EROL KESKİNER'DEN... Yüzüme atılan soğuk su ile kendime geldiğinde ne olduğunu anlayamamıştım. Ağzımı balık gibi açıp kapatarak yüzüme gelen su ile kesilen nefesini dengelemeye çalışıyordum. Ciğerlerimi yeniden oksijen ile doldurduğumda gözlerimi de aralamayı başardım. El ve ayak bileklerimden zincire vurulmuş, baygınlığın verdiği bilinçsizlikle bedenimin ağırlığı iki bileğime yüklenmiş bileklerimde derin yarıklar oluşturmuştu. Görüşüm biraz daha berraklaşınca karşısında oturan altında kamuflaj üstünde askeri tişört bulunan adamın keskin bakışları ile karşılaştım. Dışarıda hava kararmış olmalıydı ki ortamı aydınlatan florasan lambanın parlak ışığı içinde olduğumuz mekânı aydınlatıyordu. Nerede olduğumu anlayamadım. Norveç fiyortlarında saklanırken bir gece beş tane insan azmanı çökmüştü