RÜYA
Sonunda ülkenin en iyi kolejlerinden birinden tam burslu üniversite kazandım sevincim içimde buruk acı kimse ile sevincimi paylaşamıyordum. 10 yaşımda annemi kanserden kaybettim ondan başka kimsem olmadığından yetimhanede kalmaya başladım yetimhanedeki herkesle aram iyi olmasına rağmen kendimi oraya ait hissetmiyorum kimse annemin yerini tutmuyor. Yapa yalnız kadığım bu hayata hayallerime bir adım daha yaklaşıyordum mimarlık okuyacağım anneme ölmeden önce okulumu birincilikle bitireceğimi hayallerimin peşinde gideceğime söz vermiştim mimarlık bölümü neden istediğini bilmiyorum ama sözümü tutacağım. Bu şehirden hatıralarımı annemi geride bırakarak gidiyorum İstanbul ‘a doğru yola çıktım ilk defa Ankara ‘dan başka şehre gidiyorum yol boyunca dışarıyı seyrettim…
“ hanımefendi uyanın “
Gözlerimi yavaşça açtım muavin
“ ineceğiniz yere geldik bavulunuz var mı? “
“ evet “
Oturduğum yerden kalktım otobüsten aşağı indiğimde şimdiden havası farklı gelmeye başladı küçük valizimi elime aldım koleje gidebileceğim yerde indirmişti. Nasıl bir yerdi burası? Arabaların geçtiği kimsenin olmadığı ormana içi sadece insanların mola vermek için küçük bir yer.
“ pardon Özel Akademik Kolejine gidecektim “
“ orası buraya uzak “
“nasıl gidebilirim? “
“ oraya saat başı giden otobüs geçer daha yeni hareket etti buradan bekleyeceksin “
“ offf başka yolu yok mu gitmenin? yerince geç kaldım “
Adam biraz tedirgin bir halde
“ bir yol var ama “
“ söyleyin lütfen “
“ şu ormanın içinde kısa sürede ulaşabilirsin “
“ tamam, teşekkür ederim “
Elime aldığım valizimi gösterdiği yöne doğru ilerlerken ardımdan seslendi
“ hey kızım orası pek tekin değildir “
“ yapacak bir şey yok yetişmem gerek “
Başka çarem yoktu ormanın içine girdim yeşillikler içinde ilerliyordum ne kadar da güzel görünüyor havası bile farklı yolumda ilerliyordum sıcak hava birden sesti hatta hızlı geçen tarif edemediğim bir cisimmiş gibi saçlarımı savurdu tüylerim ürpermedi desem yalan olur etrafa bakındım korkulacak hiçbir şey yoktu yoluma hızla devam ediyordum…
Sonunda okula ulaşmayı başardım kalbim heyecandan atıyordu bir taraftan beni korkutuyordu buradaki öğrencilerin hepsi diye bilirim zengin aile çocukları yanlarından geçerken bana bakışlarını görebiliyorum ama ne düşündükleri de umurumda değil rektörlüğü ararken karşımda bana doğru hızla gelen kız önümde durup tokattı birden şaşkın bir o kadarda kızgındım attığı tokatın karşılığını tokat olarak cevap verdim. Hayatımda kolay, kolay tepki vermem ama bu da neyin nesi? başı yana dönmüş eli yanağına koymuş başını bana çevirdi elini uzattı.
“ seni sevdim ben Mine “
Eli havada bekliyordu
“ bakalım ben seni sevebilecek miyim? Tokat atığın farkında mısın? “
“ upss pardon iddia diyelim konuyu kapatalım okulun ilk günü iyi bir arkadaş olacağımıza eminim “
“ eminsin? “
Bakışıyla onaylamıştı havada kalan elini tuttum
“ Rüya “
“ memnun oldum hangi sınıftasın? “
“ bilmiyorum rektörlüğe gitmem gerek “
“ tamam, birlikte gidelim “
Konuşarak rektörlüğe gidiyorduk bir alan vardı burası güneş ve sıcaktı ama o alan esiyor ve kar yağıyordu bu nasıl olabilir? Yönümü oraya doğru çevirdim
“ hey dostum nereye? orası rektörlüğe çıkmıyor “
“ görmüyor musun? Yazı yaşarken bu alanda kar yağıyor “
Şaşkınlığımı gizleyemiyordum başımdan aşağı karlar yağıyordu etrafımda dönmeye başladım o kadar güzeldi ki
“ hadi ama ilk defa kar mı görüyorsun? “
“ ama bu nasıl olur? “
“ bilmem ormanın yakınlarındayız orası için hikayeler uydurulmuş farklı zaman biçimi gibi “
Etrafımda dönerken birden biri bana çarptı dengemi kaybetmiş yere düştüm arkasına bakmadan gitti
“ hey dikkat etsene “
“ Rüya iyi misin? “
“ iyim ama bu kim? “
“ yüzünü görmedim tanımıyorum “
Arkasında baktım sırtında omuzun hizasında yarasa modelinde dövmesi vardı Mine ile geri dönerken aklım onda kaldı. Rektörlüğe gittiğimizde hangi sınıfta olduğumu öğrendik Mine sevinmişti aynı sınıfta olduğumuz için. Sınıfa geçip yerlerimizi alırken arkadaşları ile tanıştırdı. Esin, Levent ve Kadir aynı zamanda Kadir ablasının nişanlısı Devran ‘nın kuzeni olduğundan aralarında çekişmeler eksik olmuyordu. Aramızda gülüşürken sınıfa hoca girmişti sıramıza geçip oturduk.
