70.BÖLÜM İş görüşmesi bitmişti. Nezih restorantı ardımızda bırakarak sahil yoluna inmiştik. Sakince yürüyorduk İstanbul sahillerinde. Mavi gözlerim boğaz manzarasını detaylıca incelerken, nerenin neresi olduğunu çıkartmaya çalışıyordum. Çok güzel bir şehirdi İstanbul. Benim için çok kalabalıktı. Başımı gökyüzüne kaldırarak derin bir nefes çektim. Yarım saat yürümenin ardından bankın birine oturmuştuk. “On dakikaya kalkarız. Başka bir iş görüşmem daha var,” dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Ne kadar çok tanıdığı ve çevresi vardı İstanbul’da. Sanırım Harun Ağa en çok küçük oğluna pis işlerini yüklüyordu. Diğerkilerin konuşması bile bizim oralara benziyordu lakin Berken Ağa bir İstanbul beyefendisi gibi konuşabiliyordu yeri geldiğinde.. Yine de onun nasıl bir psikopat olduğunu en iyi ben