sahip çık eşeğin oğlu diyerek kafama vurdu. Uzun zaman sonra yüzüm gülmüştü. - Tamam babaanne. - Hadi karının yanına hadi. İtiraz edecektim ama sultanım kabul etmiyorum bakışı atıyordu. Gamze dedem gibi değil babaanne. Kadın sinirlenince içinden ejderha çıkıyor bir de ateş püskürüyor. Şimdi söylesem korkuyorum sanacak. Yani korkmuyorum ama benim karım öyle nazik uslu bir kadın değil. Vurdu mu morartıyor. Ben o hallerine düştüm. Beni öyle etkiledi pastırmam. Belki kapıyı kilitlemiştir şimdi karşılaşmayız ümidiyle kapıyı yokladım. Kapı açıktı. Gazam mübarek olsun Gamze bu sefer beni öldürecek. Parmak uçlarında odaya girdim. Karşılaştığım manzarayla beynimden vurulmuşa döndüm. Odaya gelip fırlattığım tşörtüme sarılmış yatakta uzanıyordu. Bornozlu bir şekilde uyumuştu. Bu hâlâ beni sevdiğinin işareti mi? Yüreğime dolan ümit kırıntısıyla yavaşça yanına uzandım. Bornozundan taşan göğüslerine bakmamak için direniyordum. Şimdi onun sırası değil. Ona da sıra gelecek ama ... Üzerimizi örtüp ona sokuldum. İlk defa bir kadının yatağına girmiş gibi heyecanlıydım. Kalbimin sesi kulaklarımda çınlıyordu. Bana doğru dönünce elimi kafasının altına koydum. Bornozun açılmasıyla o güzel bacakları bana göz kırpıyordu. Uyansa ayrı dert uyusa ayrı dert. Gamze niye bu kadar zor birisin ? Bana sokulunca ben de iyice üstümüzü örttüm. Kafamı yastığa koydum. Onun kafası göğsümdeydi. Nefesini sesli bir şekilde içine çekti. - Yağızzzzzz Uyandı mı? Şimdi olmaz, şimdi olmaz. Bana daha fazla sokulup bacağını bacağımın üstüne attı. Yaptığı hareketler beni tahrik ediyordu. Aletim onunla aynı yerde olduğumuzun farkındaymış gibi uyarılmıştı. Ben nefes almaya bile korkuyordum. Sabaha kadar uyumak istemiyordum. Sadece onu izledim. Biraz kilo almıştı. Ona çok yakışıyordu. Göğüsleri şişmiş ellerimi dolduracak kıvamdaydı. Yumuşak kıvrımları beni delirtiyordu. Üstelik o poposu iyice göze çarpıyordu. Gördükçe onu altıma çekip şaplak atmamak için kendimi zor tutuyordum. Mavi gözlü, masum yüzlü pastırmam tam bir cadıydı ve beni arzuyla kıvrandırıp deli ediyordu. Aklımı başımdan aldın. Bitsin artık bu hasretlik. Uyumamak için çok direndim. Sabaha kadar onu seyretmek istiyordum. Uçak yolculuğu beni yormuştu. Ne zaman uykunun kollarına bıraktım bilmiyorum... . . . (Gamze) Bu adam beni böyle uyandırmaktan ne zaman vazgeçecek. Sürekli popomu sıkıp duruyordu. Kendimi ona bastırıp ahh çektim. Burnumu onun göğsüme gömüp kokusunu içime çektim. Göğsü sevdiğim gibi çıplaktı. Burnumu öpüp daha çok sarıldı bana. Gülümseyerek ona daha çok sokuldum. Kendimi ona bastırdığımda şişmiş aleti bacak arama değiyordu. Islanmış ve uyarılmıştım. Farkındalıkla gözlerimi sonuna kadar açtım. Bu rüya veya hayal değildi. Yağız kanlı canlı yatağımdaydı. Sıcaklığıyla beni sarmıştı. - Gamzem ... tekrar popomu sıkıp kendine bastırdı. İnlememek için dudağımı ısırdım veee dün geceyi hatırladım. Saçlarımı öpmek için eğildiği sırada tokadı suratına yapıştırdım. - Ne oluyor diye sıçradı. Kollarından kurtulup kendimi yana attım. Hâlâ bornozlaydım. Battaniyeyi çekip