56.BÖLÜM "Husumet" SERDAL AĞA Arabayı hastanenin otoparkına park ettim. Şoför koltuğunda çevik hareketlerle indim. Yoğun bakımın olduğu bölüme giderken ayaklarım oldukça seri biçimde ilerliyordu. Anam uyumadan bir kez olsun onu görmek istiyordum. Yoğun bakım kapısının başına gelmemle, bir süre beni içeri almaları için beklemeye başladım. Beş dakika içerisinde içerideydim. Hemşire beni anamın olduğu perdeli alana götürdü. İlk bakışta yüzünü tanıyamadım, sokmalar reaksiyon göstererek şişmiş ve morarmıştı. Yüzünün ve ellerinin tümünde arı sokmaları vardı. “Ana…” dedim üzgün bir biçimde. Ne kadar kötü olursa olsun, insanın anasını bu durumda görmesi üzüyordu. Hafifçe parmaklarını kımıldattı. O an aklıma, Zerya Hanımın yıllardır hiç kımıldamadan çaresizce yatakta yatması, çocuklarıyla dahi