Keyifli okumalar
" Ana de hayde geç kalıyoruz”
Maran kollarını bağlamış abisine sırıtarak bakıyordu. Havin hazırlanmıştı. Maran abisinin yanına gidip onun uğraşmaya başladı.
“Abi bakarsın oradan bir kıza vurulursun? “
Mirza sabır çekiyordu. Havin abisine ters bir bakış attı. Onun bu tavırlarına asla tahammül edemiyordu.
“Abi senin doğma amacın sırf eziyet için gelmişsin dünyaya”
“Kes sesini yoksa “
İkisi asla anlaşamazdı. Hep kavga ederlerdi. Dilan onlara masumca bakıyordu. Ne olur sanki abisi onu korusaydı. Böyle acıları neden hep kız çocukları çekmek zorunda kalıyordu.
“Dilan sende gel benimle “
Dilan duyduğu sesle kendine gelirken başını olumsuz bir şekilde salladı. Havin onun için üzülüyordu.
"Kusura bakma ben gelmek istemiyorum"
Odasına gidip kapıyı kitleyip ağladı. Abisi onu hiç sevmemiş değer vermemişti. Tanımadığı adam Ağrının en merhametli iki ağası ona abilik yapıyordu.
Delal Hanım son kez aynadan bakıp odasından çıktığında iki oğlu şoka girdi. Havin sırıtarak bakıyordu.
“Ana bu ne güzellik yeni gelin gibisin maşallah “
“De haydi gidelim “
Araçlara bindiklerinde düğüne doğru yola çıktılar. Berfin arkadaşını ikna etmeye çalışıyordu.
“Rojda inat etme sende gel benimle “
“Berfin babam hasta nasıl geleyim “
Ali Ağa kızının elinden tutup saçlarını okşadı. O da biliyordu ki küçük Rojdası yuvadan uçacaktı.
"Rojdam git hadi geç olmadan dönersin?"
Rojda annesine baktı. Annesi de onay verince odasına gidip hazırlanmaya başladı. Berfin’in bakışları şaşkına döndü.
"Rojda çok güzelsin maşallah"
Odadan çıktıklarında annesi ve babası hayranlıkla bakmıştı. Kızları çok güzeldi. Tek duaları karşısına iyi bir insanın çıkmasıydı.
???
Mirza ellerini açıp dua etti. Yoksa bu gidişle zor çıkacaklardı. Düğün alanına giren Mirza ve ailesi dikkatleri ilk çeken halay eden kızlar oldu. Delal Hanım aşiret kızı alacaktı.
Mirza annesine bakınca onun kızları dikkatli bir şekilde izledi. Maran abisine yanaştı.
"Abi çok safsın hala anlamadın mı?"
"Ne! Anlamam lazım?"
"Anam seni neden getirdi biliyor musun? Sana kız bulmak için"
Mirza annesine bakınca Delal Hanım bunu anladı. Maran sinirle baktı.
"Seni doğuracağıma"
Sözünü yarıda kesmek zorunda kaldı. Düğün alayına gidince herkes selam verdi. Masaya oturdular. Mirza düğünün başlaması için işaret etti.
???
Rojda arkadaşıyla birlikte düğüne geldiğinde oturacak yer aradı. Gençler kızlar halay çekiyordu. Berfin arkadaşının eline mendili verip halay başı olması için kolundan tutup halaya koydu.
"Berfin dur yavaş"
"Olmaz halay çekeceksin"
Halay müziği başladığı zaman ritme uyarak oynamaya başladılar. Mirza’nın gözleri onlara kaydı. Rojda halay çekmeyi çok severdi.
Maran kollarını bağlamış oturup saatlerce of çekiyordu. Havin'e bir fenalık gelmeye başladı. Annesine bakıp söylendi.
"Ana Allah aşkına abime bir şey de yeter ya sürekli ofluyor."
Mirza ters bir bakış attı. Maran kendini düzelterek oturdu. Delal Hanım kızları dikkatle izliyordu. Mirza’nın bakışı annesine döndüğünde kaşını kaldırdı.
"Hayırdır ana niye öyle bakarsın kızlara"
Havin güldü. Delal Hanım müziğin başlamasıyla birlikte kızlar hızla halay çekiyordu. Mirza’nın gözleri halayın başı olan Rojda'ya kaymıştı. Halay çekmiyordu. Fakat halayı yaşıyordu.
Mirza onu bir yerde gördüğüne emindi. Hafızasını zorlayarak hatırlamaya çalıştı. Havin abisine sırıtarak bakıyordu.
"Bu Ali Ağa'nın kızı Rojda"
Mirza o an hatırladı. Çünkü onu tarlada görmüştü. Yüzünü kapattığı için tanımadı. Rojdanın güzelliği onun aklını başından almıştı.
Halay bitince herkes yerine geçmişti. Maran abisinin bu haline güldü. Delal Hanım seslendi ama o duymuyordu.
????
Rojda'nın gözleri karşıda onu öylece izleyen Mirza'ya kaydı. Başıyla selam verdi. Telefonu çalınca bir kenara gidip telefonu açtı. Annesi merak etmişti.