üstüme tuttum. - Seni ırz düşmanı adi köpek. Senin benim yatağımda ne işin var ? Elini vurduğum yerde tutmuştu. Biraz kızarmış sanki ohh olsun. Bir daha uyandığımda yatağımda olamaz. Ben rüya sanıp nasıl heveslendim. Az daha üstüne çıkıp fena şeyler yapıyordum. - Gamze ne yapıyorsun? - Bağırma bana asıl senin benim yatağımda ne işin var ? Yoksa sen elimi... battaniyenin altında vajinama attım. Yok ıslanmış ve uyarılmıştım ama seks yapmamıştım. Olsa anlardım. Anlar mıydım? Hep azgın dolanıyordum zaten. Doymamış olabilirim de.. - Ne yaptın bana? - Ben yapmadım sen bana yaptın. Karşıma geçmiş pişmiş kelle gibi sırıtıyor. Ben sana ne yaptım? Yoksa o azgınlıkla üstüne çıkıp... off kafamı nerelere vurayım. Ben onu daha iyi günlere saklıyordum. Yine sana verecektim ama sen daha sürünecektin. Neyse oldu artık bari azgınken yine rahatlayayım. Ona doğru gidecektim çocuklar odaya daldı. Yine kıçımın üstüne oturup battaniyeyi göğsüme bastırdım. - Anne babam yooo baba siz annemle barıştınız mı dedi Ayşe. Gözleri kocaman açılmıştı. Ziya ve Emine sevinçle birbirine bakıyorlardı. - Bakın çocuklar - Oleyyyyy teşekkür ederim anne bir daha asla yaramazlık yapmayacağım söz veriyorum dedi Ziya. - Ben de yapmayacağım anne diyerek babalarına sarıldılar. Ben hala battaniyeyi tutmuş bu duruma nasıl düştüğümü anlamaya çalışıyordum. Adamı iki sene sonra evimize misafir diye aldık, borçlu çıktık. Bir gece daha kalsa evi üzerime yap der. Gerçi ev zaten onun. - Anneciğim çok sevindim. Ben de sana daha çok yardım edeceğim dedi Ayşe. Yağız da bana yavru köpek gibi bakıyordu. Ben şimdi onlara barışmadığımızı nasıl anlatacaktım. Yağız senin benim odamda ne işin var acaba? Bu yaptığının hesabını vereceksin. - Tamam çocuklar sevinciniz bittiyse dışarı çıkın annenizin giyinmesi lazım. - Oha kızım annem çıplak bunlar bize kardeş yapmış dedi Ziya. Yağızla benim gözlerimiz yuvasından çıkacaktı. - Oğlum o nasıl konuşmak kendine gel. Sen bunları nereden biliyorsun? - Tamam sustum babacığım. Sen artık evimizde annemle ve bizimle kalacaksın ya başka bir şey istemiyorum, konuşmam da dedi şirin baba misali. Şeytan tüyü var bu çocukta. Kime çekti acaba? Babası kılıklı, kime çekecek yandan dokuz numaralı bakış atıp az kız tavlamadı. Beni de öyle kandırdı. Boynu altında kalmasın. Sinirden elim titriyordu yine de gülmeye çalıştım. - Hadi çocuklar biz inelim aşağıya kahvaltı hazırlayalım anneniz için dedi Yağız. Bana doğru yaklaşıp tşörtünü aldı. Kahretsin ben ona sarılıp ağladım. Sümüğümü sürdüm ona giyme giyme. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Çocuklar alkış çalarak aşağı inmeye başladı. Oda yataktan inecekken popusuna tekme attım. - Bittin sen Yağız. - Gamze popoma bu kadar düşkün olduğunu biliyorum ama çocuklar burada ayıp diyerek kahkaha attı. İşine geldi tabi bunun. Ben seninle aynı evde kalamam. İki senedir kaçıyorum boşuna mı? Seni gördüğüm zaman hormonlarım tavan yapıyor içeride halay çekiyorlar. Bir de çocuklar çok zeki aynı odada kalmasak anlarlar. Bu olanları açıklamam lazım. Kalkıp hemen hazırlandım. Güçlü