“ ben Asya Elçin İngilizce derslerini birlikte işleyeceğiz şimdi okulun ilk günü olduğundan tanışalım çoğunuzu geçen seneden tanıyoruz “
Sırasıyla kendilerini tanıtıyorlardı sıra bana geldiğinde arkadan gelen konuşmaları işitiyordum hakkımda sıradan biri olduğumu onlardan bir olmadığımı konuşuyorlardı. Mine onlardan hoşlanmadığını okulun popiler kızı olduğunu söyledi derin nefes aldım zengin biri değildim utanmıyordum bu halimden benim tek bir amacım var anneme verdiğim sözü tutmak hoca sınıfın içini dolaşırken
“ kimse ayrım yapamamayı öğrenmeli sizler gibi zengin aileden gelmeye bilir siz ailenizin parası ile okuyorsunuz ama Rüya okulumuzun ilk tam burs kazanmış bir öğrencisi kolej adına gurur duyuyoruz maalesef sizlerde olmayan o başarıyı hak etmiş biri “
Onların konuştuklarını duymuş cevabını verirken yanımda durdu
“ sen sakın buradaki zengin çocuklarına aldanma seninle gurur duyuyorum “
“ teşekkür ederim “
“ bize kendini tanıt nereden geldiğini ailen, kardeşlerin, hobilerin neler? “
“ Rüya Aksu Ankara ‘dan geliyorum ailem yok yetimhanede büyüdüm “
Hoca başını eğmiş
“ üzgünüm kızım bilemedim “
“ önemli değil “
Diyerek kendimi tanıtmaya başladım ilk ders tanışma olarak geçti sonra yavaştan konuları işlemeye başladık oldukça dersler keyifli geçiyordu. Dersler bittiğinde elimde valizim kalacağım yurda yol aldım kalacağım yatakhane girdim eşyalarımı yerleştireceğime olay çıkarmak isteyen iki kız ne kadar sabırlı ve inatsam tahammül sınırımı zorluyorlardı. Onlara karşılık vereceğim sırada içeri Mine girdi tehdit edişinden onun buradakiler hakkında bilgi sahibi olduğunu söyledi herkesi tanımam için rehberlik edeceğini yalnız olmadığımı söylemişti. Gerçekten çok iyi arkadaş olacağız birde ondaki bu enerji yaramaz kız çocukları gibi tavırları büyümüş ama aklı 5 yaşındaki çocuk gülümsemeden edemiyordum. Onu yurtta tanımayan yoktu görevliler yanlış arkadaş seçmişim diye uyarmışlardı birde yurdun kuralları vardı onlara uymam için sıkıca uyarılmıştım. Mine boş ver diye geçiştirerek birlikte eğleneceğiz diye ilk günden yurttan çıkarmıştı. Gittiğimiz yer ormanın tepesi kolejin bütün öğrencileri buraya akın etmiş tepeden iplere aşağı inmek için sıraya girmiş bu kadar yükseklikten aşağı inmek tam bir delilikti ama Mine durmuyordu Esin, Levent ve Kadir beşimiz adrenalin ve spor olarak görüyorlardı. Belime bağanmış emniyet kemeri elime tutuşturulmuş kalın urgan aşağı bakmak bile ürkütücü onların tarifleri üzere uygulama yaparak kayalıklardan aşağı doğru ilerliyorduk kalbim sıkışıyor off nereden kalkıştım bu işe korkudan ölüyorum. Aşağı inmek için çok mesafe var başım döner gibi oluyordu derin nefes alırken birden ip koptuğunda çığlık attım geriye doğru düşüyordum. Aklıma tek gelen artık benim için yolun sonu olacaktı gözlerimi kapattım kaderime boyun eğiyor gözlerimin önünden geçen hayallerim, annem beklide anneme kavuşacaktım? Bir şeyin üzerine düştüğümü fark edince sıkıca kapattığım göz kapaklarımı araladım gözlerim sadece bir çift ela gözlere kilitlendi. Ondan gözlerimi alamıyordum bu kim? Kimin kollarına düştüm? Beni nasıl düşerken yakalamıştı? Uzun süre bakışmalarımız ardından o yabancının kollarında iken beni olduğum yere indirdi. Mine ‘nin adımı seslenişi iyim diye karşılık verdiğimde yüzünü bile görmediğim yabancı benden uzaklaştı peşinden gittim yine o yarasa dövmesi olan kişi sabah bana çarpıp bir özür dilemeyen şimdi de benim hayatımı mı kurtardı? Peki neden? Kimsin sen neden sana yaklaştığımda anlamsız içimde kıpırdanmalar oluyor? arkasından seslendim tepki vermeden çekip gittiğinde Mine yanıma geldi telaşla iyi olup olamdığıma bakarken olanları anlattım korkudan hayal gördüğümğü söyledi ama gerçekti...