"Alo ana bir sorun yok değil mi?"
"Yok kızım merak ettim"
"Ha tamam ana geç gelmem merak etme"
Mirza onunla konuşmak için düğünden ayrıldı. Annesi arkasından seslendi. Ama onu takmadan yürümeye devam ediyordu.
"Oğlum nereye?"
Mirza karanlıkta onu ararken bir köşede telefonla konuştuğunu görünce yanına gitmek istedi. Fakat tereddüt etti. Sonuçta kendisi bir ağaydı. Yanlış anlama olursa laf çıkarırlar diye endişe etti.
Rojda telefonu kapatıp tekrar düğün yerine gitmişti. Havin ona doğru gelerek selam verdi.
"Rojda nasılsın?"
"İyiyim hanımım siz?"
"Lütfen bana öyle deme sevmiyorum hanımım falan adımı söyle yeter."
Berfin iki genç kızın yanına geldi. Rojda arkadaşına dönünce endişeli olduğunu fark etti.
"Hayırdır ne oldu?"
"Anam aradı abin geldi çabuk gel dedi."
Havin kızlarla vedalaştı. Mirza geri döndü. Evlenen genç çiftleri tebrik edip takılarını verdikten sonra annesine döndü.
"Hadi eve gidelim yorgunum"
"Bu ne acele oğlum?"
"Ana yarın toplantı var."
Arabaya binip yola çıkınca herkes sessizdi. Delal Hanım oğluna baktı. Ardından o soruyu sordu.
"Sen niye o kızın peşinden gittin?"
"Hangi kız ana kimden bahsediyorsun?"
Bunu fark eden Havin araya girdi. Çünkü bu konu uzayacaktı.
"Ana abim telefonla konuştu."
Maran ise tam tersini söylüyordu. Resmen ortalığı karıştırmak için fırsat kolluyordu.
"Ne telefonmuş arkadaş bir susmadı zaten"
Mirza artık delirdi. Aynadan ona bakınca Maran sesini kesmek zorunda kalmıştı. Annesi oğluna sinirle bağırdı.
"Senin işten haberin yok ki abin bütün gün koştururken sen ne yapıyorsun?"
Havin güldü eline fırsat geçti. O da fazlasıyla onunla uğraşıyordu. Hemde çocukluktan beridir bunu yapıyordu.
"Ne yapacak ana karı kız peşinde koşuyor?"
"Havin yalan söyleme ana inanma"
"Öyle mi? Peki Bugün arayan kızlar kimdi?"
Maran'ın yüzü mosmor oldu. Cevap veremedi. Konağın önünde durduklarında araçtan indiler. Korumalar baş selamı verdi. Mirza odasına çıkacakken Delal Hanım tekrar seslendi.
"Oğlum sen iyi misin?"
"Ana uykum var?"
Herkes odalarına çekildi. Mirza önce bir duş almak için banyoya girdi. Sıcak suyun altında biraz daha kaldıktan sonra havluyu beline sarıp çıktı. Dolaptan bir tişört ve eşofman alıp giyinip yatağa uzandı.
Mirza yatakta kıvrandı. Bir türlü uykusu gelmeyen genç adam ışığı açıp oturup düşünmeye başladı. Gözlerini kapattığı an Rojda geliyordu. Onunla konuşmak istiyordu. Yarın sabah mutlaka konuşacaktı.
????
Sabahın güneşi odaya vururken Mirza üstünü giyinip erkenden evden çıkmıştı. Aracına binip önce şirket toplantısına katıldı. Ardından tarlaya uğradı. Kafasına koyduğunu yapan adamdı.
Rojda'nın tarlada olmasını ümit ediyordu. Fakat bugün orada olmayacaktı. Rojda evde temizlik için annesine yardımcı olacaktı.
Mirza'nın içinde bir kıpırtı oluştu. Hem heyecan hem korku vardı. Onu istiyordu. Kendisini bir Ağa olarak değil de normal bir insan olarak sevmesini istiyordu. Çok geçmeden tarlaya gelmişti.
Tarladaki çalışanlar çalışıyordu. Etrafa göz gezdirdi. Gerçi kadınlar yüzünü kapatmıştı. Onu nasıl bulacaktı.
Rojda'nın temizliği bitince çayın yanına kurabiye, kek yapmıştı. Mis kokuları alan Gülizar Hanım mutfağa gidince kızının yine bir şeyler hazırladığını gördü.
"Rojdam"
Annesinin ani seslenmesiyle yerinden sıçradı. Elini kalbine koydu. Gülizar Hanım bardağa su koyup ona uzattı.
"Ana korkuttun beni?"
"Dalmışsın fark edemedim"
Rojda fırından sıcak kurabiye ve keki çıkardı. Aceleyle kutuya koyup annesine döndü.
"Bunları babam verip geliyorum"
"Tamam kızım yüzünü kapama"
Rojda başına tülbent takıp yola çıkmıştı. Tarla fazla uzak değildi. Mirza ise onu göremeden gitti.
Bölüm sonu