ol Gamze. Çocuklar bunu anlar. Bir kot ve tşört aldım. Şimdi ona süsleniyorum sanmasın. - Babaanne babamla annem barıştı ya ben çok mutluyum diye onunla konuşuyordu Emine. Önündeki sehpadan kahvaltı yapıyordu babaanne. O da çok mutlu görünüyordu. Kendini topla bu yanlış anlaşılmayı ne zaman düzeltirsen o kadar iyi. Kapı çalıyordu. Temizlikçiler mi geldi? Bugün gelmezlerdi ama... - Oğlum kapıya bakar mısın? Asistanım gelecekti. Adama bak daha dün bir bugün iki asistanını eve çağırmış. Hemen kovmam lazım bunu. Ziya kapıya baktı. Masaya doğru gittim ben. Kızlar ve Yağız da mutfaktan geldi. İlk işi pastırmalı yumurta yapmak olmuş. Bizim çocuklar da çok sevdiği için evde bulunduruyordum. - Hoşgeldin Alev dedi Yağız. Arkamı dönmemle ne göreyim. Etine dolgun ama zayıf bir kız. Saçları siyah ve kalçasına kadar dökülüyordu. Gözler kahverengi büyük ve güzeldi. Dudak dolgusu vardı belli ama çok şey çok seksi bir kız karşımdaydı. Adının hakkını veriyordu. Esmer tenine uygun kırmızı bir karış elbise giymiş yetmemiş göğüs dekoltesi vermişti. - Hoşbuldum efendim. Kusura bakmayın rahatsız ettim ama siz bugün gelmeyeceğim deyince bu dosyaları getirmek zorunda kaldım. İmzalarsanız hemen işlemi başlatabilirim. - İyi yaptın diyerek göğsüne astığı mutfak önlüğüne sildi ellerini. Kızın yanına giderek kağıtları imzaladı. - Hoşgeldin Alev seni şirkette hiç görmemiştim yeni misin? Yalana bak en son ne zaman şirkette gittin acaba? Yıllar önce ortalığı karıştırıp Sıla cadısını kovmak için girmiştim o kadar. - Yeniyim efendim dedi kız gülümseyerek. Işıl ışıldı kız. - Kaç yaşındasın ? - 22, ilk iş deneyimim o yüzden çok heyecanlıyım dedi gereksiz bir şekilde uzatarak. Yağız hayırdır der gibi bana bakıyordu. Onu tınlamadım. Neredeyse ergen bu kız. Şimdi düz duvara tırmanma zamanıydı ve Yağız ın asistanı oluyordu öyle mi? - Yağız Bey artık dosyaları bu eve mi getireyim. Yanlış anlamayın diğer evin adresi bendeydi bunu zor buldum. - Evet canım bu eve getir dedim Yağızın koluna girerek. İkimizin kollarının birleştiği yere baktı. Yüzü mü düştü ben mi kıskançlıktan farklı görüyorum. Seni zilli hiç sevmedim seni. Alevmiş isminde bile meymenet yok. - Ben müsadenizi isteyeyim dedi. - Gitme Alevcim birlikte kahvaltı yapalım dedi benim yaramaz oğlum. Kolundan tutup yanıma çektim. - İşi vardır oğlum tutma ablanı dedim. - Başka zaman söz ver o zaman Alev dedi Ziya. - Tabi neden olmasın yakışıklı dedi. Yağız ona talimat verirken ben Ziyayı çektim. Gözüm Yağızla onun üzerindeydi. - Oğlum hayırdır? - Aşık oldum anne. Alev benim olsun mu? Babası da oğlu da beni deli edecek. Babası kılıklı ne olacak? Alev gidince Yağız içeri girdi. - Barışmanıza çok sevindim kızım dedi babaanne bilmiş bilmiş. Yağız tam ağzını açacaktı ben konuştum. - Sağol babaanne. Yok öyle seni alevlere toplara bırakmam Yağız. Burada gözümün önünde ol. Verdiğim en doğru karar. Onun önünden geçip kahvaltıya oturdum. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. - Hadi Yağız pastırma soğuyacak.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD